Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde yayımladığı mesajda, “Darbe demek hukuksuzluk, vesayet ve insan hakları ihlali demektir. Hiç kimse ve hiçbir kurum bir daha darbe yapmayı aklından bile geçirmesin” dedi. CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise, “12 Eylül darbesi, üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen yaşattığı ağır insan hak ihlalleri ve kayıplarıyla toplumun belleğinde yer etmiştir” diye konuştu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde sosyal medya üzerinden mesaj yayımladı. “Hiçbir kurum bir daha darbe yapmayı aklından bile geçirmesin” diyen Karamollaoğlu, darbelerin insan hakları ihlali ve hukuksuzluk demek olduğunu kaydetti.
‘DARBE HUKUKSUZLUK, VESAYET DEMEKTİR’
Karamollaoğlu, “Darbe demek hukuksuzluk, vesayet ve insan hakları ihlali demektir. Yapılan ve yapılmaya çalışılan her darbe ülkemizin geleceğini ipotek altına almıştır. 12 Eylül Askeri Darbesi de aynı şekilde ülkemizin geleceğini, gençlerimizin hayatını çalmıştır. Geride bıraktığı acı ve travma hala tazeliğini korumaktadır. Bu sebeple bizlere düşen Türkiye’de darbelere bir daha zemin oluşturmayacak bir hukuk düzenini hâkim kılmak, millet iradesini tam manası ile tesis etmektir. Ümit ediyorum ki ülkemizde, hiç kimse ve hiçbir kurum bir daha darbe yapmayı aklından bile geçirmesin. Bu düşüncelerle, Cenab-ı Allah’tan, bir daha bu millete 27 Mayıs’ları, 12 Mart’ları, 12 Eylül’leri, 28 Şubat’ları, 15 Temmuz’ları yaşatmamasını niyaz ediyorum” ifadelerine yer verdi.
TANRIKULU: 12 EYLÜL İŞKENCELER, ÖLÜMLER İLE GELDİ
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da 12 Eylül darbesinin insan hak ihlalleri, işkenceler ve ölümler ile geldiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“12 Eylül Darbesi insan hakları ihlalleriyle, işkenceyle, ölümle geldi. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı kavramlarına verdiği zararı bugün de yaşıyoruz… Temel insan haklarını çiğnemeyi “normal ve olağan” kabul eden 12 Eylül darbecileri ve akabinde yapılan düzenlemelerle “hukukun üstünlüğü” yerine vatandaşına güvenmemeyi temel alan güvenlik devletini oluşturdular. İşkenceden yargısız infazlara, idam cezasından gözaltında kayıplara şiddetin meşrulaştırılıp olağanlaştırılması, sorumluların açıkça korunması, bugün içinde boğulduğumuz insan hakları ihlallerinin ve cezasızlık sorununun da kaynağı durumuna geldi. 12 Eylül darbesinin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen, yaşattığı ağır insan hak ihlalleri ve kayıpları adeta bir enkaz olarak toplumun belleğinde yer etmiştir.” (DUVAR)