TTB, korona virüsü salgını sürecine ilişkin açıklanan normalleşme adımları ile ilgili uyarıda bulundu: Salgın sürecine ilişkin açıklanan vaka ve ölüm sayılarındaki azalma umut verici olsa da rehavete kapılınmaması gerekiyor. Normalleştirme adımları epidemiyoloji biliminin gereklerine göre atılmalıdır, halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığı korunmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği, (TTB) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası korona virüsü salgını sürecine ilişkin açıkladığı normalleşme adımları ile ilgili açıklama yaptı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ve TTB Etik Kurul Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık tarafından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nca açıklanan veriler doğrultusunda COVID–19 salgın eğrisinde bir düşüş görülse de, salgının hâlâ devam ettiğine dikkat çekildi. Açıklamada, “normalleştirme” adımlarının epidemiyoloji biliminin gereklerine göre atılması ve rehavete kapılınmaması gerektiği vurgulandı.
‘DÖRT TEMEL BAŞLIK DİKKATE ALINMALI’
Dünya Sağlık Örgütü’nün salgın sonrası geçiş süreçlerine ilişkin hazırladığı rehberde yer alan 4 temel bileşene dikkat çeken Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, normalleştirme adımları atılırken bu başlıklara vurgu yaptı:
“Karar sürecini halk sağlığı ve epidemiyolojik veriler yönlendirmelidir. Yani salgın ve vaka sayılarına ilişkin ayrıntılı soruların yanıtı verilmelidir. Sağlık hizmetlerinin iki ana kulvarda sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor. Üçüncü olarak salgının sosyal ve davranışsal etkilerini, boyutunu önemsemek gerektiğinin altını çiziyor. Son olarak da salgını bireyler, aileler ve toplumlar üzerindeki yıkıcı etkisin azaltmak için sosyal ve ekonomik destek verilmesi gerektiğini vurguluyor. Tüm bunların yanı sıra DSÖ, Covid-19’un kontrol altına alınmış olduğunun kanıtlanmış olması gerektiğini vurguluyor. Sağlık Sisteminin her vakayı tespit edebilmesi gerektiğini, izole edilebilmesi gerektiğini ve her temaslı kişinin karantinaya alınmasının gerekliliğini anlatıyor. Cezaevleri gibi hassas nüfusun toplu olarak bulunduğu yerlerdeki salgın riskinin en düşük düzeye indirilmesi gerektiğini ifade ediyor.”
‘AZALMA UMUT VERİCİ DE OLSA REHAVETE KAPILINMAMALI’
TTB Başkanı Sinan Adıyaman ise, Covid–19 salgınına dair alınacak kararların piyasa baskısından uzak, epidemiyolojik verilere dayanması, sürekliliğe ve bütünlüğe olan bilimsel koordinasyon ile uyumlu olması gerektiğine dikkat çekti. Salgın sürecine ilişkin açıklanan vaka ve ölüm sayılarındaki azalma umut verici olsa da rehavete kapılınmaması gerektiğinin altını çizen Adıyaman, “Ne günlük hastalığa yakalanan insan sayımız, ne nüfusa oranla yapılan test sayımız, ne PCR testinden bağımsız COVID-19 tanısı alıp tedavi görenlerin sayısı ne de açıklanan resmi vefat sayısı salgının bittiğine ya da çok kısa sürede bitebileceğine dair veri sunuyor. Açıklanan rakamlardaki azalma sevindirici ve umut vericidir. Ancak rehavete kapılınmaması gereklidir. COVID-19 salgınında “normalleştirme” süreci piyasa baskısından uzak, epidemiyolojik veriler doğrultusunda, sürekliliği ve bütünlüğü olan bir bilimsel koordinasyonla uyumlu olmalıdır” dedi.
‘HALKIN VE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI KORUNMALIDIR’
Adıyaman şu uyarılarda da bulundu: “Salgın konusunda alınacak kararların popülizmden etkilenmemesi, ayrım yapılmadan insan odaklı olması ve toplumun sağlığı başta olmak üzere bütün insani ekonomik ve sosyal gereksinimlerinin sosyal devlet anlayışıyla karşılanacağı adımları içermesi gerekmektedir. Yeniden bir yaygınlaşma olabileceği de dikkate alınarak, ülkedeki kamu özel bütün hastanelerde, ASM’lerde ve sağlık hizmeti sunulan bütün birimlerde Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) bakımından hiçbir gevşeme ve eksiklik yaşanmaması sağlanmalıdır.” (DUVAR)