CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ifade vermeye giden Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz'un tutuklanmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanımız tutuklandı diye, biz geri adım atacağız diye bir şey yok. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV yayınında Özlem Akarsu Çelik’in sorularını yanıtladı.
Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz’un FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanmasını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz savcılığın daveti üzerine avukatı ile ifade vermeye çıkıyor. Mahkeme tutukluyor. Tutuklanması yanlış. Kaçma gibi bir durumu yok. Belediye başkanı zaten” dedi.
‘ÜLKEDE DEMOKRASİ, HUKUK YOK’
Oğuz’un beraat edeceğine inandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Biz zaten dava niye devam ediyor, ne için savcı ifadesini aldı diye tartışma zemini yaratmak istemiyoruz. Biz beraat edeceğine inanıyoruz. Bir sürü iftira var hakkında. Dosyada gizlilik kararı olduğu için ayrıntıları bilme şansımız yok. Avukat ve milletvekili arkadaşlarımız ilgileniyor. Olayı yakından izliyoruz” diye konuştu.
“Ülkede demokrasi, hukuk yok. Bir kişinin iradesi ile her şey uygulanıyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanımız tutuklandı diye, biz geri adım atacağız diye bir şey yok. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun bedeli olabilir. Belediye başkanımız, PM üyemiz, milletvekilimiz hapse atılabilir. Bütün bunların hepsini yaşadık biz zaten” ifadelerini kullandı.
‘GÖREVDEN ALINAN BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ BERAAT ETTİ’
Daha önce de CHP’li belediye başkanlarının görevden alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “FETÖ’nün iktidar olduğu dönemde de AK Parti ile birlikte iktidar olduğu dönemde de bizim belediye başkanlarımıza baskınlar düzenleniyordu. Belediye başkanlarımız tutuklandı, görevden alındı. Ne oldu? Hepsi beraat etti. Benzer şeyler bugün de yaşanıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’nün bittiği söyleniyor ama aynı tutuklamalar, aynı gözdağları devam ediyor. Bunlar bizi yıldırmaz, yıldıramaz” dedi.
“Ethem Sancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ‘benim gazetelerim emrinizdedir’ diye. Ben de ‘estağfurullah gazeteler medya özgürdür’ dedim,” diye konuşan Kılıçdaroğlu, “Avrupa’nın en büyük Tank Palet Fabrikası’nın peşkeş çekilmesi vatana ihanettir. Buna izin veren herkes sorumludur. En alttaki subaya kadar… Onların hiçbirisine ben vatansever demem. Kendi fabrikasını peşkeş çekilecek beyefendilerin gıkı bile çıkmayacak. Nasıl bir devlettir nasıl bir ordudur bu. Kimsenin sesi çıkmıyor. Bedava veriyorsunuz. Kiraladık diyor, Ethem Sancak diyor ki hayır biz kira ödemedik, diyor. Habertürk yayınında şunu söylüyor Ethem Sancak, devlet bana ben burayı sana bırakıyorum, ben çekip gidiyorum bana kira ver demiyor. Dese, kira koyacak,” şeklinde konuştu.
‘ERDOĞAN 21. YÜZYILIN TÜRKİYE’DEKİ FİRAVUNUDUR’
“Erdoğan için vefa, arkadaş diye bir şey yoktur. Onun için tek şey var koltuğumu nasıl korurum,” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Demokrasiyi savunmak her siyasetçinin ortak görevi olmalı. Erdoğan ve Bahçeli de savunmalı. 21. yy insanlar düşüncelerini açıkladı diye tutuklanıyorsa buna karşı çıkmak lazım. AK Parti de düzgün insanlar var. Onlar da Türkiye’nin ne kadar kötüye gittiğini görüyorlar. Sarayda şantajla yola çıkan bir anlayış var. Ben Ak Parti grubunu sadece el kaldırıp indirdikleri için sorumlu tuttum. Onun dışında ana sorumlu ülkeyi yöneten saraydır. Sarayın bir numaralı sorumlusu da kibir abide olan Erdoğan’dır. Erdoğan 21. yüzyılın Türkiye’deki firavunudur. Her şeyi ben bilirim, ben yaparım diyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını da ben yerim diyor, kimse bana hesap soramaz diyor. Ben sana hesap soracağım.”
‘İLK YAPILAN SEÇİMDE BEYEFENDİ GİDECEK’
Kılıçdaroğlu, erken seçim hakkındaki görüşlerini ise şöyle dile getirdi:
“Erdoğan, AKP ile MHP arasında fark yok diye düşünüyor. Erken seçime bir kişi karar verecek Erdoğan. MHP ve AK Parti çoğunluğu var. Erdoğan erken seçime gidelim derse MHP kabul eder. Biz bugünden çalışıyoruz. Erdoğan ister girsin ister girmesin, ilk yapılan seçim beyefendi gidecek. Millet artık yeter diyor. 21. yüzyıl Türkiyesi’nde 10 binlerce çöplerden geçiniyor, milyonlarca insan faturalarını ödeyemiyor. Bunlarda vicdan var mı? Olsa zaten böyle olmaz.”
‘SARAY VE ÇEVRESİ FAZLA KİRLİLİĞE BULAŞMIŞ’
Kılıçdaroğlu, ülkedeki ekonomik durum içinse, “Kişi başına gelir 10 bin dolar diyorlar. Ethem Sanacak’ınki doğru. Nerede bu para? Dışarıya uçaklarla yandaş, havuz medyası, çete dediklerimiz para götürüyor. Burada kalanlar kim? Saray ve çevresi fazla kirliliğe bulaşmış durumdalar. Bunlar şehitler için toplanan paraları bile hiç ettiler. Beni üzen bunu İslamiyeti istismar ederek bunları yapmaları. Bunları hangi Müslüman yapar?” diye konuştu.
‘DEMİRTAŞ HAPİSTEYKEN SEÇİME GİRDİ’
Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın durumuyla ilgili ise şu yorumu yaptı:
“Ortada adalet kalmadı ki adaletten, haktan, hukuktan, vicdandan bahsedeceksiniz. Selahattin Demirtaş gitti iyi hal kağıdı aldı, YSK’daki hakimler seçimlere girebilir dedi. Hapisteyken seçime girdi. Biz de demokrasi var, diyoruz. Dünya buna inanmıyor. Demokrasi olsa ülkemiz hapishaneler tıka basa dolu mu olur? Bank Asya’nın önünden geçeni, FETÖ’nün okuluna çocuğunu gönderdi diye hapse atıyorsunuz. 17-25’ten sonra Pensilvanya’dan icazet alanı baş tacı ediyorsunuz. Onlarda para var,para ile satın alıyorlar. Garibanın yolu hapishane.”
Kılıçdaroğlu, Cumartesi Anneleri için “Çocuklarının mezarının bulunmasını istiyor. Başına gidip dua etmek istiyor. Katillerinin bulunmasını istiyorlar. Aynı şeyi Diyarbakır Anneleri için de söylerim. O çocukları getirecek iktidardır. O anneler bana da geldi, dönemin Başbakanına söyledim,” dedi. / DUVAR