Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin düzenleyeceği bağımsızlık referandumuna ilişkin yol haritalarını açıkladı. Kerim, Kerkük'te ikinci bir oylama daha düzenleneceğini ve kentin Erbil'e özel statüyle bağlanabileceğini söyledi.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül’de düzenlemeyi planladığı bağımsızlık referandumu için hazırlıklar sürerken, gözler bir yandan da statüsü Bağdat ile Erbil arasında tartışma konusu olan Kerkük’te. Kerkük İl Meclisi’nin, kentin statüsünün netleşmemiş olmasına rağmen referanduma katılma kararı alması tartışmaları alevlendirdi.
Kerkük Valisi Necmeddin Kerim ise kentin önünde üç olasılığın bulunduğunu anlattı: Erbil’e bağlanmak, Bağdat’a bağlı kalmak ya da IKBY için özel statülü bölge haline gelmek. BBC Türkçe’den Hediye Levent’e konuşan Kerim, Kerkük yerel yönetiminin kentin statüsüyle ilgili oylamayı da gündemine aldığını anlattı. Buna göre, Kerkük halkı geleceklerine iki referandumlu bir süreçle karar verecek. Kerim’in Hediye Levent’e verdiği yanıtlar şöyle:
Kerkük’ün resmi statüsü ne olacak? IKBY’ye katılmak veya Irak’ın parçası olarak kalmak konusunda referanduma gidecek misiniz?
Kerkük Valisi Necmeddin Kerim (Fotoğraf: BBC)
İki farklı referandum yapacağız. İlk referandum; Kürdistan’ın bağımsızlığı için ki, buna Kerkük de katılacak. Kerkük, tartışmalı bölge olarak kabul ediliyor. Kürdistan bölgesi, Kerkük’te Bağdat ile aynı haklara sahip.
Kerkük’ün geleceği açısından; bir anayasamız ve bu anayasanın 140’ncı Maddesi olarak bilinen bir maddesi var. Bu madde, Kerkük’ün nihai statüsü ile ilgili ve üç bileşeni var.
İlk bileşen normalleştirme; yani, daha önce şehirden sürülmüş olan Türkmenlerin, Kürtlerin geri gelmesi.
İkincisi; demografinin değiştirilmesi amacıyla başka yerlerden getirilenlerin yani Arapların geldikleri yerlere dönmesi.
(Üçüncüsü de) Kerkük’ün eski sınırlarına döndürülmesi çünkü, Kerkük’ün demografisinin değiştirilmesi ve çoğunluğun Arap olması amacıyla yarısı alındı ve başka bölgelere katıldı. Bu nedenle bunun da tamamlanması gerekiyor. Çemçemal, Kelar, Kefri, Tuzhurmatu… Bunların hepsi Kerkük sınırları içindeydi, şimdi öyle değiller. Bunların geri döndürülmesi ve Kerkük’te yer alması gerekiyor.
Bu bittikten sonra halletmemiz gereken esaslarımız var; Kerkük’te kaç kişinin yaşadığını saptamak… Çünkü Kerkük’ün nüfusu arttı tüm bunlardan sonra.
Bir de Kerkük’ü daha Arap göstermek için Kerkük’e eklenen Bir Arap bölgesi var. Bu bölgenin de kendi asıl bölgesine dönmesi gerekiyor. Adı Zab bölgesi ve hiçbir zaman Kerkük’e dahil değildi.
Tüm bu esaslar tamamlandıktan sonra bir referandum yapılacak. İnsanlar Kerkük’ün Kürdistan’ın bir parçası mı olacağına, kendi başına bir bölge haline mi geleceğine ya da Bağdat tarafından yönetilecek bir yer olarak mı kalacağına – ki bunu kimse istemiyor – karar verecekler.
Kürdistan bölgesi içinde de özel statü mü?
Evet, çünkü Kerkük çok etnikli, çok dinli, çok mezhepli. Kürt ağırlıklı Süleymaniye, Duhok ve Erbil’den farklı. Kerkük öyle değil, karma bir bölge.
Kerkük nedeniyle zaman zaman Türkiye veya Irak içindeki taraflarla bazı politik gerginlikler yaşanabiliyor. Son olarak Kerkük’e IKBY bayrağının asılması konusunda bir kriz yaşandı…
Türkiye ile hiçbir zaman politik krizimiz olmaz. Bayrak kriz değil, Kerkük’ün kendisi ile ilgili bir durum. Diğer ülkeleri ilgilendirecek bir şey yok, bir iç mesele. Buradaki yerel hükümet tarafından kararlaştırıldı ve herhangi bir ülkenin endişe duyacağı bir mesele olarak görmüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde IKBY Başkanı Mesut Barzani, “Azınlıkları kapsayacak şekilde yeni bir bayrağa ve marşa ihtiyacımız olabilir” dedi. Siz, Kerkük’te azınlıkları ikna etmek için ne yapacaksınız?
