Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasına dair İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’ne yapılan itirazın, ret edilmesi üzerine avukatlar, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi 16 Ağustos’ta Özgür Gündem gazetesini “örgüt propagandası” suçlamasıyla “geçici” olarak kapatılmasına yapılan itirazın, ret edilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (ATM) başvuruldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ile İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, Özgün Gündem gazetesi hakkında “örgüt propagandası yaptığı” ve “silahlı terör örgütünün yayın organı gibi hareket ettiği, yetkilileri hakkında TCK’nın 302/1, 314/2, 220/1,2,8, 3713 sayılı yasanın 7/2 maddeleri uyarınca soruşturmaya başlanıldığı” gerekçesiyle Anayasa’nın 28. Maddesinin son fıkrası uyarınca geçici olarak kapatılmasına karar verdi.
Mahkemenin kararına ilişkin avukatların üst mahkemeye yaptığı itirazların reddedilmesi üzerine bu defa Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı.
Av. Özcan Kılıç ile Av. Sercan Korkmaz tarafından 12 sayfa olarak yapılan başvuruda, Özgür Gündem gazetesinin kapatılması, binaya yapılan baskın, gazete çalışanlarının darp edilerek gözaltına alınması ile gazete binasının mühürlenmesine kadar yaşanan bütün hukuksuzluklara yer verildi.
Başvuruda, gazete hakkındaki kapatma kararının gazete yetkililerine tebliğ edilmediği ve hükümet yanlısı basın yayın organlarının haber siteleri üzerinden kamuoyuna duyurulduğu belirtildi.
Yapılan başvuruda, kapatma kararının sadece Özgür Gündem gazetesi hakkında alınmasına rağmen, binada bulunan bağımsız diğer şirketlere karşı da aynı uygulamanın konulduğuna yer verilerek, binanın tümünün hukuksuzca mühürlendiği vurgulandı.
Yine başvuruda, kararın hukuka, Anayasa, yasa ve AİHS kurallarına aykırı olduğu, hukuki ve yasal dayanağının bulunmadığı bu nedenlerle kaldırılması gerektiği belirtilerek itiraz edildi. Yapılan itiraza İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’nin değerlendirme yapmadan, direk “red” yönünde karar vermesi de itiraz dilekçesinde yer buldu.
İtirazda, hukuki ve yasal açıdan temelsiz, sonuçları son derece ağır ve telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açabilecek olan kararın “sansür” niteliği taşıdığı, Anayasa, Basın Kanunu, 5271 Sayılı CMK ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile AİHM içtihatlarına, uluslararası sözleşme ve düzenlemelere aykırı olduğu açık olup, kaldırılması gerektiği belirtildi.
Başvuruda, gazetenin kapatılmasında dayanak olarak gösterilen Anayasa’nın 28. Maddesi’nin hangi yasa kuralı üzerinden uygulandığının belirsiz olduğu ifade edilerek, söz konusu Anayasa hükmünün, 2005 yılında yürürlükten kaldırılan 5680 sayılı Basın Kanunu’nda yer alan “Basın yolu ile işlenen ve ek birinci maddenin üçüncü fıkrasında yazılı suçlarla milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı davranışlardan mahkumiyet hallerinde, suç teşkil eden yazının yayınlandığı mevkutenin üç günden bir aya kadar kapatılmasına da mahkemece karar verilebilir” üzerinden uygulandığı belirtildi.
Başvuruda “Uygulamaya gerekçe yapılan İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi kararında, gazete hakkında verilmiş ve kesinleşmiş herhangi bir mahkumiyet kararından değil, sadece başlatılan bir soruşturmanın varlığından söz edilmektedir. Hangi yasada tanımlanan hangi suç nedeniyle açılan ve kesin hükme bağlanan bir mahkumiyet kararının olduğu belirtilmemiştir. Dolayısı ile ‘suç ve ceza’ olgusu belirsiz kalmıştır” denildi.
Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiğine yönelik ise “Kapatma kararı verilen Özgür Gündem gazetesi çalışanı olan başvurucuların darp ve kötü muameleye tabi tutularak gözaltına alınması, sorumlu yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni ile iki yayın danışma kurulu üyesinin tutuklanması, kişisel ve özel eşyalarına, belgelerine el konulması; Bunun yanında günlük olarak yayımlanan Özgür Gündem gazetesine yönelik kapatma uygulamasının süresinin ve kapsamının belirsiz olması nedeniyle gazetenin basım, satış ve dağıtımının yapılamaması, başvuranların çalıştığı gazetenin kapatılmış olması nedeniyle, mesleki faaliyetlerinden alıkonulmaları, gerek gazeteyi yayımlayan Ersin Basın Yayın Şirketi’nin, gerekse gazetede çalışan başvurucuların, ekonomik, ticari ve mesleki açıdan mağdur edilmelerine neden olmuştur” değerlendirmesinde bulunuldu.
Avukatlar, başvuruda sonuç ve taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
* Öncelikle, başvuruya konu uygulamanın süresinin belirsiz olması ve hukuki-yasal temelinin bulunmaması, yapılan başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle, başvurucuların haklarının ihlalinin ağır ve süreklilik arz eden bir şekilde devam ettiği, gazetecilik mesleğini yapmaları, kamuoyuna haber verme, iletme, yayma işlevini-görevini yerine getirmelerinin engellendiği, başvurucular açısından kamuoyunda itibarsızlaştırma ve güven kaybına yol açtığı, maddi -ticari ve manevi açıdan ciddi ve telafisi mümkün olmayacak şekilde zararların ortaya çıktığı, bu nedenle başvurumuzun Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 68. Maddesi kapsamında öncelikli olarak ele alınarak incelenmesini ve İç Tüzüğün 73. Maddesi gereğince uygulamaların durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesini,
* Uygulamanın Anayasa’nın 36. 38. ve AİHS’nin 6. Maddeleri ile güvence altına alınan, adil yargılama ilkesi ile; Anayasa’ nın 13, 26., 28. ve 30. Maddeleri ve AİHS nin 10. Maddesi ile güvence altına alınan hakların ihlalinin tesbitine,
* Hak ihlaline neden olan Sulh Ceza Yargıçlığı kararının tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasının sağlanmasına,
* İhlallerin niteliği, süresinin belirsiz oluşu ve uygulama alanının basın-yayın özgürlüğüne yönelik olması, ortaya çıkan maddi-ticari zararın giderimi için ;
* Gazeteyi yayımlayan Ersin Basın ve Yayıncılık şirketi’ nin başvuru tarihi itibariyle yaklaşık 40 gündür devam eden kapatma uygulaması nedeniyle bir aylık mahrum kalınan ortalama satış geliri olan 150.000 Türk Lirası (Yüzelli Bin Türk lirası) maddi ve 10.000 (On Bin Türk lirası) manevi tazminat ile; ayrıca her bir başvurucu için ayrı ayrı olarak yoksun kaldıkları ücret karşılığı olarak 3.000 TL maddi ve 5.000’er TL manevi tazminat ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hazine tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ederiz.”