HDP’li vekil Önder, sokağa çıkma yasağının sürdüğü yerlere tankların girmesini darbe olarak nitelendirdi. Önder, “Memlekette darbe oldu. Öcalan’ın sıkça işaret ettiği darbe mekaniği kentlere tankların girmesi ile fiilen bir darbeye dönüştü” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Ayşegül Doğan’la Gündem Müzakere programında önemli açıklamalarda bulundu.
Önder, “Memlekette darbe oldu. Öcalan’ın sıkça işaret ettiği darbe mekaniği kentlere tankların girmesi ile fiilen bir darbeye dönüştü” dedi.
Önder’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Memlekette darbe oldu. Ordu bunun dışında kalmaya dönük, daha önce söylemiştim Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi karargahına dönük demeçleri oldu, politik olarak bakan herkes bunu görür. Benim manalı bir keşfim değil bu.
“Bir Genelkurmay Başkanı ya da bir askeri görevli o demeci niye verir? Dönüp derler ki, doğruluğuna inanmıyorsan, zaten kanunsuz bir emri de uygulamanın sorumluğu vardır, uygulamazsın da.
“Ben bir AKP’li siyasetçiye söyledim, siz oraya askeri PKK ya da YDG-H giremezsin diye o tankları gönderiyorsunuz. Tarih bilmiyorsunuz, tarih şuurunuz yok. Tarihsel bir bilinçle okuma yapamıyorsunuz. O tankları gönderirseniz belki PKK giremeyebilir ama o halkı yok sayarsanız, siz kesinlikle giremezsiniz bir daha.
“Çok gizemli şeylerden bahsetmiyorum. 27 Mayıs’a, 12 Mart’a, 12 Eylül’e ve 28 Şubat’a bakın. Asker ne zaman böyle araçsallaştırılmışsa hükmeden, üzerinden bir yükü attığını düşünür. Hükmeden mücadele ettiği alana karşı bir avantaj kazandığını düşünür. Fakat askere “al sen bu kısmıyla uğraş geri kalanı ben yaparım” diyemezsin.
“Benim değerlendirmem şu. Öcalan’ın sıkça işaret ettiği darbe mekaniği, kentlere tankların girmesiyle, fiilen bir darbeye dönüşmüştür.
“Eğer Başbakan varsa bu ülkede, muktedirse kalksın bunu önlesin. Başbakan, Genelkurmay Başkanı değil. Başbakan siyasetçi değil mi? Cumhurbaşkanı siyasetçi değil mi? Bu mesele bir güvenlik meselesi mi? Siyasetten çözmek için ne yaptılar? Yapılmış olanı harap ettiler. Demek ki irademi, öyle askeri olarak Genelkurmay’a, özel kuvvetlere teslim ettim, ben de siyaset yaparım diyemezsin.
“27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ı bilen, bunları sağlıklı okuyan bir kafa, bunun bütün yönetimin askerin eline ya da askeri kontrol eden güçlerin eline teslim edileceğini bilir. Cahillik dediğimin son ve en önemli boyutu da budur.”