Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, “Elçi’nin siyasi iktidarın denetiminde öldürüldüğünü düşünüyoruz. Kısa bir süre önce siyasi iktidarın temsilcileri tarafından hedef gösterildi ve adeta hakkında bir linç kampanyası yürütüldü” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Londra’da Türkiye Çalışmaları Merkezi, Kürt İlerleme Merkezi ve Sığınmacı İşçiler Kültürel Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği Britanya Parlamentosu Avam Kamarası’ndaki konferansta konuştu.
İşçi Partisi milletvekili Joan Ryan ve Lordlar Kamarası üyesi Lord William Wallace’in başkanlığındaki konferansta konuşan Yüksekdağ 1 Kasım seçimlerinden sonra gelinen nokta ile ilgili bulunduğu genel değerlendirmede AK Parti’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra bilinçli olarak tırmandırılan bir siyasi gerilim ve tehdit politikasıyla daha fazla insanın AK Parti’ye oy vermesini sağladıklarını söyledi.
”İnsanlar güvenliğin sağlanması, şiddetin durması, siyasi istikrarın sağlanması ve hükümeti kurulması için zorunlu olarak AKP’ye oy verdi. Ama 1 Kasım seçimlerinden sonra Erdoğan ve AKP’nin sözünü verdiği güvenlik hala sağlanamadı ve Türkiye güvensiz bir ülke haline geldi.
“7 Haziran seçimlerin sonra geçen 6 ay içinde 256 sivil hayatını kaybetti. Ankara ve Suruç Katliamı ve sokağa çıkma yasağının uygulandığı Kürt illerindeki ölümlerdi bunlar. 1 Kasım seçimlerinden sonra AKP bir hükümet kurdu ancak Türkiye halkına söz verdiği kamu güvenliğini sağlayamadı.”
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili konuşan Yüksekdağ, siyasi iktidarın bu cinayetle ılımlı ve objektif mücadele yürüten ve bağımsız siyaset yapanlara yaşam alanı tanımayacağını kanıtlamış olduğunu söyledi:
”Duymuş olduğunuz gibi Elçi’nin siyasi iktidarın denetiminde öldürüldüğünü düşünüyoruz. Kısa bir süre önce siyasi iktidarın temsilcileri tarafından hedef gösterildi ve adeta hakkında bir linç kampanyası yürütüldü.
“Görüntüler ve tanıklar olayın basit bir kaza kurşunu olmadığını gösteriyor. Tahir Elçi, hedef gösterilerek, planlı bir şekilde katledildi. Bunun anlamı şu; Türkiye iktidarı daha büyük ve tehlikeli bir savaşa girmeye hazırlanıyor. Kapsayıcı ve ılımlı siyasetçileri önünde bir engel olmaktan çıkarmak istiyor.
“Türkiye’de kimsenin başka bir taraf olmasına izin vermiyor, mutlaka kutuplaşmak zorunda bırakıyor. Tahir Elçi’nin de aslında ölüm nedeni bir Kürt olmasıydı ve bölgede Kürtlerin bir statü kazanma mücadelesine inanıyor olmasıydı.”
Barış süreci ile ilgili soruları yanıtlayan Yüksekdağ, AK Parti hükümetinin yeniden PKK Lideri Abdullah Öcalan ile masaya oturması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
”Türkiye’nin toplumsal ve siyasal dengesini sağlayan en önemli merkez İmralı’dır. Müzakere olmazsa, İmralı muhatap olmaktan çıkarsa Türkiye’deki tüm siyasal ve toplumsal dengeler bozulur. İkinci olarak da Türkiye hükümetinin Suriye’ye dönük bir müdahalesine karşı demokratik bir tepki oluşturmaya çalışıyoruz.
”PKK ve Kandil, Öcalan’a bağlı. Esas olarak müzakere temel tarafı Kandil. Ve onu bağlayan tek lider Öcalan’dır. Şunu çok net söyleyebilirim; hükümet sorunu çözmek istiyorsa Öcalan’dan başka şansları yok. Kandil Öcalan’dan başkasını aracı olarak kabul etmez. Biz işin parlamento boyutunda muhatap olabiliriz sadece.”
“Suriye sorununun çözümü için yerel demokrasi güçlerinin desteklenmesini çok önemli buluyoruz. Mülteci sorunu, savaş ve IŞİD vahşetinin çözümlenmesi için Suriye’deki Kürt güçleri ve PYD uluslararası toplum tarafından kararlı bir biçimde desteklenmelidir. Suriye istikrar ve demokrasi dışardan enjekte edilemez. PYD Suriye’nin içindeki istikrar gücüdür.”