Kıyamet ambarına su sızdı

Dünyanın karşı karşıya kalacağı 'büyük felakete' hazırlık olsun diye kurulan kıyamet ambarına su sızdığı ortaya çıktı. Depolanan tohumların zarar görmediği iddia ediliyor.

Tüm dünyayı etkileyecek bir doğal afet olması halinde bitki türlerinin korunması için inşa edilmiş olan ve ‘insanlığın son umudu’ olarak anılan ‘Kıyamet ambarının’ girişine, geçtiğimiz sonbahar aylarında yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle eriyen buzlardan su sızdı!

Sputnik’in haberine göre Norveç ve Kuzey Kutbu arasında bulunan Svalbard buzulları üzerinde 2008’de inşa edilmiş olan ve içinde 500 milyona yakın bitkinin tohumunun saklandığı mahzenin üzerini kaplayan buzul tabakası aşırı sıcaklar nedeniyle eridi.

Ancak tohumların sığınağa aktarılmasından sorumlu olan tedarikçi Statsbygg firmasının sözcüsü Hege Njaa Aschim endişe edecek bir durum olmadığını söylüyor.

Tohumların su sızıntısından zarar görmediğini açıklayan Aschim bununla birlikte işlerini şansa bırakmayacaklarını ve sızmalardan doğabilecek olası zararı engellemek üzere tünelin girişinde bir dizi önlem alacaklarını açıkladı.

Aschim buzullar erirken meydana gelen kimyasal reaksiyonun küresel ısınmayı tetiklediğine dair yapılan haberlere de değindi. Bunların çoğunlukla spekülasyondan ibaret olduğunu belirten Ashcim, bununla birlikte bilim insanlarının konuya ilişkin araştırmalarının devam ettiğini ifade etti.

‘KIYAMET AMBARI’ NEDİR?

Tam adı ‘Svalbard Küresel Tohum Deposu’ olan ‘Kıyamet Ambarı’ (Doomsday Vault) bitkilerin soyunun tükenmesi olasılığına karşı Norveç’te bulunan Spitsbergen adasında bir sığınak olarak inşa edildi. Kuzey Kutbuna bin 300 kilometre mesafede bulunan ambarın inşası için 9 milyon dolar harcandı. 2008 yılında açılmış olan ambara ilk yılda 90 bin farklı gıda ürünü tohumu ve İrlanda’nın gen bankasından 32 farklı patates örneği, ABD Tarım Araştırmaları Merkezi’nden de 20 bin farklı örnek nakledildi. Tohum deposuna Kanada, İsviçre, Kolombiya, Meksika ve Suriye gibi ülkelerden gönderilerek depolanan tohum miktarı 20 milyonu geçti. Ambarın içinde dünyadaki gıda çeşitlerinin yaklaşık üçte birinin bulunduğu öngörülüyor.