DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Türkiye’nin batısındaki yurttaşlara seslenerek, “Fırtınayı durduramazsak tsunami olarak döner” dedi.
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, İzmir Siyaset Akademisi’nde bölgede yaşananlara ilişkin Türkiye’nin batısındaki yurttaşlara seslendi. “Bir devlet toplumuna karşı tank ve top kullanıyorsa buna karşı direnmek meşrudur. AKP sadece Kürtlere değil tüm Türkiye’ye savaş açmış durumda. Devlet Kürdistan’da işgalcidir. Kürtler 100 yıl önce kaybetti, ama bu kez kaybetmeyecek. Kavga büyümüştür, yerinizi alın, mücadele edin. Kürtler başarırsa Türkiye demokratikleşir” dedi.
DİHA’nın haberine göre; “Bizim tezimiz Kürt-Türk ittifakını sağlayalım. Tüm halklar da ezilenler de kazansın” diyen Yüksek, “Tarihsel ittifak dönemlerimizi hatırlattık. Nasıl her iki tarafın kazançlı çıktığını hatırlatmaya çalıştık. Bu tarihsel dönemde de bunu istedik. Ama hükümet bu noktaya gelmedi. Tam tersine Kürtler hiçbir şey elde etmesin diye IŞİD gibi çeteler dahil olmak üzere tüm terör örgütleriyle bağlantı kurmaktan geri durmadı” ifadelerini kullandı.
Yüksek, Kürt düşmanlığı üzerinden bir savaşa girişildiğini belirterek, “Kürtler bu dönemde bir başarı elde etse Türkiye demokratikleşme zorunda kalacak. Tüm çıkar sermaye gruplarının oluşturduğu hegemonya parçalanacak. Tüm ezilenler ve emekçiler için yeni bir düzen başlayacak” diye konuştu.
“Devlet sadece Kürtlere değil Türkiye’deki tüm demokrasi güçlerine karşı savaş açmış durumda” diyen Yüksek, Batı’daki yurttaşlara da mücadele etme ve direnme çağrısında bulundu. Yüksek, “Savaş hepimize açılmış. Şu anda Türkiye halkını teslim almış durumda. Teslim mi olmalıyız, biat mı etmeliyiz? Bunun için mi varız? Biz bu ülkenin kaderini değiştirmeye talip olmadık mı? Bunun için yola çıkmadık mı? O zaman yapacağız. Biraz baskı, biraz zulüm olunca geri durmak olmaz” diye konuştu.
Yüksek ayrıca, devletin katliamlarına karşı direnmenin meşru olduğunu söyleyen Yüksek, şöyle devam etti:
“Bize demokratik yollardan, siyasal yollardan bütün bu sorunları çözme şansı bırakmadılar. ‘Gücüm var, askerim polisim var, ezeceğim, bastıracağım’ diyorlar. Yeniden şekillenme sürecinde kendi faşist yapılarını yenileyerek hakim etmek istiyor. Şimdi ya bunlar başaracaklar ya da bizler başaracağız. Bunun başka bir yolu yok. Dolayısıyla süreç bizim açımızdan aktif mücadele etme sürecidir. Bu süreçte her tür mücadele yolu meşrudur. Eğer bir devlet, toplumuna karşı silah, tank, top, asker ve polis her türlü enstrümanı kullanmaya başlamışsa buna karşı direnmek en meşru haktır.”
AK Parti hükümetinin savaş kararını çok önceden aldığını ifade eden Yüksek, “Biz daha öncede söyledik. Bunlar köprüyü atmışlar, bunlar niyeti bozmuşlar, bu işi bitirmişler. 30 Ekim 2014 MGK toplantısında savaş kararı aldılar. Sonra adım adım savaşı geliştirdi. Kürt halkı da ‘Biz size artık biat etmeyeceğiz’ dedi. Yüz yıl önce de böyle oldu. Dünya yeniden şekillendi. Kürtler örgütsüzdü, kaybetti ama bu defa kaybetmeyecek. Onun için AKP’nin insafına artık kaderimizi terk etmeyeceğiz. Kendi kaderimizi kendimiz çizeceğiz. Özerk ve özgür mü yaşamak istiyoruz? Bunun adımını atacağız” dedi.