Çeşitli temas ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Yüksekova'da konuşan CHP’li Sezgin Tanrıkulu: “Nasıl ki 93’te Çiller’in yürüttüğü bir konsept vardıysa bu konsept de Erdoğan’ın kendi tarihine yerleşmiştir. Bu da yıkım ve zulüm konseptidir” dedi.
Sokağa çıkma yasağının kısmi olarak kaldırıldığı Yüksekova’ya gelen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Yüksekova’ya dönüş yolunda Diyarbakır’da trafik kazası geçiren ve 7 kişinin hayatını kaybettiği Salar ailesine Aşağı Güveç köyünde taziye ziyaretinde bulunduktan sonra ilçe merkezine geçti.
İlk olarak Yüksekova Belediyesi’ne geçen Tanrıkulu burada HDP’li vekiller Lezgin Botan, Selma Irmak, Bedia Özgökçe Ertan ve Belediye Eş Başkanvekili Adile Kozay ile görüştü. Basına kapalı yapılan görüşmenin ardından Yüksekova Adliyesi’ne geçen Tanrıkulu burada Hakkari Barosu avukatlarını ziyaret etti.
Hakkari Barosu Başkanı Av. Serdar Işık ve baro avukatları ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştiren Tanrıkulu daha sonra ilçedeki çatışmalarda büyük hasar gören Cumhuriyet Mahallesi’ne geçti.
‘OPERASYONDAN SONRA BÜTÜN MAHALLE YAKILMIŞ VE YIKILMIŞ’
Evlerinin enkazı başında bekleyen vatandaşları dinleyen Tanrıkulu girdiği bir yıkık binada yaptığı açıklamada, “Gördüğünüz bu binadaki ortam, bir çatışmanın sonucu meydana gelmiş bir ortam değil. Çatışma sonrasında özellikle tahrip edilen, yakılan yıkılan bir yer. Çatışmanın sonlanmasından sonra yani ilk 23 günden sonra fotoğraf çekilmiş, burada hiçbir iz yok. Tamamen hasarsız bir bina. 23 günden sonraki 15 gün içerisinde arama tarama faaliyeti yapılmış yine bir şey yok. Sonraki 31 günde işte bütün bu mahalle ve çatışma dışında olan yerler de tamamen yakılmış ve yıkılmış. Bizim buna terörün sonlandırılması faaliyeti, çatışmaların sonlandırılması faaliyeti dememiz mümkün değil. Aynı manzarayı, aynı ortamı Surda’da, Cizre’de de gördük. Bu bir konseptin sonucudur. Nasıl ki 93’te Çiller’in yürüttüğü bir konsept vardıysa bu konsept de Erdoğan’ın kendi tarihine yerleşmiştir. Bu da yıkım ve zulüm konseptidir. Hiç kimsenin terörle mücadeleye bir itirazı yok. Ama yurttaşlarımızın zulüm görmesine, bu şekilde yıkımla karşı karşıya kalmalarına, kendi özel anı ve tarihlerinin tahrip edilmesine ve yok edilmesine kimse razı olmaz. Bizler de razı olmayız. Belki bu bina yeniden yapılacak ama burada yaşayan yurttaşlarımızın aidiyet duygularındaki zayıflama ve yok oluşu ne Erdoğan ne de Erdoğan’ın 7 çevresi tamir edemeyecek. Bu duyguları burada gördük, görmeye devam edeceğiz ama gerçekten benim açımdan şok edici bir tablo. Niye şok edici bir tablo, sonuçta sizlerin kamerasından birçok fotoğra gördük ama en iyi kamera insanın gözü ve hafızasıdır. Benim gözümden kendi hafızama aktardığım bu kareler hiçbir zaman silinmeyecek. Bir de burada yaşamış insanlardaki hafızalara ne diyeceğiz. Çocuklarıyla, eşleriyle, babalarıyla, anneleriyle geçirdikleri tarihe ne diyeceğiz? Annesinden kalan tülbente, babasından kalan fotoğrafa, dedesinden kalan fotoğrafa, anıya, tespihe, seccadeye her şey yok olmuş. Üzerinde namaz kıldığı seccade yok mesela. Belki on yıllardır o seccadenin üzerinde annesi babası namaz kılıyordu” dedi.
‘GÜVENLİK GÜÇLERİ NE YAPTI YIKIMDAN BAŞKA?’
Surda’da benzer manzaralarla karşılaştığını belirten Tanrıkulu, “Sur’da aralarında çok değerli eselerin bulunduğu kitaplar yakılmıştı bir evde. Adam diyor ki tamam evimizi yaktınız yıktınız bu kitaplardan ne istediniz. Şimdi aynı şey bakın bu bina içerisinde Kur-an’ı kerim de yakılmış. İlk 38 günde bu binada bir hasar yok. Çoğu bina da bunun gibiymiş. Bunu açıklasınlar. Operasyondan, arama tarama faaliyetlerinden sonra güvenlik güçleri burada ne yaptı yıkımdan başka. İnsanlara bu zulmü yaşatmaktan başka” dedi.
BİR ÇOCUĞUN ÇİZDİĞİ RESME YAZILAN YAZI TANRIKULU'NU ÖFKELENDİRDİ
Bir evdeki çocuk odasında dördüncü sınıf öğrencisinin dolabına astığı ve kara kalemle çizdiği resmin üzerinde yazılan, "Ş.., vatan haini çizim çok kötü benena" yazılamalarını gösteren Tanrıkulu, “5 yaşındaki bir çocuğun kendi odasına astığı bir resme bunu yazan ve burada bunun görülmesini isteyen bir anlayışı burada kabul etmek mümkün değil. Bunu alır yırtar atar bu başka bir şey ama çocuğun veya büyüklerin göreceği şekilde ilkokul 5’e giden 10 yaşındaki bir çocuğun çizdiği bir resme bunu yazan zihniyetin iyi tahlil edilmesi lazım, iyi okunması lazım. Çünkü tekrar aramızdalar bunlar” dedi.
Mahallelerdeki incelemelerinin ardından çarşı merkezine geçen Tanrıkulu burada Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Özdemir ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İrfan Sarı ile beraber hasar gören iş yerlerini ziyaret etti. Esnaflarla bir süre sohbet eden Tanrıkulu esnafa geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
CHP Van İl Başkanı Mehmet Kurukçu, CHP Hakkari İl Başkanı Aytekin Karahanlı ve CHP Yüksekova İlçe Başkanı Ali Baygüneş’in de eşlik ettiği Tanrıkulu, Hakkari Eski Milletvekili Esat Canan ile de bir görüşme gerçekleştirdikten sonra Van’a geçmek üzere ilçeden ayrıldı. / Yüksekovahaber