Toplumun gündeminde evlatları için mücadele eden annelerin olduğunu belirten CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Anneler arasında da bir ayrım yapılıyor. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri. Nasıl bir ayrım? İkisi de çocuklarını istiyor. Anneler arasında ayrım yapmak doğru değil. Hepsinin derdine çözüm üretmek gerek" dedi. Kılıçdaroğlu, HDP il binası önüne giden İçişleri Bakanı Soylu'ya da tepki gösterdi.
Osman Kavala, yazarlar ve askeri öğrencilerin hapiste olduğunu belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, doları olanların ise dışarıda olduğunu vurgulayarak, ‘FETÖ borsası’ oluşturulduğunu söyledi. Konuşmasında, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki oturma eylemine de değinen Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “Sen bakansın. Çözeceksin sorunu. Acıyı çözmek. Yetki, imkan, güç, ordu, vali general sende. Diyarbakır Annesi’nin elinde sadece bir feryat var” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, CHP Parti Meclisi Toplantısı öncesi güncel ve siyasal gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında şu başlıklar öne çıktı:
12 EYLÜL DARBESİ: Acılar dedik. Birisi de 12 Eylül. Öncesinde ve sonrasında çok kişi hayatını kaybetti. Fidan gibi gençlerimiz birbirlerini öldürdüler. Sonra bunlar hapishanede buluştular. İki taraf da yapılan yanlışları gördü. Tekin Bingöl, ‘CHP’li olup kaç kişi hayatını kaybetti’ diye bir araştırma yaptı. ‘Canlar Pahasına Özgür Türkiye’ isimli. Bu ilk adım devamının gelmesini isteriz. CHP’liler elit derler ya hep. Anadolu’nun değişik yerlerinde yaşam mücadelesi veren kardeşlerimiz onlar.
YENİ SİYASET ANLAYIŞI: Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Kavgadan uzak bir siyaset anlayışı. Herkesi kucaklayan, her insana saygı duyduğumuz bir siyaset anlayışı. Eleştiri yapacağız, bilgiye dayalı bir eleştiri anlayışı. CHP eleştiriyorsa bir şey olduğunu vatandaş bunu bilmeli. Kimin çıkarı için, bu ülkede yaşayanların çıkarı için. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Aynı vatanda yaşıyorsak niçin bir başkasını ötekileştirelim? Yeni siyaset felsefemizin özünde yatan budur. İktidar sahipleri bazen belirgin bir şekilde bu ayrımı yapıyorlar. Şehitler 82 milyonun onurudur. Hepimiz şehit yakınlarına sahip çıkıyoruz. Şehitleri ve şehit yakınlarını 15 Temmuz’da ve diğerleri diye ayırt edemezsiniz. Biz bunlara karşı çıkınca ‘siz 15 Temmuz’u destekliyorsunuz’ dediler. Hayır. şehitler arasında ayrım yapılmasına karşıyız dedik.
ANNELER: Toplumun gündeminde anneler var. Anne için evladın ne kadar değerli olduğunu ancak anneler bilir. Çocuk hastalandığında anne de hastadır. Hayatı bir anlamda çocuğuna bağlıdır. Kendisinden daha iyi bir yaşam standardı sağlamasını ister. Her çocuk annesinin turnasıdır. Anneler arasında da bir ayrım yapılıyor. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri. Nasıl bir ayrım? İkisi de çocuklarını istiyor. Bir anne Diyarbakır’da diyor ki, ‘Benim evladım geri gelmeyecek, sizin ki inşallah gelir.’ Bu tabloya baktığımızda annelerin hukukunu savunmak gerekmiyor mu? Cumartesi Anneleri 702 haftadır evlatlarının fotoğrafını taşıyarak kimseye bir söz söylemeden oturuyor. Evlatlarının mezarını istiyor. Diyarbakır Anneleri. Onların da evlatları var? Bu annenin acısı yok mu? Oda ister evladının gelmesini, üretmesini, alın terini dökmesini, evlat sahibi olmasını. Oğlunu askere vatan savunması için göndermiş. Ama terör örgütü kaçırmış. Bakanlarla görüştüler. Ben aktardım yetkililere. Bu çocukların kurtarılması lazım diye. Biz yetkili değiliz, elimizde güç yok. Yetki sahibi olanlar güç sahibi olanlar gitmiş annelerle oturuyor.
SEN ÇÖZECEKSİN, ELİNDE YETKİ VAR: Sen bakansın. Çözeceksin sorunu. Acıyı çözmek. Yetki, imkan, güç, ordu, vali general sende. Diyarbakır Annesi’nin elinde sadece bir feryat var. Şimdi anneleri de bölüyorlar. Yazık olan da bu. Anne annedir. İnsanlığın sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli bir aktör. Acısını paylaşmak ortak görevimiz.
ADALETSİZLİĞİ BESLİYORLAR: Vatandaş oy veriyor. İktidara geliyorsunuz. Vatandaşı bölmeyecek, kutuplaştırmayacaksınız. Bölerseniz ne olur? Adaletin içini boşaltırsınız. Ne demiş Hz. Ali; ‘Devletin dini adalettir’. Kimse kimseye baskı yapmasın diye adalet oluşturulur. Devlet adaletsizliğin kaynağı olursa toplum vicdanı derin yaralar alır. Her insanın varlık nedeni adalettir. Siz adaletsizliği besliyorsanız ciddi sorunlar doğar. Adalete duyulan güven yerlerde sürüklenirse bundan en büyük zararı vatandaş görür. Adalete güvenin yüzde 30’lara dştüğü görülüyor. İktidar sahiplerinin oturup düşünmesi lazım. Adalete sadece bizim ihtiyacımız yok. Bütün canlıların adalete ihtiyacı var. Bu kadar yüce bir kavramın içini hangi iktidar boşaltabilir. Boşalttılar. Son 5 yılda uluslararası araştırmalarda Türkiye hukukun üstünlüğü konusunda 50 basamak geriye düştü. Adaletsizlik konusunda dünya rekoru. Bütün dünya Türkiye’de adaletsizlik olduğunu söylüyor.
TUTUKLU GAZETECİLER: Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına bakalım. Haksız hukuk yere yattıklarını herkes biliyor. İçeriden çıkamıyorlar. En sonunda çıktılar. Haksız bir şekilde içeride yatmalarının hesabını kim verecek?
EREN ERDEM: Eren Erdem. PM üyemiz. Aylardır hapiste. Hiçbir delil yok. Sanıyorlar Eren Erdem fikirlerinden, yazdıklarından vazgeçecek. Eren Erdem’i idam da etseniz inandıklarından vazgeçmez. Siz FETÖ ile kol kola gezerken o kitaplar yazıyordu.
FETÖ BORSASI: Osman Kavala, yazarlar, askeri öğrenciler hapiste. Yeşil dolarları olanlar dışarıda. FETÖ borsasını önce AK Parti kanadından dillendirdiler. Orada da vicdanlı insanlar var. / DUVAR