Güven Karakuş 17 yaşında bir lise öğrencisiydi. Okul harçlığını çıkarmak için alüminyum pencere doğrama işinde çalışmaya başladı. Şişli’de Mehmet Rıfat Evyap Endüstri Meslek Lisesinin pencere tamir işini yaparlarken ağır şekilde yaralandı.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre boynundan yaralanan Karakuş, kendi başına Derman Polikliniğine gitti. Durumu ağırlaşan Karakuş, sevk edildiği Okmeydanı Hastanesinde hayatını kaybetti.
7 yıl önce yaşanan bu feci olayda skandallar zinciri, Güven Karakuş’un ölümünden sonra başladı. Özel Derman Polikliniğinde “trafik kazası” olarak geçen olay, Karakuş’un Okmeydanı Hastanesinde ölmeden önce doktorun “Nasıl oldu” sorusuyla başka bir boyuta ulaştı. Çünkü, Karakuş doktorun sorusuna, sonradan işyerinin patronu olduğu öğrenilen Mehmet Eker’i göstererek “O yaptı” diye karşılık verdi. Karakuş’un bu sözlerine Şengül Kömeç’in şahitlik yapması ve ifade vermesi üzerine olay cinayet davasına dönüştü.
Anne Aysel Karakuş da başka bir çarpıcı bilgiyi paylaşıyor. Okmeydanı Hastanesinde başka bir doktorun yanlarına gelerek, “Sizin oğlunuzu darbetmişler bu işin peşini bırakma” dediğini dile getiriyor.
OTOPSİ TALEBİ KABUL EDİLMEDİ
Olayın cinayet olduğundan emin olan aile bu durumun kanıtlanması için otopsi yapılmasını istemiş fakat talepleri kabul edilmemiş.
Anne Karakuş, dava sürecinde, kamera görüntülerinin kaybolması, doktor raporlarının istenmemesi gibi başka skandalların da yaşandığını ileri sürüyor.
Güven’in yaralı olarak koştuğuna tanık olanlar, mahkemede tanıklık etmemişler. Aile bunun üzerine MOBESE ve bölgedeki dükkanların kamera kayıtlarına bakılması talebinde bulunmuş fakat bu talepleri de reddedilmiş. Karakuş ailesi, eksik yapılan yargılama sürecinin ardından önce trafik kazası denilerek örtülmek istendiğine ardından da cinayetin iş kazasına çevrildiğine inanıyor. Patron Mehmet Eker’e, “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verilip bu cezanın da. 24 taksitte ödenmek üzere 12 bin 100 lira para cezasına çevrilmesini adil bulmuyor.
Bu karara tepki gösteren aile temyiz için Yargıtaya başvurmuş durumda.
ADALET BULAMADILAR AMA DARBEDİLDİLER
Gittikleri devlet kurumlarından aradıkları desteği bulamayan Karakuş ailesi, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda 2013 yılında görülen duruşmada gösterdikleri tepki nedeniyle darbedilerek karakola götürülmüşler.
Polis dayağının karakolda da sürdüğünü, kendisinin, kızının, diğer oğlunun ve eşinin dövüldüğünü anlatan anne Karakuş, bu durumun doktor raporları ve duruşma salonundaki kamera kayıtlarıyla kanıtlı olduğunu aktardı. Anne Karakuş, darbeden polisler hakkında soruşturma dahi açılmazken, kendilerine polise mukavemetten dava açıldığını anlattı.
DEVLETİN ADALETİ YOK!
7 yıldır adalet arayan ve bulamayan anne Aysel Karakuş devletin tüm kurumlarına tepkili. Çünkü gitmediği yer, çalmadığı kapı kalmamış. Polise, dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Çapkın’a, Bakanlar Nimet Çubukçu ve Beşir Atalay’a, Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a… Hatta gazetelere ve televizyon kanallarına kadar bütün mercilere gitmiş. Hiçbirinden sonuç alamayan acılı anne tepkisini şöyle dile getiriyor: “Devletin adaleti yok! Paramız olsaydı, gücümüz olsaydı belki başka olurdu. Adalet; düşkünlerin, fakirlerin adaleti olsun. Güven, okul harçlığını çıkarmak için çalışıyordu. Devlet büyükleri utansınlar, Güven öldüğü gün cebinde 1 lira vardı” dedi.
OĞULLARI OKUSUN DİYE GÖÇ ETMİŞLER
Karakuş ailesi sırf Güven’in okula gidebilmesi için 2006 yılında Erzurum’un Tekman ilçesinden İstanbul’a göç etmiş. Güven, Şişli Lisesinde son sınıfta okurken bir yandan da harçlığını çıkarmak için Mehmet Eker’in yanında çalışmaya başlamış. Oğlunun ağır şartlar altında çalışmasına karşın, parasını doğru düzgün alamadığını anlatan anne Aysel Karakuş, olayın olduğu Evyap Lisesine gittiğini ve şu bilgiyi aldığını söylüyor: “Güven malzemeleri taşımış ve işi bitmiş. Sonrasında patronuna, ‘Ppazartesi okullar açılıyor paramı verin’ demiş. Patron itiraz etmiş hatta işi cinayete kadar vardırmış!