Dengbêjliği babasını dinleyerek öğrenen Mahmûd Qizil, 45’lik plağı 'Lorî Lorî Cembelî' ile kimsenin beklemediği bir üne kavuştu. 1965’te İstanbul’da çıkan ilk Kürtçe plak olma özelliğini taşıyan 'Lorî Lorî Cembelî'nin ardından 10 yılda 53 plak çıkardı. Nedenini kendisine sakladığı 25 yıl boyunca uzak kaldı dengbêjlikten. 'Ax Civaniyê' ile 1999’da geri döndü ve 79 yılında hayata gözlerini yumduğunda ününün doruğundaydı.
Gazeteci Maşallah Dekak’ın, “O dönemler baskı var mıydı, biraz anlatır mısınız?” sorusunu şöyle yanıtlar: “Evet, baskı vardı. Ancak ben çok fazla baskı görmedim. Bana karşı psikolojik baskı vardı. Hiçbir zaman söylediğim kilamlardan dolayı işkenceye tabi tutulmadım. Ancak polis ve savcılar, zaman zaman beni rahatsız ederlerdi. Bir gün savcılıktan çağırdılar. Savcı bana ‘Neden Kürtçe okuyorsun?’ dedi. Ben de ona şu cevabı verdim: Sen ‘ninni’ ile, ben ‘lorî’ ile büyüdüm. Bu nedenle ninni ve lorî aynıdır. Senin anadilin ‘ninni’, benim anadilim ise ‘lorî’dir. Bu nedenle ‘Lorî lorî Cembelî’yi okudum.”
Bu sözler, Diyarbakırlı dengbêjlerden biri olan Mahmûd Qizil’a (Mahmut Kızıl) ait. Çarşamba günü hayatını kaybeden Qizil, dengbêjlik geleneğinin ünlü isimlerinden biriydi. “Lorî lorî Cembelî” adlı 45’lik plağı, 1965’te, Unkapanı’nda çıkan ilk Kürtçe plak özelliğini taşır. Çeşitli yerlerde kendisi de bundan söz eder ve o yıllarda birçok dengbêje, ki bunların arasında Ayşe Şan da vardır, Kürtçe plak yapmayı teklif eder. Ama kimse cesaret edip buna yanaşmaz. Ancak Qizil’ın plağı piyasaya çıkıp ünlenince, başka sanatçılar-dengbêjler de Kürtçe plak çıkarmaya gönüllü olurlar.
KÜRTÇEYİ KÖYDE, DENGBÊJLİĞİ BABASINDA ÖĞRENDİ
Diyarbakır merkezde doğan Mahmûd Qizil, Kürtçeyi köyde öğrenir. Ailesi Diyarbakır’da yaşıyor ancak Hazro’nun Bolse köyü ile ilişkilerini büsbütün kesmemiştir. Qizil Kürtçeyi köyde, dengbêjliği ise babasından öğrenir. İlk plağı olan “Lorî lorî Cembelî”yi de babasından duyup öğrenmiştir. Aslında babası, Qizil daha 11 yaşındayken hayatını kaybetmiştir. Öyle anlaşılıyor ki Qizil, 11 yıl içinde babasından öğrendiği hiçbir şeyi unutmamış, bu yılların etkisi ilk plağına ilham olmuş. Babası topluluk karşısında dengbêjlik icra eden birisi değildir aslında, aile içinde, dostları için söyleyen biridir. Qizil’ın aklında en çok yer eden Cembelî’dir, yıllar sonra bile, “Babam Cembelî’yi söylediği zaman hepimiz ağlardık” diyecektir.
Ama elbette dengbêjlik bilgisi sadece babasından öğrendikleriyle sınırlı değildir. Eliyî Dengbêj, Feqî Silo ve en önemli ve bilgili dengbêj olarak bildiği Dengbêj Evdilhadî de Qizil’ın hayatında iz bırakmıştır. “Çocukluğumun dengbêjleri” dediği isimleri tanıma ve dinleme fırsatı da bulmuştur. Ama bilinir, iyi dengbêj, söylediklerine kendi yorumunu da katabilendir. Mahmûd Qizil, babasından ve diğer dengbêjlerden dinleyip içselleştirdiklerini yeni bir yorumla aktarma yeteneğine sahip bir dengbêj olarak geleneğin içinde yerini aldı.
ZEKİ MÜREN’DEN ÇOK SATTIĞI YILLAR
1965’te çıkardığı ilk 45’lik plak “Lorî Lorî Cembelî” den sonra, 1974 yılına kadar 53 plak daha yaptı. Bu plaklar sayesinde bütün Kürtler tarafından tanınır ve sevilir. Hem sadece Türkiye’deki Kürtler değildir onu dinleyen. Deyim yerindeyse ünü sınırları aşar, Qizil’in plaklarının kamyonlarla Barzani’nin peşmergelerine gittiği yönünde söylentiler de çıkar.
