Yazar Orhan Pamuk, barış bildirisine imza atan akademisyenlerin hedef alınmasını eleştirdi, “Kürtlerle barış için bildiri imzalayan akademisyenlerin gözaltına alınması, Türkiye’de zaten sınırlı olan demokrasiye ağır zarar vermektedir,” dedi. Pamuk, Türkiye’de sadece ‘seçim demokrasisi’ olduğunu da vurguladı.
12 Eylül darbesine tepki olarak imzaya açılan 1984 tarihli “Aydınlar Dilekçesi”nin imzacıları arasında yer alan ve dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından “vatan haini” ilan edilen 1383 kişi arasında yer alan Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk, bölgedeki ablukanın son bulması talebiyle bir barış bildirisi yayımlayan akademisyenlerin hedef alınmasını eleştirdi.
İtalyan La Repubblica gazetesine konuşan Orhan Pamuk, Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirisine işaret ederek, bildiri yayımlama ve imzalamanın her demokrasinin temel eylemlerinden biri olduğunu vurguladı.
Pamuk, “Kürtlerle barış için bildiri imzalayan akademisyenlerin gözaltına alınması, Türkiye’de zaten sınırlı olan demokrasiye ağır zarar vermektedir,” dedi.
Hükümetin mutabık olmadığı bir bildiriye imza koydukları için akademisyenlerin evlerinden alınarak, gözaltında tutulmasının ya da tutuklanmasının “kabul edilemez” olduğunu dile getiren Pamuk, Türkiye’deki demokrasi sorununa dikkati çekerek, şunları dile getirdi:
“Türkiye’de sadece bir seçim demokrasisine sahibiz, ancak ifade özgürlüğüne, kuvvetler ayrılığına ve üniversitelerin özerkliğine saygı gösteren kurumsal bir demokrasimiz yok. Hükümetin kararlarının, akademisyenlere zorla kabul ettirildiği bir ülkede, özgür seçimler olsa bile tam bir demokrasiden söz edilemez.”