TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, gelecek yıl yüzde 1 büyüme ve yüzde 17 seviyesinde enflasyon beklediklerini söyledi. Asgari ücretin 2 bin 20 lira olarak belirlenmesinin olumlu bir gelişme olduğunu belirten Bilecik, "Reel sektörün finansmana erişim probleminin mutlaka çözülmesi, banka bilançolarında gerekli temizliğin yapılması gerek" dedi.
Dünya genelinde küreselleşmeden bir geri çekiliş olduğunu ve popülist söylemlerin güçlendiğini TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, alınan ekonomik tedbirlerin uzun vadeli olması gerektiğini ifade etti.
Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Bilecik şunları söyledi:
– İş dünyası için asgari ücret tespitinin 2 bin 20 TL olması çok olumlu bir gelişme oldu. İş dünyası verilen desteklerden memnun, bu destekler doğrultusunda ağustos itibarıyla yaşadıklarımız bertaraf edildi.
– Dünya ekonomisine yönelik durgunluk beklentileri FED’in faiz artırımlarını gözden geçirmesine neden olurken bu bize zaman kazandıracak bir süreç olacak.
– Banka bilançolarında gerekli temizliğin yapılması gerek. Bankacılık sistemindeki sıkıntıların kaynağına bakmamız gerekiyor. İş dünyasının en büyük sıkıntısı krediye ulaşmak. Ama şu tespiti de yapmak gerekiyor; Bankalar 100 lira topluyor, 150 lira kredi veriyor, bu dünyada 80 dolaylarında. Yani bankalarda da bir sıkıntı var. Banka bilançolarının sıkıntılı krediler açısından hızlıca normale döndürülmesi gerekiyor ki iş dünyası kredilere ulaşmakta zorlanmasın. Sıkıntılı kredilerin temizliği dünyada pek çok kez yapılmış bir şey. Bir çalışma yapılmalı bu konuda..
– İhtiyatlı olduğumuz taktirde gelecek yıl yüzde 1’ler civarında büyüme ve yüzde 17 enflasyon bekliyoruz. İşsizlikte ise hedefe hemen ulaşamayabiliriz.
– İkinci 100 Günlük Eylem Planı’nın da olumlu olduğunu görüyoruz ama bunların artık daha uzun vadeli olması gerektiğini düşünüyoruz.
– Dünyada ekonomik akılla, siyasi akıl birbirini tamamlaması gerekirken oldukça ayrıştı. ABD’de Trump’ın yaptıkları şaşkınlık yaratıyor, Avrupa’da Brexit aynı şekilde. Yani küreselleşmede bir geri çekiliş var ve popülist söylemler güçlendi.
– Türkiye’nin AB üyeliğinin vazgeçilmez bir hedef olması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin yönü hep Batı’ya olmuştur ve ekonomik, sosyal refah için böyle olmalıdır
– Bugün yatırımların önündeki en büyük engel belirsizlik.
– Kurdaki seviyeden çok istikrarlı seyir önemli. Yüksek dalgalar geldiğinde kumdan kaleler olmamalıyız
– Bizim iki gözümüzden biri ekonomide, kurlarda ama diğerİ dış politikada. Oradan kötü bir haber almamamız gerekir. Şu an olumlu bir iletişim yapılıyor ama daha iyi olmalıyız. (DUVAR)