TBMM’de İdlib konusunda kapalı oturum yapılmasını eleştiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “NATO toplandı, Avrupa Birliği toplandı, Birleşmiş Milletler toplandı ama TBMM bir türlü toplanamadı. Neden İdlib meselesi halkın gözü önünde değil de kapalı kapılar ardından tartışılacak? Bunun hiçbir açıklaması yok” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te İdlib’e dair yapılacak kapalı oturumu yanlış bulduklarını ve zaten hiçbir gizli bilgi verilmeyeceğini söyledi. Oluç, İdlib konusunun halktan gizlenmek istendiğini savundu.
Oluç, düzenlediği basın toplantısında, TBMM’nin bugüne kadar zaten olağanüstü toplantı yapmış olması gerektiğini vurguladı. “NATO toplandı, Avrupa Birliği toplandı, Birleşmiş Milletler toplandı ama TBMM bir türlü toplanamadı” diyen Oluç şöyle devam etti:
‘KONUYU HALKTAN GİZLİYORLAR’
“Putin ve Trump’ın bildiği her şeyi neden Türkiye halkından gizliyorsunuz? Neden İdlib meselesi halkın gözü önünde değil de kapalı kapılar ardından tartışılacak? Bunun hiçbir açıklaması yok. Biz biliyoruz, bu kapalı oturumda hiçbir gizli bilgi vermeyecek. Ne Dışişleri Bakanı ne Milli Savunma Bakanı ne yürütme sözcüleri herhangi bir gizli bilgi paylaşamayacaklar. Her gün gazetecilere söylediklerini kapalı oturumda tekrarlayacaklar. Muhalefet de eleştirilerini tekrarlayacak. Dolayısıyla kapalı oturum yapmak demek, aslında çok önemli bilgileri iktidar sanki muhalefetle paylaşıyormuş da halkın bilmemesi gereken konular varmış gibi bir davranıştır. Kapalı oturum yapılmasının aslında konuyu halktan kaçırmak olduğunu düşünüyoruz. Acılar hepimizin acıları ama yanlış politikalar hepimizin yanlış politikaları değil; iktidarın yanlış politikaları. Dolayısıyla yapılması gereken iktidarın yanlış politikalarını açık seçik tartışmak, bu politikaların değişmesi için kamuoyu baskısı yaratmaktır. Kapalı oturumu ‘dostlar alışverişte görsün’ oturumu olarak görüyor ve yanlış buluyoruz.”
‘GİDENLER 100 BİN FALAN DEĞİL, HEPSİ YALAN’
“Suriyeli sığınmacılar başta olmak üzere tüm farklı ülkelerden gelen sığınmacıların utanç vesilesi olarak geleceğimize taşıyacağımız görüntülerle sınırlara yönlendirilmesinden bahsediyorum. Yani gerçekten utanç vesikası bunların her biri. Bir Sayaç Bakanı çıktı, 15 bin, 30 bin oldu, 60 bin oldu, en son 100 bin oldu gibi rakamlar vererek iç kamuoyunu meşgul etti bu sayaç Bakanı. Neymiş, Türkiye’den ayrılan sığınmacı sayısını veriyormuş. Otobüslere taksilere yerleştirilip insanlar sınırlara gönderildi. Edirne’ye ve Ege kasabalarına gönderildi. Gidenlerin sayısı öyle 100 bin falan değil bunların hepsi yalan. Toplumu meşgul etmek için, gerçek meselelerden uzaklaştırmak için uydurulan yalanlar. Halk bunlarla meşgul olsun politikası, cambaza bak politikası.”
‘İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR’
“Gerçekten bu otobüslerle sınırlara getirilen, Ege kasabalarına getirilen insanların verdiği görüntüler Türkiye tarihine utanç vesikası olarak geçecek. İnsanlar insan kaçakçılarıyla iş birliği yapıyor. Çok açık bir şekilde insanlık suçu işleniyor. İktidara çağrı yapıyoruz, insanların hayatı ile oynamayın. İktidar koltuklarınız için insanların hayatıyla oynamayın. İnsan kaçakçılarıyla işbirliği yapmayın. Bir savaş ilan edilmedi ama bir savaş yaşanıyor. İdlib’de sadece Şubat ayında 54 genç öldü, 54 asker öldü sadece Şubat ayında. Savaş ölüm demektir biz bunu biliyoruz. Ve tezkere Meclise getirildiği zaman bunu anlattık. Savaş ölüm demektir dedik, bu tezkere çıkarılınca insanlar, gençler ölecek dedik ve karşı çıktık. İktidar, Suriye politikasıyla topluma ve ülkeye büyük zararlar vermektedir.” (Kaynak: MA – DUVAR)