Diyarbakır'da düzenlenen Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü” konferansı tamamladı. Kürtler arasında ulusal birlik çağrısı yapılan sonuç bildirgesinde "Tüm politik Kürt aktörlerini Kürt ulusal birlik konferansını toplamaya çağırır" denildi.
Siyasetçiler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin çağrısı üzerine Diyarbakır’da düzenlenen “Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü” konulu konferans, ikinci gününde, “Türkiye’de Kurumsallaşan Faşizmin Soykırım Dayanakları’’ ve ‘‘Krizden Çıkışın Çözümü’’ konularında değerlendirmeler ve tartışmalarla devam etti.
Kısa bir aranın ardından Ertuğrul Kürkçü konferansın sonuç bildirgesini okudu.
Kürkçü, 27-28 Ekim 2018 tarihleri “Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü” temalı konferansta “Ne yapmalı, nasıl yapmalı, nereden başlamalı? gibi can alıcı soruları” tartıştıklarını belirterek, oturumlarda ele alınan konular hakkında bilgi verdi.
SONUÇ BİLDİRGESİ: SİSTEM KRİZİ NEDENİYLE KAOS YAŞANIYOR
Ertuğrul Kürkçü, konferansın sonuç bildirgesini şöyle açıkladı:
“Ortadoğu’da uzun bir süredir devam eden, küresel hegomonik güçlerin dahil olduğu 3’üncü Dünya Savaşı olarak da tariflenen kriz ve kaos halini tartışan konferansımız;
– Toplumların varlık ve yokluk sorunuyla karşı karşıya kaldığına dikkat çeker.
– Kapitalist modernitenin sistem krizinin bir yansıması olarak yaşanan bu kaos halinin coğrafyamızda da politik, ekonomik, ekolojik, sosyal alanlar ve kadın alanı başta olmak üzere birçok alanda büyük yıkımlara ve talanlara neden olduğunun altını çizer.
– Kaosun nedeni olarak görülen Ortadoğu’daki ulus devlet krizini derinlikli tartışan konferansımız; bu krizin coğrafyadaki tüm aktörleri dönüşüme zorlarken, halkları da bir çıkış ve varoluş arayışına yönlendirdiğini tespit eder.
– Kürt sorununun çözümünü bu çıkış ve arayışın bir parçası olarak değerlendiren konferansımız; ilgili aktörler arasında şimdiye kadar çözüme dönük sağduyulu, yapıcı ve gerçekçi öneri ve perspektiflerin Sayın Öcalan’dan gelmesine karşın, adeta kendisinden intikam alınırcasına mutlak tecrit altında tutulmasını kabul edilemez bulur.
– İmralı tecrit sisteminin Türkiye’nin hukukunu ve demokratik geleceğini de tecrit altına aldığını, Türkiye’de faşizmin hızla kurumsallaşmasına hizmet ettiğini; uluslararası sonuçları itibariyle bu tecridin Ortadoğu’daki yansımalarının Suriye ve Rojava’da görüldüğü üzere halklara büyük bedeller ödettiğini önemle belirtir.
– Aynı gün İstanbul’da Türkiye, Fransa, Rusya ve Almanya’nın katılımıyla yapılan 4’lü zirve türü toplantıların krizi derinleştirerek ve krizden beslenerek hegemonyayı güçlendirme çabalarına karşı; Öcalan’ın halkların barışına ve demokratik birliğine dayalı demokratik ulus çözümünü esas çözüm olarak değerlendirir.
– Ortadoğu’daki kriz ve savaş halinin halkların barışçıl demokratik geleceği lehine sonuçlanması için Sayın Öcalan’ın oynayacağı rolü önemli gören konferansımız , mutlak tecridin kaldırılmasını, Öcalan’ın özgür yaşam ve özgür çalışma koşullarının sağlanmasını zaruret olarak görür.”
‘KÜRTLER ARASINDA ULUSAL BİRLİK ZORUNLU’
“Bu bağlamda konferansımız;
* Ortadoğu halklarına dayalı ve halkların iradesiyle gerçekleşecek demokratik çözümü ve barışı benimser.
* Kürt sorununun çözümü ve Kürt mücadelesiyle ilgili aktör, yapı ve süreçlerin kriminalize edilmesini reddeder,
* Ortadoğu’da barış ve demokratik ulus çözümü paradigmasını geliştiren Sayın Öcalan’ın özgür koşullarda çalışmasını sağlayacak bir inisiyatifin oluşumunu önemser ve tavsiye eder.
* Kürt sorununda kalıcı çözüm ve yeni sömürgecilik hallerine karşı, Kürtler arasında ulusal birliği zorunlu görür.
* Tüm politik Kürt aktörlerini Kürt ulusal birlik konferansını toplamaya çağırır.
* Krizin halklar lehine çözümü ve faşizmin geriletilmesi için Türkiye ve Ortadoğu nezdinde Demokratik Birlik cephesinin kurulmasını önemser.
* Kadın özgürlük mücadelesine karşı inşa edilen cinsiyetçiliği sadece kadın sorunu olarak görmeyen konferansımız; tüm demokratik kitle örgütlerini cinsiyetçilikle mücadeleye çağırır.
* Ortadoğu’daki ulus devlet sistemine karşı mücadele yürüten ve ezilen halklarla birlikte mücadele etmeyi benimser
* Faşizmin soykırım dayanaklarından olan milliyetçilik ideolojisinin kıyımına uğrayan Ermeni, Alevi, Pontus Rum ve tüm farklılıkların soykırımına karşı hakikati savunmayı benimser.
* Konferansımız; dinin iktidarlar tarafından araçlaştırılmasını ret eder.”
Kürkçü, sonuç bildirgesine bazı eklerin yapılacağını ve bunun da yarın kamuoyu ile paylaşılacağını ifade etti. (DUVAR)