İnsan Hakları Derneği Erzurum Şubesi üyeleri, Siirt'te 19 Ağustos günü yaşanan çatışmada hayatını kaybeden Jandarma Er Recep Beycur ile 5 Eylül günü Tunceli'de polis merkezine saldıran ve çatışmada hayatını kaybeden 2 PKK'liden biri olan teyzesinin oğlu Rıdvan İpek'in yan yana bulanan mezarlarının başında 'barış nöbeti ' tuttu.
İnsan Hakları Derneği Erzurum Şube Başkanı Medeni Aygül, 14 dernek üyesiyle birlikte, bir minibüsle, Erzurum merkeze 200 kilometre uzaklıktaki Karaçoban İlçesi'ne bağlı Kırımkaya Köyü'ne gitti. 15 dernek üyesi ilk olarak, 4 Eylül'de Tunceli kent merkezindeki karakol saldırısındaki çatışmada hayatını kaybeden PKK'li Rıdvan İpek'in evine giderek Seyran- Ramis İpek ve yakınlarına taziye verdi. Dernek üyeleri daha sonra 19 Ağustos'ta PKK'lilerin Siirt'te düzenlediği bombalı saldırıda hayatını kaybeden 8 askerden jandarma er Recep Beycur'un evine gitti. Seyran- Selahattin Beycur çiftine de başsağlığı dileklerinde bulunan İHD Erzurum Şube Başkanı Medeni Aygül, ailelere köye geliş amaçlarını anlattı.
Rıdvan ile Recep'in anne ve babası, İHD Erzurum Şube Başkanı Medeni Aygül, dernek üyeleri ve yakınları ile birlikte el ele tutuşarak çocuklarını 20 metre arayla gömdükleri köy mezarlığına gitti. Çocukları için dualar eden anne ve baba yine gözyaşlarını tutamadı ve ağlamaya başladı. Recep ile Rıdvan'ın teyze çocukları olmanın ötesinde, İstanbul'da yıllarca aynı iş yerinde çalışan, aynı evde yaşayıp her şeylerini paylaşan iki kardeş gibi olduğunu söyleyen aileler, kardeşin kardeşi öldürdüğü bugünlerde barışın biran evvel gelmesini ve başka canların yanmamasını istedi.
İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Medeni Aygül, Rıdvan ile Recep'in mezarları başında 5 saatlik nöbeti başlatmadan önce bir açıklama yaptı. Başkan Aygül şunları söyledi:
"40 yılı aşkın bir süredir devam eden bu savaşın kazananı olmamıştır. Bilakis bu kirli savaşta yitirdiğimiz insanlar, ödetilen bedeller, insana, doğaya, bütün canlılara verilen zarar bu savaşın kaybedeni olmuştur. İnsanlık tarihine baktığımızda yapılan her savaş mutlaka barışa çevrilerek bir sonuca ulaşmıştır. Barışın olmadığı bir yerde, bir savaşın asla ne anlamı ne de bu savaşın kazananı olmuştur. 40 yıllık bu kirli savaşın son iki üç yılda gelişen barış koşulları Türkiye halklarına nefes aldırmış, halkın psikolojik değerlerinde bir yükselmenin olduğu gözlemlenmiştir. 7 Haziran 2015 genel seçimlerde istediği sonucu alamayan siyasal erkin müzakere masasını devirmesi seçimin bedelini halka ödetmeye çalışması akıl ve vicdanlarda mahkum edilmiştir. Bizler için insanın ölümü dünyanın en büyük felaketidir. Bu felaketin bir boyutunu sizlere göstermek için bu alandayız. Bakınız kardeş gibi büyüdüğü ifade edilen iki akraba ve arkadaştan Recep Beycur, Siirt'te 19 Ağustos'ta patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 7 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitiyor. Rıdvan İpek ise 4 Eylül'de Tunceli'de karakola düzenlenen saldırıda ölüyor. Israrla savaşı isteyen kesimlere soruyoruz. Bu iki gencecik insanın toprağa düşen bedenlerini vicdanınız nasıl kabul ediyor? Hemen yanımızda bulunan mezarlıkta yan yana yatan bu iki insanın yaşam haklarının ellerinden alınmasının, ailelerine, sevenlerine yaşatılan bu zulmün hesabını verebiliyor musunuz? Bu aptal kör dövüşünü sonlandırana kadar alanlarda barış nöbetinde olduğumuzu ifade etmek istiyoruz."
Çocuklarının mezarı başında 'barış nöbeti' tutan PKK'li Rıdvan İpek'in babası Ramis İpek, "Bizim ciğerimiz yandı, başkanın yanmasın. Herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Bu savaşta kimse karlı çıkamaz. Her kim olursa olsun tüm savaşlardan zararlı çıkar. Bu çok ağrı bir yüktür. Altına giren kalkamaz. Türk olsun Kürt olsun kimse kimseye zulüm yapmasın. inşallah başkalarının ciğerinin yanmasına izin vermeyeceğiz. Recep ile Rıdvan çok samimiydiler. Küçükken birlikte oynayarak büyüdüler. Beraber okullara gittiler. Beraber gurbette çalıştılar. 2012 de Rıdvan PKK’ye katıldı. Recep çok zaman Rıdvan'dan bahsediyor ve 'Böyle bir arkadaşım nasıl gitti. Göremiyoruz, üzgünüz' diyordu. Ama maalesef ayın 19 da Recep'i kaybettik. 1 hafta sonra da Rıdvan'ı. İnşallah bunlar son kayıplar olsun, barış olsun, kardeşlik olsun" dedi.
Anne Adul İpek ise "Gidip orada Rıdvan'ı hemen burada ise Recep'i görüyorum. İkisi bir mahallenin, bir evin çocuğuydu. Bir kapta yemek yediler. Bir evde büyüdüler. Bir okulda okudular. Bir iş yerinde çalıştılar. Hani suçumuz ne ? Niye çocuklarımız öldü ? Niye ciğerimiz yandı ? Hani barış olacaktı? Ne zamana kadar sürecek? Asker anneleri, polis anneleri beraber el ele verelim. Çıkalım meclise kadar gidelim. Diyelim ki 'Barış olsun, kan akmasın, evlatlarımız ölmesin" diye konuştu.
Rıdvan İpek'in anne ve babası ile aynı dilekleri paylaşan Recep Beycur'un anne ve babası Seyran-Selahhattin Beycur da, "İnşallah bunlar son olur. Bizim feryadımız barışın hemen gelmesi. Bizim ciğerimiz yandı başkanısın yanmasın" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından dün saat 17.00'de mezarlıkta başlayan 'barış nöbeti' 22.00'de sona erdi. / dha