Sosyal medyadan gelen bildirim bombardımanı eşliğinde çocuklar ders çalışabilir mi? Aileler ne yapmalı?
Sosyal medyada aynı anda birden fazla kişiyle sohbet ederken bir yandan ders çalışmak mümkün mü? Gençler ders çalışırken YouTube videoları izleyip Snapchat, WhatsApp ve Instagram mesajlarına cevap vererek aynı anda birden fazla iş yapma yeteneği mi geliştirdiler?
Sınavlar yaklaşırken veliler söyleyebilecekleri her şeyin bir tartışma başlatabileceğini bilerek, çocuklarına kendi tavsiyelerini vermeye çalışacak. “Suratınıza kapı çarpılmasını sağlamanın kolay yolu” listelerinde üst sıralarda yer alan şeylerden biri de, ne kadar dikkatle söylenirse söylensin, çocuğunuzun beş dakikalığına da olsa cep telefonunu kapatıp kitaplara odaklanmasını talep etmek. Gençler gerçekten aynı anda çok fazla uyarana cevap verme yeteneğine sahip mi? Pavlov’un köpeği bu hıza yetişmeye çalışırken bitap düşüp ölmez miydi?
ÖĞRENMEYE ZARAR VERİYOR
BBC Türkçe’nin haberine göre, araştırmacı, veli, öğretmen ve İngiliz hükümetinin okullardaki davranışlar üzerine danışmanı olan Tom Bennett, gençlerin aynı anda hem sosyal medyada yazışıp hem çevrimiçi eğlence kanallarına bakıp hem de ders çalışabildiği iddiasının bir mit olduğunu söylüyor. Eğitim alanında araştırmalar yapan ResearchEd’in kurucusu ve direktörü olan Bennett, tüm kanıtların bunun aksini gösterdiğini, çevrimiçi dikkat dağınıklığının öğrenmeye zarar verdiğini belirtiyor.
Bennett’e göre ders çalışmak odaklanma ve konsantrasyon gerektiriyor fakat sosyal medyanın sürekli dikkat dağınıklığı yaratması bunu baltalıyor. “Bu veliler ve eğitimciler için çok ciddi bir kaygı” diyen Bennett, gençlerin akıllı telefonlara bağımlılık belirtileri gösterdiklerini, sürekli olarak bildirimleri ve yanıtları kontrol ettiklerini söylüyor.
ANKSİYETE DE YARATIYOR
Üstelik bunun tek etkisi dersler üzerinde değil. Bu durum hem uyku düzenini bozuyor hem de asla kapanmayan çevrimiçi kültürden kaynaklanan anksiyete de gençleri olumsuz etkiliyor. “En çok etkilenen gençler genellikle zaten en kötü durumda olan gençler” diyor Bennett.
Bennett’in savlarını destekleyen uluslararası araştırmalar bulunuyor. MIT üniversitesinin ABD’nin Boston bölgesindeki öğrencilerle yaptığı bir çalışmanın sonucunda “ergenlerin aynı anda birden fazla multimedya kaynağıyla ilgilenmesi ve derslerinin kötüleşmesi arasında bir bağlantı” tespit edildi.
ABD’deki akademisyenler, İngiltere’deki sınav sonuçlarına baktığında da benzer bir sonuç gördü. İngiltere’de bazı okullar cep telefonlarını yasaklıyor ve böylece öğrencilerin en azından günün bir kısmını mesajlaşma ve sosyal medyadan uzakta geçirmesini sağlıyor. Lousiana Devlet Üniversitesi’nden Louis Philippe Beland ve Texas Üniversitesi’nden Richard Murphy “Bu yasak yalnızca öğrencilerin başarısını artırmakla kalmıyor, en çok da en başarısız öğrencilerin başarılarının artmasını sağlıyor” diyor.
‘BİLDİRİM BOMBARDIMANI’ PERFORMANS DÜŞÜRÜYOR
Daha önce Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da insanların birden fazla çevrimiçi kaynak tarafından bildirim bombardımanına tutulmasının onların tepki hızlarını artırmadığını, aksine daha az üretken ve hafıza testlerinde daha düşük performanslı kıldığı sonucuna varmıştı.
Peki bu araştırmalar telefonunu elinden ancak ameliyatla ayırabileceğiniz bir teknoloji bağımlısı genç için bir anlam ifade ediyor mu? Aslında sorunun bir bölümü de öğrencilerin internette çalışmaları gerektiğinde ders ve eğlencenin birbirinden bir tık uzakta olması.
Sosyal medya ders notlarıyla aynı ekranda duruyor. Oyun parkı ve kütüphane aynı mekana girmiş oluyor. YouTube ders çalışmayı bırakmak için bir bahane de olabilir, ders anlatımlarını dinleyebileceğiniz dünyanın en büyük gayrı resmi dersliği de. Google dikkat dağıtıcı aramaların kaynağına da dönüşebilir, ücretsiz eğitim materyalleri ve derslerle dolu bir bilgi kaynağına da.
ÇOCUKLARI NASIL UZAK TUTMALI?
Londra’daki UCL Eğitim Enstitüsü’nün kıdemli eğitmenlerinden Dr. Sandra Leaton Gray, velilerin bir anda çocuklarının hayatına burnunu sokup “telefonunu kapat” demesinin bir hata olacağını düşünüyor: “Bunu söylemenin zekice yolu ‘İnternette işler nasıl gidiyor?’ gibi sorular sormaktır, onlara dikkatlerinin dağılıp dağılmadığını sormaktır.”
Gray, gençleri internette zaman öldürmenin tehlikeleriyle yüzleştirmek yerine güzel sözlerle razı etmek gerektiğini söylüyor. Gençlerin internette sohbet ederken dersler hakkında da konuşuyor olabileceklerine dikkat çeken Gray, bu yüzden bir mesaja cevap vermekle ders çalışmak arasında her zaman keskin bir çizgi olmadığını belirtiyor.
Fakat o da sürekli sosyal medyanın başında olmanın sınav dönemlerinde rahatlama sağlamak yerine stres yarattığını düşünüyor. Bunu “fast-food mantığına” benzetiyor: Başlangıçta anında gelen bir ödül, uzun vadede ise “tatminsizlik” ve diğer ergenlerin “grupçuluğuna” dahil olma zorunluluğu hissinin getirdiği baskı.
Dr. Gray’e göre online kültür ergenler için aynı anda hem kötü hem müthiş olabilir. Fakat medya alışkanlıkları değişti. Bu sene yayınlanan bir rapor çocukların tek başına bilgisayar başında geçirdiği zamanın ne kadar çok arttığını ortaya koydu. Ailelerin bu duruma ayak uydurmaya çabaladığını söylen Tom Bennett, çevrimiçi geçirilen vakitteki artışın yarattığı sorunlara dair büyüyen bir farkındalık olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Belki de bir dönüm noktasına yaklaşıyoruzdur.” (BBC Türkçe)