Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la iki saati aşan bir görüşme gerçekleştiren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, önümüzdeki süreçte yeni parti kurma hazırlığı yapan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'la görüşecek. Erdoğan’a iki saat boyunca endişelerini anlattığını belirten Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Babacan’ı ise daha çok dinleyeceğini söyledi. Partiye bir davetin söz konusu olmadığını söyleyen Karamollaoğlu “AK Parti içinde, onlarla birlikte uzun zaman beraber olmuş insanların 'bu iş böyle gitmez' demeleri çok önemli. Bu Türk siyasetini ister istemez etkileyecek” dedi.
AK Parti’nin yerel seçimlerde başta İstanbul olmak üzere birçok önemli büyükşehri kaybetmesinin ardından Ankara’da siyaset sahnesi hareketlendi. Bir tarafta kurulacağı ilan edilen iki ayrı siyasi partinin iktidar ve muhalefete nasıl etki edeceği, diğer taraftan ittifakların geleceği konuşuluyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da bu hareketli sürece, “Türkiye’nin Geleceği için Lider Ziyaretleri” programı ile katıldı.
Liderler turuna çıkan Karamollaoğlu’nun ilk adresi Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Erdoğan ile 2 saati aşan bir görüşme yapan Karamollaoğlu daha sonra 24 Haziran seçimlerinde ittifak yaptığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile bir araya geldi. Karamollaoğlu’nun ziyaretleri yeni parti kurma hazırlığı yapan eski başbakan Ahmet Davutoğlu ile eski bakan Ali Babacan görüşmesi ile devam edecek. Siyasetçilerin yanı sıra akademisyenler ve bazı kanaat önderleri ile de görüşmelerini sürdürecek olan Karamollaoğlu ile bu ziyaretlerin içeriğini ve amacını konuştuk.
‘1 SAAT DAHA ANLATSAM DİNLEYECEK İNTİBA EDİNDİM’
Karamollaoğlu’nun en merak edilen ziyareti Erdoğan’la yaptığı 2 saatlik görüşmeydi. Seçim süreçlerinde iktidar kanadından ağır sözlere maruz kalan Karamollaoğlu, bunları hatırlattığımızda, “Siyasette ipin ucu kaçırılınca normal zamanda söylenemeyecek sözler söyleniyor, ama doğru değil tabii” diyerek kırgınlığı olmadığını ortaya koydu, en az 30 senelik geçmişlerinin bulunduğu Erdoğan ile görüşmenin de gergin geçmediğini söyledi. Karamollaoğlu’nun “endişe duyduğum bütün konuları anlattım” dediği görüşmeyle ilgili şu sözleri dikkat çekiciydi:
“Bu kadar uzun süren bir görüşmeyle ilgili zihinlerde sorular oluşması gayet tabii. Bende bir saat daha konuşsam 1 saat dinleyecek gibi bir kanaat oluştu. Çok rahattı. Sonuçta bir sohbetti. Politikalar üzerine ben sadece endişe duyduğumuz hususları dile getirdiğim için, “şu yanlış bunu da şöyle yapın” demediğim için rahat konuştuk. Kendisi de herhalde bir rahatsızlık hissetmedi…”
ERDOĞAN’A MİMAR SİNAN ÖRNEĞİ
Karamollaoğlu’nun aktardığına göre görüşmede en çok üzerinde durduğu konu toplumda artan gerginlik oldu, “Bu gerginliğin giderilmesinde en büyük rol size düşüyor. Üslup bile yumuşasa işler yumuşar” dedi. Üzerinde kurulan diğer önemli konu ise adaletti. Karamollaoğlu, adaletle ilgili endişelerine Erdoğan’ın çok hak vermediğini söyledi, şöyle devam etti:
“Onlara bakılırsa Türkiye’de adalet ile ilgili bir problemimiz yok. Ama sizin “sorun yok” demenize karşın birileri bu endişeyi taşıyorsa bunu düzeltmek size düşer. Hatta ben şunu söyledim. Benim kanaatim, önyargı olabilir ya da toplumda böyle bir kanaat olabilir. Bu durumda Mimar Sinan’ın yaptığını yapmak mecburiyetindesiniz. Nasıl çocuklar minareye bakıp eğri demişler. “Yok doğru” dememiş. “Vay canına nasıl atlamışız” demiş. Kemendi atıp minareyi doğrultmuşlar, ondan sonra da dedikodu bitmiş. Siz de minareyi doğrultacaksınız… Başka türlü olmaz ki. En azından zihinlerdeki algı düzeltilmeli.”