Art arda plak çıkardığı 1960’lı yıllarda Qizil, Hürriyet gazetesine de haber olur. Gazete birinci sayfasında, Mahmut Kızıl’ın Kürtçe plakları Zeki Müren’in plaklarından çok sattığını duyurur. Haberde “Mahmut Kızıl’ın Kürtçe ‘Heyla Siwaro’ plakı Barzani ordusunda günde en az 10 defa çalınmaktadır. Plakçılardan aldığımız habere göre Mahmut Kızıl’ın Kürtçe plakları Zeki Müren’in plaklarından üstün satış yapmaktadır” şeklinde bilgiler yer alır.
Ankara’da Zeki Müren’le tanışan Qizil, İstanbul’da Yılmaz Güney ile dost olur. Zaman zaman görüşürler, Güney, onun “Lori Lori Cembelî” kilamından yola çıkarak bir film yapmak ister. Qizil, Güney’in bir süre sonra hapse düştüğünü ve çıktıktan sonra da bir daha görüşemediklerini anlatacaktır.
KAYIP 25 YIL
Mahmûd Qizil, ününün doruğundayken plak yapmayı bırakır. 25 yıl süren bir sessizliğe bürünür. Plak yapmaktan, dengbêjlik yapmaktan uzaklaşma nedenini hiç açıklamadı. Bu kayıp yıllardan sonra, 1999 yılında “Ax Ciwaniyê” (Ah Gençlik) adlı albümle yeniden dengbêjliğe döner. Piyasada albümleri çıkmış birçok dengbêj vardır artık ve Mahmûd Qizil ismi unutulmuştur nerdeyse. Ama Qizil “Ax Civaniyê” ile müthiş bir geri dönüş yapmıştır.
“Ax Civaniyê” ile dengbêjliğe geri dönen Mahmûd Qizil, kayıp yılların acısını çıkarırcasına yeni albümler yapmaya başlar. “Ax Civaniyê” de gençlik yıllarına bir özlem ve güzelleme vardır. Artık yaşlanmıştır, gençlere gençliğin değerini bilmeleri gerektiğini nasihat edecek yaşa gelmiştir. Ama birikimli bir sanatçı olarak televizyonlarda boy gösterdi, festival gibi etkinliklerde sahne aldı. Onun sesiyle büyümüş dinleyicilerinin arasına yeni kuşaktan dinleyiciler de katıldı.
DENGBÊJ VE ÜNLÜ
Mahmûd Qizil’ın dengbêjliğe geri döndüğü yıllar, Kürt kültürü ve sanatının belediyeler aracılığıyla çıkış yaptığı yıllara denk geliyor. Belediyeler bünyesinde faaliyet yürüten kültür sanat kurumlarının Kürtçeye ve Kürt kültürüne ait birikimin ortaya çıkması için çaba sarf ettiği yıllar da denilebilir. Kürtçe kitaplar yayımlanıyor, Kürtçe tiyatro eserleri seyirci ile buluşuyor ve neredeyse her belediyenin bir dengbêj evi kurduğu zamanlar.
Bedran Hikmet, “Dengbêj Geleneği” adlı makalesinde (İnatçı Bir Bahar-Kürtçe ve Kürtçe Edebiyat, Ayrıntı Yayınları içinde) dengbêjliğin 14-19’uncu yüzyıllarda zirvede olduğunu yazar. Hikmet, buna gerekçe olarak Kürt coğrafyasında feodalizmin kurumsallaşmasını ve mirlik düzeninin oturmuş olmasını gösterir. İkinci olarak, Moğol istilasından sonra coğrafyanın belli bir sükûnete kavuşmasına işaret eder. BDP-HDP-DBP’li belediye başkanlarının belediyeleri yönettiği zaman dilimi benzer koşullara olanak sağlar. Dengbêj evleri unutulmaya yüz tutmuş bir geleneğin yeniden dirilmesine neden olur. Dengbêj evleri dengbêjleri bir çatı altında toplamanın yanı sıra özellikle gençlere kayıp bir kültür ile tanışmasına fırsat verdi.
Diyarbakır’daki dengbêj evini gençlerin boş bırakmamasını merak duygusuyla açıklamak mümkün elbette. Ama bunda yüzyıllardır süregelen ve modernleşmeye direnen dengbêjlik geleneğin kendisinin de payı vardır. Söyleme biçimi arkaik olsa da içeriği güncel olandan uzak durmadı çünkü. Belediyelere kayyım atanınca birçok dengbêjin dengbêj evleriyle olan bağını koparması da bu nedenledir.
Mahmûd Qizil ömrünün son yıllarını, dengbêjliğin yeniden değer kazandığı bu zaman dilimi içinde geçirdi. Eski kuşak dinleyicilerinin yanı sıra çok sayıda genç hayranı da vardı. 79 yaşında ve ününün doruğunda öte yana göçtü.
Vecdi ERBAY / DUVAR