Bilgisayar Mühendisi Bilgehan Turhan'a göre basit yazılımlar aracılığı ile seçim gecesi yaşanacak hata ve kötü niyetli müdahaleler için erken uyarı sistemi gerçekleştirilebilir.
31 Mart yerel seçiminin sonuçlarını beklerken Anadolu Ajansı’nda yaşanan veri aktarımı kesintisi ve sonrasında yaşananlar seçmenlerin kafasında 23 Haziran seçimleri hakkında bir çok soru uyandırıyor. Bu soruların en önemlileri seçmen listelerinde yapılabilecek değişikliklerin ve oy sayımında yapılabilecek yanlışların önüne nasıl geçilebileceği. Bilgisayar Mühendisleri Odası tarafından oluşturulan ‘Ne oldu çalışma grubu’ yaptığı analiz ile fark edilmeyen bir çok hatayı ortaya çıkarmıştı. Çalışmanın içinde olan Bilgisayar Mühendisi Bilgehen Turhan’a göre ortaya çıkacak hataları ve kötü niyetli müdahaleleri hızlı bir şekilde ortaya çıkarmak mümkün. Seçmenlerin sıkça tartıştığı soruları Turhan’a yönelttik
Öncelikle sizi 24 Haziran seçimleri sonrası yaptığınız değerlendirmeden tanıyoruz. Yaptığınız pilot çalışma sayesinde sistemdeki birçok hatayı tespit etmiştiniz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali hala tartışılıyor, bir yandan da insanlar yapılacak seçime yönelik kaygılarını dile getiriyor. Siz de kaygılı mısınız?
BMO olarak 24 Haziran seçimleri sonrası hazırladığımız raporun sonuç bölümünde, YSK’nın, seçmen iradesinin sandığa ve seçim sonuçlarına tam olarak yansıması için Anayasa tarafından kendisine verilen çok önemli görevi tam anlamıyla yerine getirmediğine vurgu yapmıştık.
Bazı kesimlerce çokça eleştirilen bu vurgunun değeri zannediyorum bugünlerde çok daha geniş bir kitle tarafından algılanmıştır. Pek çok kişi gibi ben de bu süreç içerisinde YSK tarafınca alınan kararları normal hukuk ve demokrasi ölçülerinde kabul edilemez hatta son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilecek kararlar olarak değerlendiriyorum.
Seçimi kazanan KHK’lı adaylardan mazbatanın alınıp ikinci sırada gelen adaya verilmesi kararı, geçersiz oyların tekrar sayılması kararı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) seçimlerinin iptal edilmesi kararlarının her biri evrensel hukuk ve demokrasi değerlerine rahmet okutuyor. Geçersiz oyların tekrar sayılması kararının sandıkta yapılmaya çalışılan hileyi yasallaştırma olasılığı gibi tehlikeli sonuçlara da yol açabileceğini daha önce detaylı olarak yazdım. İBB seçimi iptali kararında, aynı sandık kurulunun aynı zarftan çıkan 3 oya etki etmeyip sadece 1 oya etki ettiğini savunmak, her şey bir yana, en basit matematik kurallarına ters düşmesi sebebiyle bile kabul edilemez.
Seçmenlerin seçim sonuçlarına yönelik kaygısını hiç değilse 23 Haziran seçimi için gidermek mümkün mü?
Keşke bu kaygılar hiç olmasaydı ama var. Kanaatimce bu kaygıları gidermek de mümkün değil, çünkü kaygıların oluşmasına sebep olan baş aktörlerin hepsi aynı şekilde yerli yerinde duruyor. Ancak bu demek değil ki tüm bu kaygılar her şeyin önüne geçsin ve ‘nasıl olsa muhalefetin kazanmasına izin vermezler’ algısı ile 23 Haziran seçimlerine gidilsin. Tam tersine, bu kaygıları avantaj haline çevirecek adımlar atılabilir diye düşünüyorum.
Bu kaygılar son derece tehlikeli ve geleceğimiz açısından önemli. Ama unutmayalım ki İstanbul seçimlerinin tekrar kazanılması bu kaygıları giderecek ve çok daha olumlu gelişmelere yol açacaktır. O sebeple bu kaygıları yaşayan herkesin elinden gelen çabayı göstermesi gerektiği olgusunu toplumun geneline yaymamız lazım. Bu seçimi sadece İstanbul seçimlerinin yenilenmesi olarak görmemek gerekiyor. Ulu önderimizin dediği gibi “hattı savunma yoktur sathı savunma vardır, o satıh bütün vatandır”. Dolayısıyla görev sadece İstanbul seçmenine değil bu toplumun parçası olan tüm bireylere düşüyor. Her şey çok güzel olacak ama bu ancak çok çalışırsak olacak. Herkesin yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır.
Sizce sonuçların güvenirliği açısından gerek seçmene gerek siyasi partilere düşen görev nedir?