‘AF MI GETİRSİNİZ BİLMİYORUM AMA BU SORUNU ÇÖZMENİZ GEREK’
Karamollaoğlu adalet konusunda endişelerini anlatırken 15 Temmuz sonrası artan mağduriyetlere vurgu yaptığını belirterek şunları anlattı:
“1923’le başlayan Cumhuriyet döneminde 1960’da bir ihtilal oldu, iki sene sonra normal demokratik sisteme dönüldü, hatta ihtilale karşı olanlar iktidara geldiler. Sonra 1972 muhtırası oldu, partimiz kapatıldı ama arkasından biz iktidara gelebildik. 1980 ihtilali oldu. O biraz uzun sürdü, ama nihayet seçimlere gidildiğinde ihtilalin tasvip etmediği bir kişi hükümeti kurdu. 28 Şubat dönemi evet biz bundan zarar gördük ama nihayet siz de ortaya çıktınız, bu iş düzeldi. Son ihtilal denemesi 15 Temmuz. Bunun üzerinden 3 seneden fazla zaman geçti. Hala ne olacağı belli değil. KHK’lerle mağdur olan ve mahkemeye gidip kendisini “ben suçsuzum” diyerek ispat eden insanlar işine dönemiyor. Bir başka yerde iş tutamıyor. Bunlara af mı getirirsiniz bilmiyorum ama bunların durumunu çözme mecburiyetindesiniz. Yoksa bunun sıkıntısını siz çekersiniz, dedim. Orada sanki bir çalışma yapıldığı intiba doğdu. Bazı tekliflerin olduğunu, bu tekliflerin henüz tasvip edeceği noktaya gelmediğini anladım. Bu demektir ki bir çalışma yapılıyor.”
‘FETÖ KORKUSU İLE İDARE ONLAR BAŞARILI OLDU ANLAMINA GELİR’
Karamollaoğlu’na “FETÖ yeniden yapılanıyor” şeklinde birçok iddianın gündeme getirildiği bir dönemde bu beklentinin ne kadar karşılık bulacağını sorduk. “FETÖ ile iyi bir mücadele edildiği kanaatinde değilim” diyen Karamollaoğlu şunları söyledi:
“FETÖ tek FETÖ değil. ABD’nin bu işte parmağı var. Dışarıdan organize edilmeden böyle bir ihtilal denemesi mümkün değil. Bunlar paniğe kapıldıkları için başarısız oldular belki. Bu kadar detaylı bir proje yapmışlarsa eminim deşifre olmayan kişiler vardır. Ama siz Türkiye’yi bundan sonra da bunların varlığı üzerine idare etmeye kalkarsanız, o zaman onlar başarılı oldu manasına gelir. Çünkü normale dönemiyorsunuz. Normal gidişat bunları tahrip edebilir. Bu örgütün yanlışlıklarının da doğru dürüst vatandaşa anlatılabildiği kanaatinde değilim. Bu noktada bir takım adımlar atılıyor fakat adalet mekanizması düzgün işlerse bunların hepsinin önüne geçilir. Adaletin tesis edilip edilmediğinin en basit, en sade delili de hasmınıza karşı adil misiniz değil misinizdir? Adalet gerçekten mülkün temeli. Çünkü adalet güvenin temeli. Adalet neyin güvencesi olacak? Malın güvencesi olacak, fikrin, inancın güvencesi olacak.”
EKONOMİDE YABANCILAR GELECEK UMUDU
Görüşmede ekonomideki sıkıntılar da gündem maddesiydi. Karamollaoğlu ekonominin sağlam temele oturması için üretim ekonomisinin önemine dikkat çekti, burada da olmazsa olmazı yine adalet olarak işaret etti. Erdoğan’ın yabancı sermayenin geleceğiyle ilgili bir umut içinde olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Yabancılar gelecek diyor! Ama yabancıların gelmesi de adaletin varlığı ile olur. Yabancılar parasını başı sıkıntıya girince hemen yurt dışına çıkarmayı ister. O imkan yoksa ufacık tereddüt varsa gelmez” uyarısında bulundu.
‘SİSTEMDE DEĞİŞİKLİK SİNYALİ ALMADIM’
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin birinci yıldönümünde sistemin eksik, aksak yönlerinin belirlenmesi için bir çalışma başlatıldı. Karamollaoğlu, “Bu çalışma kapsamında sistemle ilgili bir değişiklik sinyali aldınız mı?” sorusuna “Yok, öyle bir sinyal almadım” yanıtı verdi. Karamollaoğlu, “Ben sistemin Cumhurbaşkanı tarafından değiştirilebileceğini şahsen tahmin etmiyorum. Kendi kendisini kısıtlama yoluna gitmez kanaatindeyim. Ama bu sistem eninde sonunda değişmek mecburiyetinde. Bu uzun zaman gitmez” dedi.
4 CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI, 1 KOORDİNATÖR BAŞYARDIMCI OLABİLİR
Karamollaoğlu’na göre yakın zamanda en olası değişiklik Cumhurbaşkanlığı Yardımcılarıyla ilgili olabilir. Yüksek güvenlikli 4 Mercedes alındığı haberlerini hatırlatan Karamollaoğlu, “Yeni Cumhurbaşkanı Yardımcıları göreve atanacak, onlara biraz yetki verilecek gibi. Çünkü tıkandı. Cumhurbaşkanı Yardımcılarının başına da koordinasyonu sağlayacak bir başyardımcı… Cumhurbaşkanı biraz daha günlük hadiselerin dışına kendisini çekmiş olacak. Bakalım olacak mı, olmayacak mı?” dedi.
