Ziraat Mühendisleri Odası 'torba tasarı' hakkında açıklama yaptı. Nükleer atıkların depolanmasının önünün açılacağını belirtti.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), TBMM gündeminde bulunan “torba tasarıyı” inceledi, uyarılarda bulundu. ZMO, tasarı ile ormanlarda nükleer atıkların depolanmasının önünün açılacağına, ormanların kiralanabileceğine, tek geçim kaynağı orman olan orman köylüsünün haklarının kısıtlanacağına dikkat çekti. Yangın söndürme çalışmalarına katılımın zorunlu olmaktan çıkarılacağına işaret eden ZMO, arazi toplulaştırılmasına da darbe vurulacağı uyarısında bulundu.
Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Çakır’ın haberine göre, ZMO’nun “Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na ilişkin eleştirileri şöyle:
“Meskenlerde kullanılan içme suyu saati uygulaması, tarla sulamalarında da kullanılacak. Üretici kullanmış olduğu suyun bedelini ödeyecek, ödemez ise icra yoluyla tahsis edilecek ve bir daha su kullanımına izin verilmeyecek. Son 15 yılda artan maliyetlerle 35 milyon dekar alanda üretim yapamayan üretici, tarımda kullanılan suya da para harcamak zorunda kalınca daha fazla alanı işlemekten zorunlu olarak vazgeçecek.
‘1956 YILINDAN BU YANA 29 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ’
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’ne bağlı arazi toplulaştırması hizmetleri DSİ Genel Müdürlüğü’ne devredilecek. Arazi toplulaştırmasına büyük bir darbe vurulacak. Siyasal iktidarın “yaz-boz tahtasına” dönüştürdüğü hukuksal düzenlemelerden birisi de Orman Yasası. 1956 yılında çıkarılan yasa bugüne değin toplam 29 kez değiştirildi. Son 15 yılda ise 15 kez değiştirildi.
Devlet ormanlarında “arkeolojik kazı ve restorasyon yapılmasına ve bu alanların kullanımına, tarihi eserlerin restorasyonu ve korunması için gerekli tesislere, işletilmesinde ağaç kullanılan ocakların açılmasına, yeraltında depolama alanı kurulmasına” bedeli karşılığında 29 yıllığına izin verilebilecek. “Yeraltı depolamasına” izin verilmesi, orman ekosistemlerinin, başta nükleer santrallar olmak üzere çeşitli tehlikeli atıklar için depolama alanlarına dönüştürülmesi olasılığını akla getiriyor. Yasayla, ormancılık işlerinde çalıştırılacak orman köylüleri ile kooperatiflerine verilen ayrıcalıklar daraltılıyor. Tasarı ile çevredeki köy ve kasaba halkının yangın söndürme çalışmalarına katılım zorunluluğu kaldırılıyor. Yerine “gönüllülük” esası getiriliyor. “Torba yasa” kapsamında yapılan değişiklikler; “devlet ormanı” sayılan yerlerin, bu yerlerdeki orman ekosistemlerinin, “orman köylüsü” sayılan yurttaşların başına yeni çoraplar örebilecek”.
‘HUKUKSAL OLARAK ORMAN SAYILMAYABİLİR’
2-B uygulamasından çok daha sakıncalı olan düzenlemeyle “orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen” yerler hukuksal olarak “orman” sayılmayabilecek. Orman alanları için son derece zararlı olabilecek kullanım biçimlerine tahsisin önü açılıyor. Orman içinde veya ormana 1 veya 4 kilometre mesafede özel mülkiyete tabi arazilerde kurulacak tesisler bile özel izne tabi iken, düzenlemeyle bu kısıtlama kaldırılıyor. İzin verilmesi yanında 29 yıl gibi uzun bir süre verilerek, neredeyse sınırsız bir kiralamaya olanak sağlanıyor.