CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamuoyunda ilgiyle izlenen Diyarbakır ziyaretinde verdiği mesajları kamuoyu araştırmacılarıyla konuştuk…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ kapsamında iki gün süren Diyarbakır programı geniş yankı uyandırdı. Çok sayıda vatandaş, sivil toplum örgütü temsilcisi, kanaat önderi ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın babası ve katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi’yle de görüştü. “Helalleşme” ziyareti olarak nitelendirilen programında Kılıçdaroğlu Kürt sorununun çözümü için de 5 öneride bulundu. Peki CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’daki mesajları Kürt seçmenler arasında nasıl karşılık bulacak. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı durumunda nasıl bir tablo ortaya çıkacak?
Yıllardır bölgede kamuoyunun nabzını tutan araştırmacısı Reha Ruhavioğlu’na göre, CHP lideri Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a gitmeden önce de bölgede CHP’nin moral desteği ve oy potansiyelinin arttığı tespit ediliyordu. CHP liderinin ilk kez “Cumhurbaşkanı adayı” olarak kente gittiği yorumu yapan Ruhavioğlu, Kılıçdaroğlu’nun “kararlılığına” dikkat çekti. 2014 yılında CHP liderinin, cumhurbaşkanı adayı Eklemeddin İhsanoğlu’yla kente yaptığı ziyarette “Kürt meselesiyle ilgili” neredeyse hiç konuşmadığını hatırlatan Ruhavioğlu, “Diyarbakır programının CHP ve Kürtler açısından olumlu geçtiği söylenebilir. Ama herkes tam anlamıyla tatmin oldu mu derseniz, bir ziyarette herkesi tatmin etmek çok kolay değil” dedi.
“Ben iktidara geliyorum, seçimi kazanacağım” gibi bir iddiayla Diyarbakır’a gelen Kılıçdaroğlu’na çok sayıda soru yöneltilmesini değerlendiren Ruhavioğlu şunları söyledi: “Güçlenen bir siyasi aktör ve talepleri olan bir kamuoyu var. Bu kamuoyu artık bu aktör güçlendiği için, bu aktörün sorunları çözeceğine dair inanç oluştuğu için dertlerini aktarıyorlar. Bu hem normal bir seyir hem de Millet İttifakı’nın, Kılıçdaroğlu’nun söylem üstünlüğünü ele geçirdiğini gösteriyor. Bölgenin genelinde Cumhur İttifakı’nın seçimi kazanacağına olan inanç, Cumhur İttifakı’nın oyundan daha düşük. Yani Cumhur İttifakı’na destek veren bir kesim de Millet İttifakı’nın başarılı olacağını düşünüyor. Bu da psikolojik üstünlüğünün CHP’ye ve Millet İttifakı’na geçtiğini gösteriyor.”
CHP liderinin Diyarbakır’a yaptığı ziyaretin yansımalarının nasıl olacağı da merak konusu. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının netleşip netleşmemesinden bağımsız kamuoyunda güçlü bir aday olduğunu belirten Reha Ruhavioğlu “Hatta Kürt seçmen ve bölgedeki seçmen özelinde Kemal Kılıçdaroğlu iki favori adaydan birisi. Diğer favori isim de Ekrem İmamoğlu. HDP’nin aday göstermediği, Selahattin Demirtaş’ın aday olmadığı bir denklemde bu iki favori aday var” dedi.
CHP liderinin Diyarbakır ziyaretiyle bir düğüm attığını, üç ay içerisinde kentte verdiği mesajların üzerine bir şey koyup koymamasının belirleyici olacağını belirten Ruhavioğlu, Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgedeki seçmen eğilimlerini şöyle: “Bölgede AK Parti 7 Haziran 2015 seçimlerinde aldığı oyların altına düşmüş durumda. HDP’nin oyları ise 7 Haziran 2015 seçimlerinde aldığı oy seviyesinde değil. Hatta 1 Kasım 2015 seçimlerinin de bölgede altında. Peki bu tablo böyleyken o aradaki oy potansiyeline ne oluyor? Bu oy büyük ölçüde CHP’ye, biraz DEVA ve Gelecek Partisi’ne yöneliyor. Birazı da hala protesto, yani kararsız büyük bir havza var. Seçime katılmamış olanlar, yeni seçmen, küskün AK Partililer diye üç grup. Bu üç grup CHP için önemli bir oy havzası. Buradaki bekleyen kümeyi CHP’nin ne kadar kendine yaklaştıracağı, onun önündeki ödev.