‘CHP VE İYİ PARTİ İLE FARKLI DÜŞÜNCEM YOK’
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Erdoğan’ın ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Meral Akşener ile de birer görüşme gerçekleştirdi. Karamollaoğlu, olumlu geçtiğini söylediği bu görüşmelerle ilgili, “Bu denetim konusunda onlar parlamenter sisteme dönelim, diyorlar. Bizim denetlenebildiği takdirde Cumhurbaşkanlığı sistemine de itirazımız yok. Aslında parlamenter sistem belki tavandaki gerginliği azaltabilir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken 50+1 dediğiniz zaman ister istemez toplumda kamplaşma duygusu oluşuyor. Bunu ortadan kaldırmak da mümkün değil. Benim onlarla farklı düşüncem yok” dedi.
‘DAVUTOĞLU VE BABACAN’I DİNLEYECEĞİM’
Karamollaoğlu’nun liderler zirvesi kapsamında HDP ve MHP ziyaretleri ile ilgili ise, “Bakalım” yanıtı verdi. Her iki partinin de içe kapanık, dar bir kulvarda politika yürüttüklerini söyleyen Karamollaoğlu’nun önceliği yeni kurulacak partiler olacak. “Önce bir yeni oluşumlarla gidip, onlarla bir konuşalım” diyen Karamollaoğlu planlanan bu görüşmelerle ilgili, “Benim kimseye gidip de gelin beraber olalım gibi bir yaklaşımım yok. Farklı siyasi partiler böyle oluşabilir. Herkesin kendine göre politikası vardır, bunu da garipsemem” dedi.
Yeni parti oluşumlarını önemli gördüğünü söyleyen Karamollaoğlu bunun nedenini ise “Bu arkadaşlarımızın temelde gördükleri eksiklik önemli. Adalete vurgu yapıyorlar. İstişare mekanizmasının daha iyi çalışmasını arzu ediyorlar. Onlar da kutuplaşma, kamplaşmadan muzdarip. Bunlar müspet şeyler ama bunun dışında her politikada anlaşabilir miyiz onu bilmem” sözleriyle açıkladı.
Karamollaoğlu, yeni parti girişimleri için, “Kendi partinize davet eder misiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Yok. Ben onları dinleyeceğim. İlk defa görüşmüyorum. Sayın Davutoğlu ile de Babacan ile de daha önceleri çeşitli vesilelerle konuştuk. Sayın Gül ile de görüştük. Ama o dönem hep biz bir teklif götürdük. O zaman da kanaatleri aldık ama şimdi esas itibari ile ne düşünüyorlar… Biz de düşüncelerimizi elbet söyleyeceğiz ama onlar bizim politikalarımızı, düşüncelerimizi geçmişte de beraber olduğumuz için biliyorlar. Bugün gelinen noktada bazı şeylerin yeniden tarifi gerekebilir. İşte o noktada neler düşünüyorlar, onların bize söyleyeceği şeyler var mı?”
‘UZAKTAN GAZEL OKUMUYORLAR’
Yeni partilerin son iki seçimde kurulan ittifakları nasıl etkileyeceği de merak konusu. Karamollaoğlu bu konuda da şunları söyledi:
“Bunun Türk siyasetine ciddi manada yeni bir hava katacağını düşünüyorum. AK Parti içinde, onlarla birlikte uzun zaman beraber olmuş insanların “bu iş böyle gitmez” demeleri çok önemli. Bunlar uzaktan gazel okumuyor. Diyorlar ki “Biz bu işin içindeydik. Geçmişte yanlışıyla, doğrusuyla hizmet ettik ama bugün geldiğimiz nokta bizim taşıyabileceğimiz bir nokta değil.” Bu Türk siyasetini ister istemez etkileyecek.”
Erdoğan’ın çevresinde birlikte yola çıktığı kimsenin kalmamasının hayra alamet olmadığını söyleyen Karamollaoğlu, “Türkiye’de bir değişiklik ihtiyacı, arzusunu sadece muhalefet değil, düne kadar AK Parti içinde çalışmış, “beraber ıslandık” şarkısını söylemiş kişiler söylüyor. Diyor ki, biz yola çıkarken bu maksatla bu ideallerle çıkmadık. Şartlar çok değişti artık biz AK Parti içinde kalamayız” diyorlar. Bu önemli” dedi.
Henüz takvimi belli olmayan bu görüşmelerin ardından akademisyenler, eski bürokratlar, eski siyasetçilerle temaslar sürecek. Karamollaoğlu, “Tüm bu ziyaretlerin sonunda, bunları dikkate alarak ileride nasıl bir politika izlememiz gerektiğini belirleriz” dedi.
‘ERKEN SEÇİME GİDİLECEĞİNİ ZANNETMİYORUM’
Karamollaoğlu, erken seçim olasılığıyla ilgili ise, “Seçim atmosferi yok. İktidarda bulunan bir partinin de durduk yere seçime gitmesinin mantığını anlamam. Bu şartlar öyle bir değişir ki büyük bir avantaj görür gidiyorum diyebilir. Ama normal olarak böyle bir seçime gideceğini zannetmiyorum” dedi.