Cizre’de polisin ateş etmesi sonucu 12 yaşındayken hayatını kaybeden Nihat Kazanhan’ın öldürülmesine ilişkin davanın yedinci duruşması görüldü. Davada, tanık İdris Sayaca, polisin çocukları doğrudan hedef alacak şekilde 3-4 el ateş ettiğini söyledi. Duruşma 12 Ağustos’a ertelendi.
Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde 14 Ocak 2015 günü polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüne ilişkin davanın yedinci duruşması Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Sanık polis memuru Mehmet Nuri Baki Göçmez’nin tutuklu bulunduğu Ankara Elmadağ Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS sistemiyle duruşmaya katılırken, tutuksuz yargılanan diğer sanık polisler U, Gürcan Turak ve Oğuzhan Çalışkan ise Mardin Kadastro Mahkemesi SEGBİS salonundan duruşmaya katıldı.
Sanıkların getirilmediği duruşma salonunda sadece Kazanhan’ın ailesi ile Ankara, Diyarbakır ve Şırnak barolarını temsilen avukatlar hazır bulundu.
Duruşmada cinayetin işlendiği yerin yakınında yer alan bir mobilya dükkânında çalışan görgü tanıkları İdris Sayaca ve Fırat Sayaca, Mersin Adliyesi’nden yine SEGBİS sistemiyle bağlandıkları duruşmada dinlendi.
Görgü tanıklarından ilk olarak İdris Sayaca, anlatımlarında o gün İpek Yolu’nun karşısında 3 polisin durduğunu, çocukların taş atmasıyla beraber ortada duran polisin ‘yeter lan’ dedikten sonra arabadan silah getirdiğini ve çocukları doğrudan hedef alacak şekilde 3-4 el ateş ettiğini söyledi.
Sayaca, sözkonusu polisin ateş ederek Kazanhan’ı vurması sonrası yanında bulunan arkadaşının ‘Ne yaptın? Çocuğu öldürdün’ diyerek silahı ateşleyen polisi bulundukları noktadan götürmeye çalıştığını anlattı.
Diğer görgü tanığı Fırat Sayaca da, polisin Kazanhan’ı vurmasından sonra olay yerine yüzü kapalı bir özel harekâtçının geldiğini ve bir şeyler topladığını anlattı.
Kayıt altına alınan bu tanık anlatımlarının ardından söz alan Şırnak Barosu Başkanı Av. Nuşirevan Elçi, tanık beyanları ve toplanan delillerin mahiyetine göre sanık Mehmet Nuri Baki Göçmez’nin ‘kasten adam öldürme’ eyleminden ceza alacağını öngörülerek olay yerindeki delillerin karartılmasına dönük çaba gösterildiğini ifade etti.
Av. Elçi, daha önceki savunmalarının dikkate alınarak zanlı polisin tutukluluk halinin devamını istedi.
Kazanhan’ın avukatı Rojhat Dilsiz ise, tanık Emniyet Müdürü’nün olay sonrasında Eray komiser ve Mehmet Kavalcı’nın içinde bulunduğu bir ekibi görevlendirdiğini, fakat raporlara olay yerine hiçbir ekibin olmadığının yazıldığını söyledi.
Av. Dilsiz ayrıca, olarak gösterildiğini belirterek, sanığın tutuklu olarak yargılanmasını istediklerini söyledi.
Ankara Barosu adına konuşan avukat Hasan Erdoğan ise, davanın kamu vicdanı nezdinde önem arz ettiğini, bu nedenle tutuksuz yargılanan kamu görevlilerinin de tutuklu olarak yargılanması gerektiğini belirterek, “Biz gerçek faillerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasını istiyoruz. Sanığın tutukluluk halinin de aynen devam etmesini istiyoruz” dedi.
Avukatların taleplerinin alınması sonrası mahkeme heyetinden söz isteyen baba Ali Kazanhan da “Biz adalet istiyoruz, her şey ortadadır. Allah o katilin cezasını versin. O yüreğimizi yaktı. Adalet yerini bulsun, katil en büyük cezayı alsın” dedi.
Savunması alınan zanlı polis M.N.G., ise savunmasında devlet görevlisi olduğunu belirterek, uluslararası İpek Yolu’nun o dönem Cizîr’e giriş yapılan tek karayolu olması nedeniyle hassasiyetlerinin arttığını söyledi.
Çocuklara dönük bir kinlerinin olmadığını söyleyen sanık polis, kaçma şüphesi olmadığını, devlet görevlisi olması sebebiyle tutuksuz yargılanmak istediğini söyledi.
Alınan talepler ve dinlenen savunmanın ardından duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, daha sonra ara kararlarını açıkladı.
Heyet, Ankara Jandarma Kriminal Laboratuarına yazı yazılarak olayda kullanılan silahın etkili menzilinin belirlenmesi, Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) olay görüntülerinde oynama olup olmadığının incelenmesinin sorulmasının beklenmesi ile beraber sanık polisin tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Heyet, bir sonraki duruşma tarihini ise 12 Ağustos belirledi.