Diyarbakır Barosu'nda düzenlenen basın toplantısında, Eğitim – Sen üyesi yaklaşık 1000 bin öğretmenin sürgün edilmesinin ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Aile birliği ve bütünlüğünün ihlal edildiği ifade edilen açıklamada, "Öğretmenler sürgünlerle istifaya zorlanıyor" denildi.
Şanlıurfa’da 367, Diyarbakır’da 264, Mardin’de 112, Dersim’de 62, Van’da 47, Elazığ’da 72, Gaziantep’te 52 olmak üzere Eğitim-Sen üyesi yaklaşık 1000 öğretmen, zorunlu yer değişikliği kapsamında il dışına tayin edildi. Sürgün niteliğindeki tayinlerin geri çekilmesi talebiyle sivil toplum örgütleri bugün Diyarbakır Barosu’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Diyarbakır Barosu, İHD Diyarbakır Şubesi, Hak İnisiyatifi, Diyarbakır Mali Müşavirler Odası ve THİV Diyarbakır Temsilciliği katıldı.
“Sürgün edilenlerin neredeyse tamamı OHAL KHK’si ile açığa alınıp, daha sonra görevlerine iade edilen öğretmenlerdir. Yine görüldüğü üzere sürgün edilen öğretmenlerin ezici çoğunluğu Eğitim-Sen üyesidirler” denilen açıklamada, sürgünün hukuka aykırı olduğu belirtildi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen’in yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Söz konusu idari tasarruf ulusal ve uluslararası hukuka aykırıdır. Bu haksız tasarruf nedeniyle, anayasanın 48, 49, 51, ve 52. maddeleri ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 23. maddesinde ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) birçok sözleşmesinde düzenlenen çalışma özgürlüğü, çalışma hakkı ve sendikal özgürlükler yok sayılmıştır. Öte yandan aile birliği ve bütünlüğü, nitelikli eğitim hakkı, toplumsal barış ve keyfi tutum nedeniyle kamu otoritesine olan güven zedelemiştir. Sürgün, insan hakları ile bağdaşmayan bir ceza olup ceza hukukundan 1965 yılında tamamen kaldırılmıştır. Bu yönüyle sürgünün idari bir yaptırım türü olarak uygulanması kabul edilemez.”
‘SÜRGÜN YERLERİ BİLİNÇLİ SEÇİLDİ’
Sürgün edilen birçok öğretmen bu uygulamalarla siyasi, ekonomik ve ailevi sebeplerle istifaya zorlandığına dikkat çekilen açıklamada, sürgün yerlerinin bilinçli seçildiği vurgulanarak, “Öğretmenlerin sürüldüğü şehirlerin bilinçli seçildiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Sürüldükleri yerlerde teşhir edilerek meslek hayatlarını sürdürmeleri dayatılmaktadır. Bu dayatma sürgün edilen öğretmenlerin üye oldukları sendika veya politik duruşları nazara alındığında bir tür cezalandırma ve aynı zamanda onları gittikleri şehirlerde hedef haline getirip fişleme amacı gütmektedir” eleştirisi yapıldı.
‘TOPLUMSAL BARIŞ ZEDELENİYOR’
Öğretmenlerin yerlerinin değiştirilmesinin Şark Islahat Planı ve Mecburi İskan Politikalarına benzetildiği açıklamada, Kürtlerin sürgün ile “terbiye edilmeye” çalışıldığı belirtildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtler bilhassa sürgün edilerek ‘terbiye edilmeye’ çalışılmış, günümüze kadar da etkilerini gösteren bu uygulamalar karşısında toplumsal barış sürekli bir biçimde zedelenmiş ve netice olarak Kürt toplumunda onarılması güç yaralar açılmıştır. 2002 yılında iktidara gelen halihazırdaki hükümet, Kürt meselesinde yeni bir sayfa açma yönünde söz ve taahhütlerde bulunmuş, bu bağlamda temel hak ve özgürlüklerin tesisi ile birlikte Kürtler Cumhuriyet tarihinden bu yana ilk defa toplumsal barış zeminin sağlanacağına inanmışlardır. Ancak, Temmuz 2015’ten bu yana yaşanan çatışmalı süreç ve kırılmalarla beraber ortaya çıkan ağır insan hakları ihlalleri karşısında Kürt toplumu toplumsal barışa olan inancını neredeyse kaybetme noktasında gelmiştir. Eğitim emekçilerinin zorunlu olarak yerlerinin değiştirilmesi ile Kürdün payına düşen yine sürgün olmuştur. Gelinen bu aşamada mevcut iktidarın da daha önce doğru bulmadığı uygulamaları devam ettirdiğini üzülerek gözlemlemekteyiz.”
‘EŞLER AYRI AYRI İLLERE SÜRÜLDÜ’
Diyarbakır’da öğretmen olan eşlerin ayrı ayrı şehirlere sürgün edildiği, bunun da aile bütünlüğünün bozulmasına neden olacağına dikkat çekildi. Açıklamada, bine yakın öğretme3n hakkında alınan kararın geriş alınması talep edildi:
“Geçmişte yaşanan benzeri vakaların sadece sürgün edilenleri değil, bütün bir toplumu yaralayarak toplumsal kırılmaları derinleştirdiği hepimizin malumudur. Biz aşağıda imzası bulunan sivil toplum ve meslek örgütleri olarak bugün itibariyle bine yakın öğretmen hakkında tesis edilen haksız ve hukuka aykırı idari tasarrufların derhal geri alınmasını, eğitim ve öğretim hakkına, çalışma hakkı ve özgürlüğüne, sendikal hak ve özgürlüklere, ailenin birliğine ve bütünlüğüne saygı gösterilmesini talep etmekteyiz.” / DUVAR