Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, korona virüsü pandemisinde görülen Delta varyantının yüzde 60 daha bulaşıcı ve etkin olduğunu söyledi. Doç. Dr. Ümit Savaşçı, “Delta plus biraz daha tehlikeli” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, kişilerde boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı gibi bulgularla karşılaşıldığında hem bulaşıcılığı hem de ölümcüllüğü nispeten yüksek Delta varyantını akla getirmek gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Yalçın, bu gibi bulguları olanların kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalarında yarar olduğunu aktardı.
2020 yılı sonu itibari ile ilk kez ana virüs sonrasında İngiltere’de Alfa varyantının tanımlandığını, ardından Brezilya ve Güney Afrika’dan Beta ve Gama varyantlarının tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. Yalçın, son olarak da Hindistan’da Delta varyantının tanımlandığını söyledi. Prof. Dr. Yalçın, “Delta varyantı, başlangıçtaki orijinal virüs ve Alfa varyantına göre yüzde 60 daha bulaşıcı ve daha etkin. Sonuçları daha sıkıntılı görülüyor. Delta varyantına karşı belli aşıların daha etkin olduğunu biliyoruz” dedi.
7 FARKLI VARYANT MEVCUT
Prof. Dr. Yalçın, “Bu 4 varyant sonrasında şu an için ülkelerde daha az görülen, belli yerlerde kümeler halinde gördüğümüz 7 farklı varyant mevcut. Bu varyantlarla ilgili veriler giderek artıyor. Fakat belirttiğimiz 4 varyanta göre daha hafif seyrediyor. Son zamanlarda daha çok dikkat çekici olan Delta varyantı, klasik Covid-19 enfeksiyonundan daha farklı. Ateş, öksürük, nefes darlığı, tat ya da koku bozukluklarının olmadığı bir klinik tablo ile karşımıza çıkıyor. Delta varyantında ise dikkat çeken husus, kişilerde boğaz, baş ağrısı, burun akıntısı gibi soğuk algınlığı bulgularının olması” diye konuştu.
Özellikle mRNA aşısının Delta varyantına karşı yüksek derecede etkili olduğunun bilindiğini ifade eden Prof. Dr. Yalçın “Daha önce inaktif aşı olmuş bireylerin en az 3 ay geçmiş ise üçüncü aşıyı olarak, ciddi rahatsızlıkları yok ise (kalp, alerjik hastalıklar) özellikle mRNA aşılarından birinin yapılmasını öngörüyoruz. Daha önce hastalığı geçirmiş bireylerin de mRNA aşısı yaptırmalarında, en az üç ay sonra yaptırmalarında yarar var” dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı da Türkiye’de görülen delta plus varyantının daha bulaşıcı olduğunu söyledi. Savaşçı, “3 mutasyon içeriyor. Delta plus biraz daha tehlikeli, biraz daha kolay bulaşabilen, koruyucu antikorlardan biraz daha kaçabilen mutasyon. Bağışıklık sisteminden kaçan özelliği var. Bu varyantların aşının koruyuculuk etkisini azalttığı kabul edilen bir görüş” dedi.
Doç. Dr. Savaşçı, klinik olarak delta ile delta plus varyantının çok farkı olmadığını kaydederek, “Bulaş olarak delta plus, biraz daha hızlı bulaşıyor. Delta- delta plus’ın aşının etkisinden daha çok kaçtığına dair birçok çalışma yayımlandı. Aşılı kimselerden alınan örneklerde delta- delta plus mutasyonları varsa hastalanma oranları yükselmeye başladı. Bağışıklık sisteminden kaçan özelliği var. Bizim sahada da gördüğümüz aslında şikayetlerde de bir değişiklikler oldu. Delta varyantı ishal, nezle, burun akıntısı, kas, eklem ağrılarının ön planda olduğu klinik ile geliyor. Öksürük, ateş, koku, tat kaybı ikinci planda kalıyor” dedi. (DHA)