İnsan hakları örgütleri Suriye’de öldürülen Avustralyalı IŞİD militanlarının geride kalan çocuklarının güvenliği için hükümete çağrı yapıyor.
IŞİD’in son kalesi olarak bilinen Bağuz’da düzenlenen operasyonlar devam ediyor. Fakat tüm siviller henüz kasabadan çıkmayı başarmış değil. Çatışmanın devam ettiği hatların gerisinde kalanlar arasında Avustralyalı IŞİD militanı Khaled Sharrouf’un üç çocuğu da bulunuyor. İnsan hakları savunucuları, çocukların güvenli bir şekilde Avustralya’ya dönmesi için hükümete çağrı yapıyor.
Başbakan Scott Morrison ise Khaled Sharrouf’un çocuklarının ebeveynlerinin suçlarından sorumlu olmadıklarını, ancak Avustralya’nın onlar için yapabileceği çok az şey olduğunu söylüyor: “Bu konuyu hassas bir şekilde ele alacağız ancak Khaled Sharrouf’un karısı da dâhil olmak üzere her iki ebeveynin de suç işlediklerini, nerede olduklarını ve ne yaptıklarını hatırlamak zorundayız.”
Geçen hafta bir yardım kuruluşuna Sharrouf’un çocukları hakkında kısa bir röportaj veren bir kişi çocukların iyi ve hayatta olduğunu söyledi. Avustralyalı ABC News’in ulaştığı görüntülerde konuşan kişinin Melbourne’de yaşayan Türkiye kökenli bir ailenin kızı olan Zehra Duman olduğuna inanılıyor. 2015 yılında Rakka’da aileyle beraber yaşadığı sanılan Zehra, kendisini Khaled Sharrouf’un eşi Tara Nettleton’ın en iyi arkadaşı olarak tanıtıyor. Çocukların tam olarak nerede olduğunu bilmediğini söyleyen Zehra, “Bağuz’dalar mı?” sorusuna evet diyerek cevap veriyor ve çocukların büyükanneleri Karen’e ulaştırmak üzere, “Seni seviyorlar” diyor.
Khaled Sharrouf ve Tara Nettleton çifti 2014 yılında beş çocuklarını Sidney’deki evlerinden alarak Suriye’ye götürmüştü. IŞİD militanı Sharrouf, bir Suriyeli’nin kesik başını elinde tutan küçük oğlunun fotoğrafını sosyal medyadan paylaşmış ve görüntü tüm dünyada infial yaratmıştı. Bununla beraber, Sharrouf Avustralya hükümetinin IŞİD militanları için çıkardığı terörle mücadele yasası kapsamında vatandaşlığı elinden alınan ilk Avustralyalı olmuştu. Bundan 3 ay sonra Sharrouf’un iki oğluyla birlikte bir hava saldırısında öldüğü bildirildi. Sharrouf’un karısı Tara ise 2015 yılında yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle hayatını kaybetmişti. Aileden geride kalan çocuklardan 17 yaşındaki Zeynep, 16 yaşındaki Hüda ve 9 yaşındaki Hamza’nın son durumu ise geçen haftaya kadar bilinmiyordu.
MORRISON: SEÇENEKLER SINIRLI
Çocukların büyükannesi Karen, uzun zamandır onlara ulaşmak ve Avustralya’ya geri getirmek için mücadele ediyor. Karen, bu sürecin diğer Batı uluslarının benzer ailelere yaptıkları uygulamalara paralel olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Ancak Başbakan Scott Morrison, hükümetin bu konudaki seçeneklerinin sınırlı olduğu yönünde uyarıda bulunuyor: “Dünyanın en tehlikeli bölgesinde bulunuyorlar ve Avusturalya dünyanın o yerindekilere güvenli bir geçiş sağlayabilecek durumda değil” diye konuşuyor. Ailenin avukatı Van Aalst, büyükanne Karen’ın ve kendisinin oldukça umutlu olduğunu söylüyor:
“Umarım çocuklar canlı bir şekilde çıkabilirler ve onları eve getirmek için bir şeyler yapmaya başlayabiliriz. İnsanlar bunların çocuk olduğunu anlamak zorunda. Onların bu kararla ilgili bir seçimi yoktu.”
SAVE THE CHILDREN: ONLARI EVE GETİRMEK ZORUNDAYIZ
Çocuk hakları örgütü Save The Children’dan Mat Tinkler de Avustralya’nın çocukları uluslararası yasalarla eve geri getirme zorunluluğu olduğunu söylüyor: Tinkler “Avustralya Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne imza atmıştır ve bu çocuklara ihtiyaç duydukları özen ve desteği sağlaması önemlidir. Onlar Avustralya vatandaşı ise bu desteği vermek zorundayız” diyor.
ANNE DUMAN: ZEHRA VE ÇOCUKLARI EVE DÖNMEK İSTİYOR
Sharrouf’un çocukları hakkında bilgi veren ve IŞİD’e katılan bir diğer Avustralya vatandaşı Zehra Duman, Melbourn’da yaşayan Türkiyeli bir ailenin kızı. Avustralya SBS Televizyonu’nun Deadline programına açıklamalarda bulunan Zehra’nın annesi, kızının çocuklarıyla birlikte Avustralya’ya evine dönmek istediğini söylüyor.
2014 yılında 19 yaşındayken IŞİD’e katılan ve bir diğer Avustralyalı militan Mahmoud Abdullatif ile evlenen Zehra, kadınları Avustralya’ya ve Batı’ya karşı şiddet eylemlerine katılmaya teşvik eden sosyal medya paylaşımlarında bulunuyordu. Ocak 2015’te kocası ölen Zehra, iki çocuğuyla birlikte Suriye’de yerinden edilmiş insanlar için kurulan geçici bir kampta kalıyor.
Kendisi de Avustralya’da doğan anne Duman, Zehra’yı Avustralya değerleriyle büyüttüğünü söyleyerek kızının beyninin yıkandığını ifade ediyor. Yaşadıklarını, “Bir anne olarak düşmanımın başına gelmesini istemem” diyerek özetliyor. 2017’nin ortalarında Zehra’nın IŞİD’ten kaçmayı istediğini belirtiyor ve “Bana eve gelmek istediğini ve sınırı geçerek Türkiye’ye girmeye çalıştığını söyledi. O yıl Türkiye’ye birçok kez seyahat ettim ama asla kaçamadı” diyor. Anne Duman, kızının kaçmayı başaramazsa onu öldüreceklerinden korktuğunu da sözlerine ekliyor.
Zehra’nın şu anda birçoğu eski IŞID mensubu olduğuna inanılan yaklaşık 40.000 kişiyle birlikte bir kampta kaldığına inanılıyor. Anne Duman, kızı Zehra’nın kendisinden oraya gidip onu almasını istediğini belirtiyor ve “Ancak gidip onu alamam; onları Avustralya Hükümeti’nin eve getirmesi gerekiyor.”
(SBS News ve ABC News’den derleyen: Aynur Tekin)