Hasankeyf’in son halini değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: “Bu manzara her şeyi betona mahkum eden AK Parti iktidarının ciddi bir başarısıdır diyebiliriz. Betonlaşmada bu arkadaşlar zirve yaptılar.”
SAADET lideri Temel Karamollaoğlu, Anadolu Ajansı’nın “Hasankeyf yeni yüzüyle misafirlerini bekliyor” haberini değerlendirerek, “Hasankeyf’in yeni yüzü bizi hayretler içinde bıraktı. Bu manzara her şeyi betona mahkum eden AK Parti iktidarının ciddi bir başarısıdır diyebiliriz” dedi.
Karamollaoğlu çoklu baro düzenlemesi için de, “Millet nereye gidecek, derdine nasıl çözüm arayacak? Artık iktidar yanlısı barolara gün doğacak” dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
PATLAMA KAZA MIYDI? Sakarya’nın Hendek ilçesinde meydana gelen fabrika patlaması ile basın toplantımıza başlamak durumunda mecburiyetinde kaldığımız için ise üzgünüm. Öncelikle şu soruyu sormak durumundayız; bu patlama kaza mı ihmal mi? 11 yılda 5 kere patlayan bir fabrika için neden güvenlik tedbirleri artırılmaz. Bu tamamen gafletin, tedbirsizliğin bir işareti… Maden facialarında bunun çok daha ağırını yaşadık. Bu sebeple hiç olmazsa şimdi soruşturmanın titizlikle gerçekleştirilmesini temenni ediyorum. Patlamada hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. İnşallah bu vefatlar, ihmal sebebiyle kaybettiğimiz son canlar olur!
BETONDA ZİRVE YAPTILAR: Bildiğiniz üzere Anadolu Ajansı geçtiğimiz gün Hasankeyf’in yeni yüzü ile misafirlerini beklediğini duyurdu. Lakin bu yeni yüz bizi hayretler içerisinde bıraktı. Öyle ki tarihi dokuyu ve doğayı koruma konusunda gösterilen başarı hayret verici. Barajın inşası temelde ihtiyaç olabilir; birtakım tarihi eserlerin koruma maksatlı olarak taşınmasını takdirle karşılıyorum. Ancak geriye kalan manzara hiç iç açıcı değil. Bu manzara her şeyi betona mahkum eden AK Parti iktidarının ciddi bir başarısıdır diyebiliriz. Betonlaşmada bu arkadaşlar zirve yaptılar, bir ülke hele de doğal çevre nasıl betona mahkum edilirin destanını yazdılar adeta. Bu duyarsızlık sebebiyle, biz bu arkadaşları tebrik ediyoruz!
ADALETE KUTUPLAŞMA DAYATILAMAZ: Ülkemizin gündemini işgal eden konulardan birisi de birkaç haftadır gündemden düşmeyen çoklu baro meselesi ile ilgili kanun teklifi. Çoklu baro bu iktidarın gerçekleştirmeye çalıştığı en tehlikeli neticeleri doğuracak; kutuplaşmayı adalet mekanizmasına taşıyacak bir adımdır. Adalet kutuplaşmaya dayanamaz, kutuplaşma ile adalet sağlanmaz. Kutuplaşma öç alma yeridir. Adalet böyle bir şeyi kaldıramaz. Çünkü bundan sonra iktidar yanlısı barolarla, iktidar karşıtı barolar varmış gibi bir hava doğacak. Çoklu baro demek adaletin içerisine tamamen partizanlığın sokulması demektir. Millet nereye gidecek, derdini nasıl çözüm arayacak? Artık iktidar yanlısı barolara gün doğacak. Kanun metni komisyondan geçerek meclis gündemine girdi. Temennimiz sayın Cumhurbaşkanı’nın bu kanunu imzalamaması ve kutuplamayı önleyecek bir yapıya kavuşturulmasıdır. Yanlış adımlar yarın o adımı atanları da mahkum hale getirir bunu kimse unutmasın. Söz gelimi baro başkanı seçilecekse başka usulle seçilebilir veya farklı seslerin baro içinde temsil edilmesi için düzenleme yapılabilir. Bunların hepsi mümkün ama şu an gözler kapanmış, kulaklar tıkanmış durumda.
RTÜK NE İÇİN VAR? Anayasamızda basın yayın hürriyeti var ve bu hürriyet güya anayasa tarafından korumaya alınmış durumda. Özellikle TV kanallarının tek taraflı hareket etmemeli, yanlış yayın yapmamaları belirli kesimlerin ilzam edilmesine fırsat vermemeleri için bir kurul oluşturulmuş RTÜK diye! RTÜK ne için var adaleti hakkaniyeti tesis etmek için, eğer bu kurul herhangi bir şekilde iktidarın veya muhalefetin etkisi altında kalırsa adaletli karar veremez. Eğer RTÜK tarafgir olursa bu memlekete zarar verir. İktidarın hoşuna gitmeyen yayın yapan bazı televizyon kanallarının 5 gün süreyle ekran karartmasının nasıl alındığı ve RTÜK Başkanı’nın ifadeleri işin çığırından çıktığının an açık göstergesidir. Bu kanalların yayınlarını tasvip ettiğim için bunu demiyorum. Eğer RTÜK başkanı çıkar da “Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararları ve telkinleri bizi bağlar biz ona göre karar veririz” derse bu arkadaş RTÜK başkanlığı yapamaz. AK Parti’nin tanıtma başkanı olabilir, bakanı olabilir, muhalefeti tenkit eden bir elemanı olabilir ama RTÜK başkanı olamaz. RTÜK başkanı adil davranmak zorunda, Bu mantıkla hareket etmek Türkiye’nin en büyük sıkıntısıdır. Biz hiçbir alanda merhale kat edemiyoruz. Ben bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı’nı tefekküre davet ediyorum. 2002 yılında söylediklerinizi bugün tekrar bir dinleyin. O zaman adaletten bahsediyordunuz, haksızlıklardan bahsediyordunuz, zulümden bahsediyordunuz.
MERKEZ BANKASI REZERVLERİNE NE OLDU? Burada bir noktaya daha değinmek istiyorum; 2020 Ocak: TCMB Net Uluslararası Rezervleri 37,2 milyar dolar. Swap pozisyonu 19 milyar dolar. Merkez Bankasının kendisine ait 18 milyar dolar döviz varlığı var. 2020 Mayıs: TCMB Net Uluslararası Rezervleri 32,3 milyar dolar, Swap pozisyonu 51,9 milyar dolar. Net pozisyon -19,6 milyar dolar! Şimdi sormak istiyorum Merkez Bankasının bu durumu ne demek oluyor? Bu rakamlardan anlaşıldığına göre kasamız tam takır! / DUVAR