HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İzmir’de öldürülen Deniz Poyraz’ı suçlayan MHP lideri Bahçeli’ye tepki gösterdi: “Katille dil birliği yapmıştır. Katliamı açıkça üstlenmiştir.”
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya HDP İzmir İl Binası’na düzenlenen saldırıda vefat eden Deniz Poyraz’ı anarak başladı. Buldan, Deniz Poyraz’ı milis olmakla suçlayan MHP lideri Bahçeli’ye de tepki gösterdi. Buldan’ın mesajları şöyle:
TETİKÇİ TEK BAŞINA DEĞİL: Barış ve demokrasi umudunu hiçbir zaman söndüremeyecekler. Sözümüzdür sevgili Deniz. Bu topraklarda mutlaka yaşam bulacaktır. Hepimize ışık oldun, yolumuzu aydınlattın. Bu ülkede on yıllardır katiller yaratan karanlığın varlığı bizler çok iyi biliyor ve tanıklık ediyoruz. İzmir katliamını gerçekleştiren tetikçi tabii ki tek başına değildir. Onu yönlendiren, tetiği çektiren güçlerin varlığını hiç kimse inkar edemez. Bu ülkede işlenen her bir cinayetin altından aynı ortak profil çıkıyor.
SOYKIRIM DİLİ: Katilin profili bize ortak bir yüzü göstermektedir. Halkların kimliğine, diline, inancına karşı olan nefrettir, Kürt, kadın düşmanlığıdır, HDP’ye karşı haşere temizliği yapılsın diyen soykırım dilidir. Daha neler göreceksiniz diyen tehdit dilidir. Medya tetikçiliğidir. Şemdinli’de iyi çocuktur, İzmir’de adın ne abiciğimdir. Mafya ve çetedir. Kobani davasında kumpastır, HDP kapatma darbesidir.
HEPSİ KOL KOLA: Bütün bunların ortak yüzleri işte budur. Bunların hepsi kol koladır. Deniz Poyraz’ı katleden de bu örgütlü, planlı birlikteliktir. İzmir katliamında bu ortak yüzün sahiplerinin tamamının parmak izi, nefret izi vardır. İzmir katliamında tıpkı öncekilerde olduğu gibi suç üstü yakalanmışlardır. İktidarın siyaset adına bu kürsülerden ürettiği HDP düşmanlığıyla, nefret diliyle tetikçi arasındaki ilişki açık olarak ortadadır. Gizlemeyeceksiniz.
BAHÇELİ HEDEF GÖSTERDİ: İktidarın siyaset adına bu kürsülerden ürettiği HDP düşmanlığıyla, ürettiği nefret diliyle tetikçi arasındaki ilişki açık olarak ortadadır. Gizleyemezsiniz! Katil hangi saiklerle cinayeti işlediğini açıklamışsa Hükümetin küçük ortağı da bugün bu kürsüden çıktı, aynı saikleri Deniz Poyraz’ı hedef gösterdi ve katil ile dil birliği yaptı. Bunu çok açık ve net olarak ifade ediyorum. Cinayet iklimini kürsüden devam ettirdi. Deniz Poyraz’a ‘terörist’ dedi. Ailesine ‘terörist’ dedi. Ve sadece denizi ve ailesini değil, bu ülkede HDP’ye oy veren milyonları hedef gösterdi. Ve Deniz’e sahip çıkan milyonları hedef gösterdi. Neden daha fazla HDP’li öldürülmedi diye adeta yakındı!
HÜKÜMETİN KÜÇÜK ORTAĞI KATLİAMI AÇIKÇA ÜSTLENMİŞTİR: Belki küçük ortağın içi henüz soğumamış. Katil ‘ben içimi soğuttum’ demesine rağmen, bugün bu kürsüden iktidarın küçük ortağı içinin soğumadığını alenen ortaya koymuştur. Hükümetin küçük ortağı İzmir katliamını açıkça üstlenmiştir.Yeni cinayetlere, yeni katliamlara kapı aralayacak, azmettirecek olan bu tehlikeli söylemler karşısında savcıları buradan derhal göreve çağırıyoruz! Var mı yürekli bir savcı, var mı bu ülkede adaletin kırıntıları, var mı küçük ortağa haddini bildirecek yürekli bir savcı? Her gün partimize saldıranlara sessiz kalan savcıları işte bugün tam da zamanıdır diyerek bir kez daha göreve davet ediyorum.
GERÇEĞİ GİZLEYEMEZSİNİZ: Kendisinden olmayan herkesi Türkiye düşmanı olarak gösteren, tehdit eden, hedef haline getiren AKP Genel Başkanı’nın düşmanlaştırıcı diliyle İzmir katliamcısının kurduğu ilişkiyi asla ve asla saklayamazsınız. Her gün manşetlerinde, ekranlarında HDP ve Kürt düşmanlığı yürüten tekçi medyanızın nefret diliyle katil arasındaki ilişki manşetleriniz kadar size yakındır. Bu gerçeği asla gizleyemezsiniz.