Sahada sağlam durulduğunda karşınızdaki güç ne yaparsa yapsın, sizin verebilecek bir yanıtınız mutlaka vardır. 31 Mart gecesi ve sonrasında yaşananları herkes gördü. Muhalefet partileri hem sandık başında hem de ‘çuval başında’ çok sağlam durdular. Sonuçların güvenirliği açısından bundan sonra da aynı kararlılığı göstermeleri son derece önemli.
Bunun dışında siyasi partilerin hem işleyiş hem de bilişim tabanlı çözümler üretme yönünden yapabilecekleri var:
‘Seçimde kullanılacak sandık seçmen listelerinin aynı olmasından faydalanma’ konusunu biraz açmamız gerekiyor, çünkü bu çok önemli işlevi olabilecek bir oluşum. 31 Mart günü kim hangi numaralı sandıkta oy kullandıysa 23 Haziran’da da aynı sandıkta oy kullanacak.
Seçim sonuçlarını öncesi ve sonrası ile karşılaştırma açısından baktığımızda, bu bizim gibi bilişimciler için oldukça güzel bir fırsat. Çünkü çok kısa bir süre içerisinde aynı seçim, aynı seçmen verileri ve sandıklarla tekrarlanıyor. Bu şartlarda istatistiksel olarak her iki sonuç (gerçekleşmiş bulunan 31 Mart ve 23 Haziran akşamı oluşacak sonuç) sandık bazında karşılaştırıldığında anormal sapmaların olmaması beklenir. Böyle olunca hem sandık bazında hem de aynı seçim çevresi bazında normal ölçülerden fazla sapan sandıkları programatik olarak kolayca belirlenebilir. Bu sayede seçim günü ve gecesi oluşacak şartları değerlendirecek ve gerektiğinde tedbir alınmasını sağlayacak önemli bir referans bilgisine sahip olunur.
Bu önemli referans bilgisini kullanmak için çok sofistike yazılımlar geliştirmeye de gerek yok. Örneğin her sandık görevlisi ve müşahit için, görevli oldukları sandıkta 31 Mart seçiminde gerçekleşen rakamları içeren bir döküm hazırlanabilir. Bu dökümde, o sandıkta kaç kayıtlı seçmen olduğu, kaç kişinin oy kullandığı, kaç geçersiz oy çıktığı, adayların aldığı oy sayıları ve oranları gibi bilgiler olur. İlgili sandık görevlileri ve müşahitler bu bilgileri kullanarak, sorun çıkarabilecek yerleri önceden tespit edip önlem alınmasını sağlayabilirler. Son günlerde internette sandık kuruluna verilecek seçmen listelerine ekleme/değişiklik yapılacağı görüşü dolanıyor. Normalde çok olası değil ama yine de dikkatli olmakta fayda var. Diyelim ki siz bir sandıkta müşahit olarak görevlisiniz ve elinizde o sandıkta 31 Mart günü kaç kişinin oy kullandığı bilgisi var. Eğer 23 Haziran günü sandıkların kapanması yaklaşırken 31 Mart’a göre oldukça fazla bir katılım gözlüyorsanız, bu durumu merkeze rapor edebilir ve o sandık için sınıf kapısında asılı olan seçmen listesinin detaylı kontrol edilmesini sağlamak için gerekli adımları atabilirsiniz.
Diğer bir örnek olarak, seçim gecesi olası yanlış veri girişlerini (hem YSK tarafında oluşacak hem de muhalefetin örgüt elemanlarının kendi sistemlerine veri girerken yapacağı yanlışları) erkenden belirleyebilecek bir uyarı mekanizması kurulabilir. Örneğin aşağıdaki grafikte görsel olarak verilen örnekte 4132 numaralı sandık için olan sonuçların önemli ölçüde farklılık gösterdiği belirgin bir şekilde görülmektedir.
Basit yazılımlarla seçim gecesi erken uyarı mekanizmaları geliştirmek mümkün
Sonuç olarak, uygulanması teknik olarak oldukça basit yazılım yöntemleriyle, seçimde kullanılacak sandık seçmen listelerinin aynı olmasından faydalanarak seçim günü ve gecesi çok faydalı olabilecek erken uyarı mekanizmaları geliştirmek mümkün.
Seçmen olarak bizlere de düşen önemli görevler var. Her seçmenin öncelikle seçmen kaydı olup olmadığını ve kayıtların düzgün olup olmadığını seçimlerden önce kontrol etmesi gerekir. Seçimler kanunen gizli oy açık sayım prensibine göre yapılır. Dolayısıyla seçmenler oy verdikleri sandıklarda sayım işlemini gözlemleyebilirler. Sayım sonucu oluşan rakamları kaydedip, açıklanacak sonuçlarla karşılaştırmasını yapabilirler. / DUVAR