Kürdistan Parlamentosu… Umarım yakında yeni seçim olur ve yeni parlamentomuz olur; bu parlamentonun Kürdistan için Türkmenler, Araplar, Hristiyanlar, Ezidiler eğer Kürdistan’dan varsa Şiiler gibi dini azınlıkların haklarını da kapsayan, kendi temsilcilerini Kürdistan parlamentosuna nasıl seçeceklerini belirleyen, başkanlıkta, bakanlar kurulunda nasıl temsil edileceklerini belirleyen yeni bir anayasa yazması gerekir.
Bütün bunların anayasada yer alması gerekiyor. Kendi dillerinde eğitim almaları lazım.
Bir çeşit ademi merkeziyetçilik için otonomi lazım. Örneğin, çoğunluk Türkmense yerel konseyleri olması, kendi işlerini yürütmek için kendi bütçelerini ihtiyaçlarına göre kullanmaları için otonomiye sahip olmalılar. Bu nedenle ademi merkeziyetçilik ve federalizm ile gitmemiz lazım.
Kerkük’e bağlı Havice bölgesi Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elindeki son yer. Havice’nin bir tarafında Peşmerge güçleri, arada IŞİD ve diğer tarafında Irak ordusu ile Haşdi Şabi var. Politik gelişmelerle birlikte düşünüldüğünde Havice IŞİD’den kurtarıldıktan sonra Peşmerge ile Irak ordusu ve Haşdi Şaabi arasında çatışma riski görüyor musunuz?
Çatışma riski her zaman var ama düşük ihtimal çünkü Haşdi Şabi, Irak ordusunun parçası haline gelecek, emri altına girecek; umut ederim, en azından bize bunu söylüyorlar. Musul’un kurtarılmasında nasıl rol aldıklarını gördük, Telafer’de gördük. Aynı şey Havice’de de olacak.
Diğer yandan da şu ana kadar Haşdi Şabi milislerinin sayısının ne olacağı belirsiz. Bütün bölgeler özgürleştirildikten sonra yeni bir aşamaya gireceğiz.
Tamamen Sünni Arapların yaşadığı yerlerde de çok sayıda Haşdi Şabi var. Bu sizce doğru mu? Sünni Araplar Haşdi Şabi’yi kabul ediyor mu etmiyor mu?
Gerçekten geriye dönüp olanlara baktığımızda, Sünnilere daima başka yerlerden gelip ne yapmaları gerektiğini söyleyenler, onları kontrol edenler, ne yapmaları gerektiğini söyleyenler oldu. Bu böyle devam edemez.
Haşdi Şabi Güçleri
Ancak mesela Musul’da bir bayrak yarışı sürüyor. Kentin bir kısmı Haşdi Şabi’de, bir kısmı Peşmerge güçlerinde…
Bayrak yarışı Orta Doğu’da herkesin kompleksi. Biz buraya bayrağı çekiyoruz, diğer ülkeler “niye bayrak çektiniz” diyorlar. Onlara ne, bu onların ülkesi değil! Bu bayrak meselesi Orta Doğu’da takıntı haline gelmiş.
Musul, Kerkük ve diğer bölgelerin geleceğine halkın karar vereceğini söylüyorsunuz. Musul ve Kerkük petrol zengini kentler. Gerçekten barışçıl yöntemlerle halkın karar vereceği süreçler olacağını düşünüyor musunuz?
Kesinlikle, barışçıl bir referandum yapılabilir. Kerkük halkı yüzyıllardır birlikte, bir arada yaşıyor ve şimdi beraber çalışıyorlar. Pazara çıkın ve Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Hristiyanların nasıl yan yana çalıştıklarına bakın.
Bu (iddialar) gelecek yıl yapılacak olan parlamento seçimleri nedeniyle propaganda amacıyla bazı politikacılar tarafından ortaya atılıyor. Bunlar bazı zayıf politikacılar tarafından halkın kafasına sokulmaya çalışılıyor ama halk memnun ve Kerkük’te Irak’taki diğer şehirlere göre hizmet çok iyi durumda.
Kerkük’te bugüne kadar güvenlik oldukça iyi durumda. Diğer şehirlerin aksine Kerkük’te devam eden projeler var.
Her şey mükemmel mi? Hayır. Biz mükemmel olmak istiyoruz, daha iyi olmak istiyoruz. Halkımızın birlikteliğini korumak için elimizden geleni yapmak istiyoruz.
Bu nedenle yalnız kaldığımız zaman kendimizi IŞİD’e karşı savunabildik. Irak ordusu Kerkük’ten kaçtı, kayboldular.
IŞİD’i püskürten, yüzlerce militanını öldüren bizim halkımız, Peşmergemiz, güvenlik güçlerimizdi.
Eğer bu güvenlik olmasaydı Musul’dan 700 bin kadar Sünni Arap barındıramazdık.