Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: AİHM kararlarını uygulamayan başka ülkelerin olduğunu da vurgulamaya çalışıyorum. İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği bu kararı eleştirmek de bizim hakkımızdır…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CNN Türk canlı yayınında Dicle Canova’nın sorularını cevapladı. Olası İdlip operasyonunu değerlendiren Çavuşoğlu, “Bizim sınırımızın öbür tarafında bizim için tehdittir, ne gerekiyorsa onu yapacağımızı söyledik. Kendilerine de dedik ki, siz madem kontrol altında tutuyorsunuz neden taciz atışlarını engellemiyorsunuz? Eğer bu karar YPG’yi korumak amaçlı alındıysa bunun YPG’ye de ABD’ye de fayda sağlamaz. Biz ne gerekiyorsa yaparız. Bu kararlılığımızı Afrin’de de gösterdik” dedi.
AİHM’in HDP eski Eş Başkanı ‘Demirtaş bırakılmalı’ kararını da değerlendiren Çavuşoğlu “Bu kararları uygulamayan başka ülkelerin olduğunu da vurgulamaya çalışıyorum. İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği bu kararı eleştirmek de bizim hakkımızdır.” cevabını verdi.
Canova’nın sorularını cevaplayan Çavuşoğlu şunları söyledi;
Fıratın doğusuna yönelik operasyon kararlılığı var mı?
Kararlılık her zaman var, uygulamada da gösterdik. En sağlıklı yöntem Münbiç yol haritasının Fıratın doğusunda da uygulanmaya başlamasıdır. Yol haritasını zaten uygulamaya başladığımız zaman tüm şehirlerden; Kobani dahil YPG PKK atılacak. Kürt ağırlıklıysa ağırlık kürtlerden oluşacak. Arap ağırlıklıysa arap ağırlıklı. Yönetim ve güvenlik güçleri belirlenecek. Ama buradan YPG’nin PKK’nın kesinlikle atılması lazım. En sağlıklı yöntem budur.
Amerika ile askerlerimiz arasında diyaloglar var. Biz bir taciz ateşine misliyle karşılık verdiğimiz zaman öncesinden ABD’ye sahadaki askerlerimiz bilgi veriyor. Tabi ki askerlerimizin karşı karşıya gelmesini istemeyiz. Ama ABD’nin sırf bir terör örgütü için bizimle karşı karşıya kalma riskini almaması gerekiyor. Onlara kol kanat geren biz değiliz.
Bir terör örgütüyle işbirliği yapmanın bedeli büyük oluyor. Riskleri çok fazla oluyor. Rusya desteğini, işbirliğini kesti. Ancak ABD maalesef terör örgütüyle angaje olmaya devam ediyor.
Kaşıkçı cinayeti… Türkiye elindeki delilleri beş ülke ile paylaştı. Trump’ın açıklamaları… ABD’nin tutumunu nasıl okumak lazım?
Suudi Arabistan bizim için önemli bir ülke. Cumhurbaşkanımız ile Kral Selman arasında samimi bir kardeşlik var. fakat ortada bir cinayet var. Hem de çok acımasızca, vahşice işlenmiş bir cinayet var. bizim derdimiz bunun aydınlığa kavuşturulması. Burada topu tüm dünyaya atmaya gerek yok. Uluslararası toplum bu konuya ilgi gösteriyor. Bizim tarafımızda soruşturma ciddi şekilde yürütülüyor. Biz Suudi Arabistan ile işbirliğimizi sürdürmek istiyoruz. Ancak Suudi Arabistan’dan bilgi verilmediği gerçek. İstanbul başsavcımız bilgi ve delileri muhatabıyla paylaşmıştır.
Trump’ın açıklaması “ne olursa olsun gözümü yumarım” diyor. Her şey para değildir. İnsani değerlerden de uzaklaşmamamız gerekiyor. Dünya bu sürecin uzamasından dolayı uluslararası soruşturma için taleplerde bulunmaya başladı.
Geldiğimiz noktada özellikle işbirliği konusunda; Suudi Arabistan’ın bilgi vermemesi sebebiyle uluslararası soruşturma daha iyi olabilir. Ama başlatılırsa biz Türkiye olarak bilgileri, belgeleri paylaşırız demiştik. Şimdi zaten BM için de bir inisiyatif başlatıldı. Üç tane raportör genel sekretere mektup yazdı. Zaten genel sekreter de resmi talep geldiği zaman, BM Güvenlik Konseyi’nden kararın çıkması lazım. Ama gerçeklerin aydınlatılmasıyla ilgili komisyon kurulursa genel sekreterin inisiyatifindedir.
G20 Zirvesi’nde Prens Selman ile temas olur mu?
Sayın Cumhurbaşkanımız iki defa Kral Selman ile telefonda görüştü. Bir defa da Veliaht Prensin talebi üzerine görüştü. Telefon görüşmesinde “Arjantin’de sayın cumhurbaşkanımızla görüşmek arzusunda olduğunu söyledi. Elbette görüşülebilir. Telefon görüşmelerinde olduğu gibi düşüncelerimizi tespitlerimizi, bu süreç konusunda tüm elde ettiğimiz bilgiler belgeler dahil hepsini söyleyecektir. Veliaht Prens ile görüşmede engel görmüyoruz. Ama takdir Sayın Cumhurbaşkanımızın.
AİHM’İN DEMİRTAŞ KARARI: UYMAYAN BAŞKA ÜLKELER DE VAR
Önce şunu söyleyeyim. 12 yıl yaklaşık Avrupa Konseyi’nde zaman geçirdim. O dönemde de Avrupa Konseyi’nin tamamının reforma tabii tutulması önceliğimizdi. Ve İnsan Hakları Mahkemesi dahil tüm kurumların reforma tabii tutulması süreci, önemli katkılarım da oldu. İnsan Hakları Mahkemesi’nden 5 bin civarındaki dosyayı Türkiye’ye getirerek devlet vatandaş ile kucaklaşmış oldu.
Venedik Komisyonu ve İnsan Hakları Komiserliği, İşkenceyi Önleme Komitesi ve özellikle İnsan Hakları Mahkemesi siyaset yapılacak platformlar değildir. Venedik Komisyonu, benim de dostumdur; siyasallaştı. İnsan Hakları Mahkemesi de bu verdiği kararla siyasi bir karar verdiğini kanıtlamıştır. Bu bir siyasi karardır.
Hem daha önceki kararlarınızda makul şüpheyle tutuklandığını söylüyorsunuz. Makul şüphe varsa, tutukluluğunun uzatılması, devam edilmesi, serbest bırakılması bizim kanunlarımız çerçevesinde olur.
Buna itiraz hakkımız var, bir. 47 yargıcın katıldığı bir ortamda kararlar veriliyor. Ama diğer taraftan “bu karar uygulanmadı, üyelik tehlikeye düşüyor.” Kim söylüyor bunu?
Yunanistan kaç yıl oldu azınlıklarla ilgili kararları uygulamıyor? Türk isminin kullanılmasına izin verilmediği için İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı.
Bu kararları uygulamayan başka ülkelerin olduğunu da vurgulamaya çalışıyorum. İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği bu kararı eleştirmek de bizim hakkımızdır.