NEFRET SÖYLEMİNİN TETİKÇİLERİ: Yıllardır bu cinayet iklimini inşa edenler bu nefret dilini el birliğiyle yayın iktidar zihniyetidir. Oradaki katiller bu nefret söyleminin örgütlediği birer tetikçileridir. Daha katliamın üzerinden iki gün geçmişken AKP Genel Başkanı, ‘Askerimize kurşun sıkanlarla ittifak halindeler’ diyerek demokratik siyaseti bir kez daha hedef göstermiştir. Kınadık, benzerlerini de kınayacağız demiştir. Ne demek benzerleri? Yeni katliamlar mı yaşanacak bu ülkede? “Kobani kumpası ve kapatma davasında siyasi tetiği çekenlerle Deniz’in bedenine sıkılan nefret kurşunlarının aynı namluda birleştiğini çok iyi biliyoruz Kobani kumpası ve kapatma davasında siyasi tetiği çekenlerle Deniz’in bedenine sıkılan nefret kurşunlarının aynı namluda birleştiğini çok iyi biliyoruz.
TETİKÇİ GÜVEN ORTAMI İÇİNDE PLAN YAPTI: Eğitip donattıklarınız her gün her yerde iş başındadır. Bir kez daha kendisini İzmir’de göstermiştir. Kurduğunuz bu hat tüm Türkiye’ye bir tehdittir. İzmir katliamcısı da Antep ve Mınbiç’ten yetiştirildiği yerden İzmir’e gelmiştir. Bu ülkede gayri nizami harp aparatlarının bulunduğunu söyleyen iktidar sözcüleri tüm bunlardan habersiz olabilir mi? Tetikçi, bugün güven ortamı içinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin il binasına girerek katliam gerçekleştirmek için plan ve program yapmıştır. Büyük bir katliam yapmak için il binamıza girmiştir. Katilin yürüttüğü keşif faaliyeti HDP binasının karşısında bulunan çadırın etrafındaki emniyet güçlerince görülmemiş olabilir mi?
POLİSLER TETİKÇİYİ FARK ETMEMİŞ OLABİLİR Mİ?: Sürekli GBT uygulaması yapan polisler keşif halindeki bir keşifçiyi fark etmemiş olabilir mi? Mümkün değildir. Parti binamıza çay içmeye gelen vatandaşa dahi üyelik cezası verenler tetikçiye ise katliam için yol vermiştir. Bu çok açık ve nettir. Hiç kimse bunun aksini iddia edemez. Katliam sırasında ve katliam sonrasında yöneticilerimizin binaya girmesini engelleyenler katilin içeri girmesini ve katliam yapmasını engellememişlerdir. Katilin katliam yapması için ortam uygun haline getirilmiştir. Şüphe var diyenlere, ismin ne abicim sözünü hatırlatmak isterim. Deniz Poyraz yoldaşımızın katiline nasıl saygı gösterdiklerini bütün dünya izledi ve gördü. İzmir İl Emniyet Müdürü, il yöneticilerimize kesinlikle arkasında örgüt yok demiş. Araştırdınız mı, gözaltına ne kadar tuttunuz. 24 saat geçmeden önceden hazırladıkları hapishanedeki odasına gönderdiler. Arkalarındaki güçler ortaya çıkmasın diye apar topar tutukladılar.
İÇİŞLERİ BAKANI TEK KELİME ETMEDİ: Bu ülkenin can güvenliğinden sorumlu olan İçişleri Bakanı 17 Haziran’dan bu yana neden tek kelime etmedi? Tetikçi Menbiç’e nasıl gitti? Katliam öncesi kim ya da kimlerle görüşmüştür? Hangi devlet birimleriyle irtibattadır? Katilin en çok gittiği otelin İzmir Valisi’nin yönetim kurulu başkanı olması tesadüf müdür? Soruşturulmuyorsa iş birliği var demektir. Bugün araştırma komisyonu kurulması için başvuracağız. İzmir’de yaşanan bir katliamdır. Kürt halkı kaybettikçe Türkiye halkları da kaybetmektedir. İzmir katliamıyla 7 Haziran -1 Kasım arasındaki karanlık süreci yeniden işletmek isteyenleri biliyor ve görüyoruz. Kapatma davası çete mafya düzenini devam ettirmek isteyenlerin ortak planıdır.
HUKUKUN TABUTUNA ÇİVİ ÇAKILDI: Asıl kapanacak olan sizin soygun düzeniniz olacak. Bu çağrıları yapsanız ne olur, yapmasınız ne olur. Sizin iktidar ortağınıza barajı indirin diye yalvardığınızı biliyoruz. Türkiye halkları tarihin çöp sepetine atacak. Anayasa Mahkemesi, MHP Genel Merkezi’nde hazırlanan, sarayda da son hali veren iddianameyi kabul ederek fırsatı heba etti. AYM, iddianameye kabul ederek hukukun tabutuna bir çivi çaktı. AYM’nin bu tavrı hukukla izah edilemez, ortada hukuki bir dava yoktur, Türkiye’yi kapatma davasıdır. Onlar iddianamelerde yazdıkları senaryoların peşinden gitmeye devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar cesaretimizi kıramayacaklar. HDP, Türkiye’dir. HDP demokratik siyasetten asla vazgeçmeyecektir. HDP’nin fikriyatı ve mücadelesi gelecek hayalidir. İzmir katliamı aynı zamanda halklarımızın adalet ve barış talebine yönelmiş bir saldırıdır.
MUHALEFETE ÇAĞRI: Muhalefete de seslenmek istiyorum. İzmir katliamı karşısında gösterdikleri tutum önemli ve anlamlıdır. Ancak sadece bu tutumla sınırlı kalınmamalıdır, bu tutumun demokrasi için birliğe dönüştürülmesi tarihi bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Hep birlikte ortak mücadeleyi geliştirmek zorundayız.” Başımız diktir, dik kalmaya devam edeceğiz. / DUVAR