Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), sokağa çıkma yasakları ve ablukaya karşı bugün bir günlük iş bırakma eylemi yaptı.
Sabah saatlerinde iş başı yapmayan emekçiler saat 13.00 Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Şemdinli Şubesi’nde bir araya geldi. Güneydoğunun birçok ilçelerinde fiilen uygulanan sokağa çıkma yasakları ve ablukaları protesto eden emekçiler grevde olduklarını ilişkin bir basın açıklaması düzenledi.
'Sondan söyleyeceğimizi baştan söyleyelim: Endişeliyiz! Endişemiz büyük'
Grup adına açıklama yapan KESK şubeler platformu Şemdinli temsilcisi Adem Kesici okudu . Kesici,‘Sondan söyleyeceğimizi baştan söyleyelim: Endişeliyiz! Endişemiz büyük!’ diyerek başladığı açıklamasında; hükümetin hem dış politikasını hem 7 Haziran seçimlerinin ardından uyguladığı iç politikasını eleştirerek, emekçiler olarak bu savaş politikalarına izin vermeyeceklerinin mesajını verdi.
Kesici açıklamasında; "halkın barış isteğini haykırmak için 10 Ekim’de Ankara’da yapmaya çalıştığımız uyarı mitingi kana bulandı. İsimlerini tek tek burada sıralamanın mümkün olmadığı, onur duyduğumuz 101 insan katledildi, onlarcası yaralandı. Dünya kamuoyunda lanetlenen bu cani saldırı açığa çıkartılıp tüm sorumluların yargı karşısına çıkartılması gerekirken, 10 Ekim Katliamı protestolarıyla ilgili bizlere soruşturma açıldı. Dünyanın başka bir köşesinde göremeyeceğiniz öyle bir hukuksuzluk ki bu, sendika yöneticilerimizin yanı sıra avukatlarımız da soruşturma kapsamına alındı" dedi.
'Çocuklar ve kadınlar hedef alınarak katledilmektedirler'
Kesici, "Doğu ve Güneydoğu’da uygulanan sokağa çıkma yasakları, “savaş hali”ni andıran askeri yığınaklar, okulların, hastanelerin ve devlet dairelerinin karargâhlara dönüştürülerek çatışmaların bütün bölgeye yayılmasıyla birlikte ilçeler, şehirler abluka altına alınıp boşaltılmakta, yüzlerce insan evlerinden alınarak kapalı spor salonlarına hapsedilmekte, çocuklar ve kadınlar hedef alınarak katledilmektedirler. İnsan cesetleri günlerce sokaklarda bırakılmakta, almaya çalışan yakınlarına ateş açılmaktadır" dedi.
'40 Bin öğrenci kaderlerine terk edilerek tehlikeli bir mesaj verilmiştir'
40 bin öğrencinin kaderlerine terk edildiğini kaydeden Kesici, "devlet, yaklaşık 3 bin 800 öğretmeni savaş boyutundaki operasyon öncesi hizmet içi eğitim adı altında ilçelerden çıkarırken, 40 bin öğrenciyi kaderlerine terk etmekle ve sağlık emekçilerini hastanelere hapsetmekle çok tehlikeli bir mesaj vermiştir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri savaş düzenine göre yeniden dizayn edilmektedir. Bölgede belediye eş başkanlarının tutuklanması, eğitim ve sağlık emekçilerinin can güvenliklerinin ortadan kaldırılarak kamu hizmeti yapamayacakları hale getirilmeleri, sokaklara topların, tankların yerleştirilmesi, iktidarın iddia ettiği gibi sorunun sadece “hendek” olmadığını; asıl niyetlerinin Güneydoğu’dan Ortadoğu’ya uzanan büyük bir bölgenin savaş alanı haline getirmek olduğunu göstermektedir" dedi.
'Artık pencereden dışarıya bakmanın dahi ölümü göze almakla eşdeğer olduğu bir Türkiye'de yaşamaktayız'
Kesici son olarak; "Siyasi iktidar, Türkiye’nin saygın emek ve meslek örgütlerinin tüm bu endişelerine, taleplerine ve çözüm önerilerine gözünü kulağını kapatarak tam aksini yapmakta yani savaş ve baskı politikalarını artırmakta, barış yanlılarına operasyonlar düzenlenmektedir. AKP iktidarının gözünü kan bürüyerek içeride ve dışarıda yaptığı tüm bu akıldışı politikaları sonucunda, dışarıda neredeyse kriz yaşamadığımız komşu kalmadı, içeride ise muhalif görülen her kesim baskı ve operasyonlarla sindirilmeye çalışıldı, düşman ilan edildi. Artık miting yapmanın, sokağa çıkmanın, hatta pencereden dışarıya bakmanın dahi ölümü göze almakla eşdeğer olduğu bir Türkiye’de yaşamaktayız" " ifadelerini kullandı. Azer DEMİR / ŞEMDİNLİ HABER