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretinde çok sayıda gençle buluşması da dikkat çekiciydi. Ruhavioğlu bu ilgiyi, “Gençlerin CHP’ye açtıkları olumlu kredi, orta yaş ve yaşlılardan daha fazla. Orta yaş ve üzeri kişiler CHP’yi tarihsel bagajı ve günahlarıyla birlikte bir değerlendirmeye tabi tutuyorlar. Ama ilk kez oy kullanacak gençler Tayyip Erdoğan’ın iktidarında doğmuş gençler. Bu gençler, CHP’ye dair ailelerinden duydukları hikayeleri bizzat yaşamamış gençler” sözleriyle değerlendirdi, şöyle devam etti: “Bu gençler CHP’nin son iki yıldaki politika değişimini yani demokratikleşme, Kürt meselesiyle barışma gibi değişimini kendi gözleriyle izliyorlar. Ailelerinin onlara aktardığı CHP hikayesindense, kendilerinin şahit olduğu CHP’yi imtihana tabi tutup puanlıyorlar. Örneğin 50 yaş üzerinde CHP’ye moral destek yüzde 20 iken orta yaşta yüzde 35’lere çıkıyor. Gençlerde ise moral destek yüzde 50’lere yaklaşıyor. Bu kadar yüksek olmasa bile oy anlamında da bunun yansıması var. Gençler arasında bölgede CHP’ye ilgi daha fazla. İlk kez oy kullanacaklar arasında eskiden CHP hiç oy alamazken bugün hatırı sayılır bir desteği var. “
Kürt meselesine ilişkin akademik çalışmalar üreten Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Vahap Coşkun’a göre CHP uzun süredir bölgeyle irtibatı kesmiş bir parti konumundaydı. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığının ardından CHP’nin, “bazen ürkek, bazen ihtiyatlı bir şekilde” ihmal ettiği kesimlerle ilişki kurma siyaseti yürüttüğünü, bu ilişki kurmada başta gelen gruplardan birinin de Kürtler olduğunu ifade eden Coşkun, “CHP bu Kürt coğrafyasından uzak kaldığı 1990’dan bugüne gelen süreçte nerdeyse ‘Tabela partisi’ görünümündeydi. Kılıçdaroğlu bunu değiştirmeye çalışıyor. Ama bu kolay değil” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır mesaisini yakından takip etmeye çalıştığını belirten Coşkun’a göre halk Kılıçdaroğlu’nun mesajlarına olumlu baktı: CHP lideri diyalog kurabildi. Olumlu karşılıyorlar fakat yeterli bulmuyorlar. CHP’deki değişimi görüyorlar ama bunun yeterli olduğunu düşünmüyorlar. Kılıçdaroğlu’nun temas ettiği bütün kesimlerde beklentiler daha cesaretli olması yönündeydi. Özellikle Kürtlerin demokratikleşme meselesinde CHP’nin de Kılıçdaroğlu’nun da daha cesaretli, kararlı, daha somut siyaset tarzı izlemesi gerektiği vurgulanıyordu.”
CHP’nin Diyarbakır’da verdiği mesajların “olumlu” olduğunu fakat partinin siyasal bir ağırlık merkezi olması için bunun yeterli olmadığını belirten Coşkun’a göre, bu söylemlerin arkasının gelmesi ve altının doldurulması gerekiyor. Önümüzde yapılacak seçimlerde hayati konunun Kürt seçmenlerinin oylarını cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adaya verecekleri olduğunu belirten Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ziyareti, verilen mesajları, kamuoyu araştırmalarını bütün değerlendirdiğimizde şunu görüyoruz; AK Parti’den uzaklaşan, muhalefetle yakınlaşan bir Kürt seçmeni var. Dolayısıyla muhalefet ortak aday belirlemede çok büyük hata yapmazsa bu Kürtlerin desteğini almaları yüksek ihtimal. Tabii burada AK Parti’nin ve Erdoğan’ın nasıl bir tavır takınacağı da önemli. Mevcut şartlar altında muhalefetin 2019’da yakaladığı ivmeyi devam ettirebilmesi mümkün.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti için bir ekip görevlendiren MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre de bölgede yaşayanlar “helalleşme” kavramını çok önemsiyor. Bu kavramın ciddi şekilde karşılık bulduğunu belirten Kulat, “CHP çok uzun süre bölgeyi ihmal etti. Yüzde 2’lik bir parti haline geldi. Şimdi bölgede ciddi bir karşılık bulmaya başladı. Bugünden CHP’nin oyu üç kat, beş kat artar diye düşünüyorum. Bölgedeki insanlar CHP’yi bilen insanlar. Dolayısıyla bölge insanında karşılığı olur” diye konuştu.
Kulat’a göre bölge Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip bölge ve bu genç nüfusta CHP çok ciddi bir karşılık buluyor. Bu insanların sadece bölgede yaşamadığını, İstanbul gibi büyük kentlerde de ilişkileri olduğunu belirten Kulat şöyle devam etti: “Yani bu insanların bir yansıması olacak. Diyarbakır’da bir heyecan yakaladığınızda aslında Türkiye genelinde yakalıyorsunuz. Diyarbakır’daki heyecan Türkiye’ye yansır. Beni şaşırtan AK Parti’nin bölgeyi bu kadar boşlaması. İleride toparlaması zor olacak AK Parti açısından. Bölgeyi elinden kaçırmak üzere.”