Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bugün gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. İki genel başkan, iktidarın Boğaziçi Üniversitesi konusundaki tutumunu eleştirdi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etti.
Saadet Partisi Genel Merkezinde bir saat süren görüşme sonrası Uysal ve Karamollaoğlu, basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını cevapladı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne ilişkin bir soru üzerine Karamollaoğlu, “Öğrencilerin hareketlerini bir terör hareketi gibi takdim etmek aslında çok yanlış. Öğrenciler haklı da olabilirler haksız da olabilir ama bir konuda kendi tepkilerini, düşüncelerini hep birlikte gündeme getiriyorlarsa bunu bir terör faaliyeti gibi görmek, göstermek en büyük hata olur” cevabını verdi.
Uysal da “Boğaziçi meselesini çok tartıştık tartışmaya da devam edeceğiz. Hiçbir ülke kendi başarılı kurumlarını, evlatlarını ve gençlerini böyle bir tartışmanın içerisinde bilerek ve isteyerek gönül arzu eder ki düşürmesin ama Türkiye düşürdü” diye konuştu.
Uysal, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın “Kimseye devletin gücünü sınamasını tavsiye etmeyiz” sözlerine ilişkin de, şunları söyledi:
“Bir devletin herhalde en son gücünü sınayacağı unsur kendi öğrencileridir, kendi evlatlarıdır. Bu meseleyi de siyasi rekabette ifade ettiğim, cephane haline getirmek, terörize etmek ve kriminalize etmek bir usul ama bu propagandaya, geniş kitlelere çok prim verdiği kanaati içerisinde değilim.”
Türkiye’nin nicelikten çok niteliğe önem veren bir anlayışı konuşması gerektiğini belirten Uysal, “Öğrencilerimizi kriminalize etmenin bedelini 80 öncesi bu ülke ödedi” dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, “Yeni anayasa konusunda niyet okumayı bir kenara bırakarak, herkesin bu işin olabilirliğini, gerçekleşebilirliğini denemesi gerekir” açıklamalarının sorulması üzerine de Uysal, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dün reform, bugün anayasa. İktidar için sözün bittiği yerdeyiz, iddialarıyla sınanmış, kaybetmiş, söylem üstünlüğünü büyük ölçüde tüketmiş bir taktiksel mesele olarak anayasa meselesinin sadece bir değişiklik değil, bir yeni anayasa yapma değişikliğini gündeme getirdiler. Hangi teklifleri getirecekler açıkçası ben de merak ediyorum. Hani zaman zaman ifade ediyorum, bağımsız hale yargıyı getirelim de üstünü örttükleri bakanları mı yargılansın, bunu mu teklif edecekler.”
Gültekin Uysal, Türkiye’nin derinden nefes almaya ihtiyacı olduğunu belirterek, “Öncelikle böyle bir iklim yok, bilerek ve isteyerek toplumsal iklimi, siyasal iklimi zehirleyen bir dil kullanacaksınız, öbür tarafta büyük bir ekseriyetle uzlaşmanın icap ettiği bir anayasa meselesini Türkiye’nin gündemine getireceksiniz. Niyetle iradenin çakışmadığını her meselede olduğu gibi burada da görüyoruz” şeklinde konuştu.
Uysal, şu açıklamalarda bulundu:
“Demokrasi eşittir kuvvetler ayrılığıdır, bugün kuvvetlerin uyumu diyerek propagandası yapılan bir fiili rejim var. Temkinli bir iyimserlik içerisinde ben de Türkiye’ye ne teklif edeceklerini bekliyorum ama özelde Meclis’teki temsil oranlarına ve sayılara baktığınızda da bunun çok kolay olmadığı görülüyor. Diğer siyasi partilerin muhalefette tutum ve davranışları ortak bir paydada, demokrasi ortak paydasında, adalet ortak paydasında zaten bütünleşiyor. Bu noktalarda bir temel farklı ayrışım bakış açısı olan iktidarın hangi uzlaşma alanını zorlayarak bunları teklif edecek açıkçası merak ediyorum. Bir yürüyüşlerine bakmak lazım.”
Temel Karamollaoğlu da “Anayasa değişikliğinden önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç var Türkiye’mizde. Siz mevcut Anayasa’yı bile kale almazken şimdi değişiklikler yapsanız ne yazar. Önce bu tavır değişecek, önce siz Anayasa’ya ve kanunlara uyacağınızı bugünkü tavrınızla ortaya koyacaksınız ki yapacağınız anayasa değişikliğinin bir faydası olsun. Bugün Anayasa’ya uymadığı çok açık net bugünkü iktidarın.” görüşünü dile getirdi.
İktidarın, Meclis’te Anayasa’yı değiştirecek yeterli çoğunluğunun olmadığını ifade eden Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Bu değişiklik çalışmalarına başlarken muhalefete ‘gelin bakalım birlikte bu işi yapalım’ demesi icap eder. Çünkü kendi tek başına bir değişiklik teklifini Meclis’e getirse geçmez. Bu bilinirken ben muhalefetle irtibat kurmadan ‘bu değişikliği Meclis gündemine getireceğim’, getir. Bir defa iktidar bu mantığından vazgeçmeli. Ben bu anayasa değişikliği iddialarının sadece ve sadece Türkiye’de gündemi değiştirmeye matuf çalışmalar olduğu kanaatindeyim. Ciddiyet varsa samimiyet varsa ilk yapacakları iş Meclis’te gücü olan siyasi partileri ve yöneticilerini çağırıp onlarla ‘nasıl bir değişiklik yapalım’ diye konuşmalarıdır.”
Karamollaoğlu, “Kanunları kolay değiştirebilirsiniz Meclis’te, Anayasa’yı değiştiremezsiniz, büyük bir çoğunluğa veya en azından referanduma ihtiyaç duyulur” diye konuştu. / DUVAR