Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ilk kararında, yüzde 19 düzeyindeki faizi sabit bıraktı. Ancak ‘Gerekmesi halinde ilave sıkılaştırma yapılır’ ifadesi bu kez metinden çıkartıldı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki ilk toplantısını yaptı. Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada, enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler ve fiyatlama davranışlarının enflasyon üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği belirtildi.
Öte yandan Naci Ağbal dönemindeki toplantılar sonrası yapılan açıklamalarda yer alan “Gerekmesi halinde ilave sıkılaştırma yapılır” cümlesinin, Merkez Bankası’nın bugünkü metninde yer almaması dikkat çekti. Bunun yerine, “Politika faizi enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir” denildi.
TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) Direktörü Prof. Dr. Selva Demiralp bu duruma ilişkin, “Para politikası duruşunda bir değişiklik olmayacaksa başkan neden değişsin? Bugünkü metin daha gevşek bir duruşa geçildiğinin ilk sinyalini veriyor” yorumunda bulundu.
Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “Her ne kadar ‘piyasa faizlerde bir değişiklik beklemiyor’ denilmiş olsa da, kurların hareketine baktığımızda aslında bir artış bekledikleri ama bunu söyleyemedikleri anlaşılıyor” dedi.
Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Kara ise “Karar metninden ‘gerekmesi durumunda ilave sıkılaşma yapılacaktır’ ifadesinin çıkması, maliyeti sıfır olan bir kasko sigortasını yakmaya eşdeğer” benzetmesini yaptı.
Ekonomi yazarı Uğur Gürses de sosyal medya hesabından, “‘Artık faizi indirmek için fırsat kolluyoruz’ içerikli bir duruş…” paylaşımını yaptı.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Uğur Namık Küçük, Oğuzhan Özbaş, Emrah Şener ve Abdullah Yavaş’tan oluşan Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı. Açıklama şöyle:
“Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.
Salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonomi, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmektedir. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Emtia fiyatlarındaki artış eğilimi hız keserken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
Salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen, iç ve dış talep kaynaklı olarak yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. İmalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerindeki zayıf seyir sürmektedir. Bununla birlikte, salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır. İhracattaki artış ve altın ithalatındaki gerilemeye rağmen, güçlü iç talep ve emtia fiyatları cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Ticari kredilerde ılımlı bir seyir gözlenirken, finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen bireysel kredi büyümesinde yükseliş eğilimi görülmektedir.
Talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizini sabit tutarak sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir.
MB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrası döviz kurlarında bir miktar yükseliş oldu. Günü 8,08 liradan açan dolar, saat 14.00’de açıklanan faiz kararı sonrası 8,13 liradan işlem gördü. Euro ise 9,75 liradan el değiştiriyor.
Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamına yakını, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (politika faizi) yüzde 19 düzeyinde sabit bırakılacağını tahmin etmişti. 20 ekonomistin katılımıyla sonuçlanan ankete göre ekonomistlerden sadece 1’i ise politika faizinin 100 puanlık artırımla yüzde 20’ye çıkarılmasını bekliyordu. Geçen ayki PPK toplantısında politika faizi 200 baz puan artırılarak yüzde 17’den yüzde 19’a yükseltilmişti.
İlk toplantısında politika faizini sabit tutan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, göreve atanmadan önce Yeni Şafak’taki köşe yazılarında, yüksek faize karşı tutumuyla biliniyordu. Kavcıoğlu, 9 Şubat’taki yazısında, Türkiye’nin, dünyada likiditenin bol olduğu dönemlerde yıllarca yüksek faiz, düşük kur politikası uyguladığını belirterek: “Sıcak para yatırıma değil yüksek faize geldi. Sıcak para ülkeden çıkarken de düşük kurdan TL’den dövize dönüp ülkeden çıktılar. Yüksek faiz, düşük kur politikasından kaybeden hep ülkemiz oldu…” eleştirisi yapmıştı.
Kavcıoğlu, politika faizinin 19 Kasım’da yüzde 10,25’ten yüzde 15’e çıkarılması sonrasındaki yazısında ise ‘Soros ekibinin Türkiye’yi faiz artırımı yönünde köşeye sıkıştırmak için tüm yolları kullandığını’ öne sürmüş ve “Neden ısrarla faiz artırımı istiyorlar. Çok basit. Yüksek faizle Türkiye’nin yatırımlarının önünü kesmek. Diğer taraftan da oluşacak bu yüksek faizle Türkiye’yi sömürmeye devam etmek ve gücünü zayıflatmak. Yani döviz kurunu bir siyasal mühendislik aparatı olarak belki de daha da ötesi bir silah olarak kullanıyorlar” satırlarına yer vermişti.
Kavcıoğlu, iktisat teorilerinin tersine “Faiz sebep, enflasyon” sonuç diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu tezine de destek vermiş ve üreticilerin yüksek faizle borçlanmasının üretim maliyetini artırdığını, bunun da vatandaşa enflasyon olarak döndüğünü ve ayrıca kuru artırdığını savunmuştu. / DUVAR