Barış İçin Akademisyenler/İstanbul grubu, savcılığın hangi suçu istinat edeceğini belirlemeden soruşturmalar için harekete geçtiğini belirtti, barış talebinde ısrarcı olduklarını söyledi.
Barış İçin Akademisyenler’in İstanbul’daki üyeleri “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini kamuoyuna sunmalarından bu yana yaşanan gelişmeler hakkında bilgilendirme toplantısı yaptı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi’ndeki basın toplantısında İstanbul Savcılığı’nın harekete geçtiği belirtildi, barış çağrısı yinelendi.
“Barış talep eden akademisyen ve araştırmacılara yönelik baskıların, esasen muhalif görüşleri üniversitelerden tasfiye etme projesinin bir parçası olduğunu biliyoruz. Biz bu tasfiye projesine karşı dayanışma içinde hukuki mücadelemizi sürdürmekte, akademik üretim alanımızı korumakta, ayrıca barış talebimizi yüksek sesle dile getirmeye devam etmekte ısrarcıyız.”
Açıklamayı Boğaziçi Üniversitesi’nden Esra Mungan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Kıvanç Ersoy ile bildiriye imza verdikten sonra işten atılan iki akademisyen; Muzaffer Kaya (Nişantaşı Üniversitesi) veMeral Camcı (İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi) okudu.
11 Ocak’ta bildiriyi kamuoyuna sunmalarının ardından çeşitli düzey ve biçimlerde suçlama ve saldırılara maruz kaldıklarını belirten akademisyenler, buna karşın meslektaşlarının güçlü bir dayanışma gösterdiğini vurguladı.
“Bazı imzacıların can güvenliğinin tehdit edilmesine kadar varan bu saldırılar, her şeyden önce, sözümüzü söyleyemez hale gelmemiz için, yükseköğrenim kurumlan içerisindeki varlığımızı yok etmeye yöneldi. Buna karşın, barış ve demokrasi taleplerine sahip çıkan meslektaşlarımız aynı süreçte bizimle güçlü bir dayanışma gösterdiler.”
Akademisyenler 11 Ocak’tan bu yana bu yana kamu üniversitelerinde en az 9 işten çıkarma, 5 istifa, 464 soruşturma, 27 uzaklaştırma, 153 ceza soruşturması ve 33 gözaltı vakası yaşandı. Vakıf üniversitelerinde ise en az 21 işten çıkarma, 1 zorla emeklilik ve 43 idari soruşturma gerçekleştiğini belirtti.
“Bugün yüreğimizi dağlayan ve çok daha acil olarak çözüme kavuşturulması gereken konu, ülkede barış koşullarının sağlanması. Geçtiğimiz iki ay boyunca Kürt illerindeki savaş tüm şiddetiyle sürmüş, devletin ‘temizlik’ yaptığını iddia ettiği il ve ilçelerden geriye, içinden insan kemiklerinin ve tanınamayacak haldeki yanmış bedenlerin çıkarıldığı, tüm canlıların ve tarihin tahrip edildiği harabeler kaldı.
“Savunma Bakanlığı'nın hazırlayarak Adalet Bakanlığı'na sunduğu güvenlik güçleri için cezasızlık öngören yeni bir yasa taslağı gündemde. Basında yer alan içeriğine göre, bu yasa taslağı, askeri personeli yasal bir dokunulmazlık zırhıyla donatarak hukuka aykırı biçimde güç kullanma yönünde cesaretlendirecek. İnsanlığa karşı suçlar ve insan hakları ihlalleri için hesap verebilirliği ve adaleti sağlamak devletin yükümlülüğü. Ayrıca bu suçlara tanınan cezasızlık mağdurların ve toplumun vicdanında onarılamaz derin yaralar açar. Savaşı daha da kuralsızlaştıran, adaletsizliği, şiddeti ve nefreti daha da derinleştirerek bizi barıştan daha da uzaklaştıracak olan cezasızlık yasa tasarısı mutlaka geri çekilmelidir.”
İstanbul Savcılığı, bildiriden imzasını çeken üç ismi ifadeye çağırmıştı. Üç akademisyen ifadelerini verdi. Açıklamada Savcılığın kendilerine hangi suçun isnat edileceğini dahi belirlemen adli soruşturmalar için harekete geçtiğini belirttiler.
“Barış için Akademisyenler olarak can güvenliğimize ve meslek hayatımıza yönelen tüm tehditlere rağmen geri adım atmayacağımızı belirtmek istiyoruz. Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olmanın bize yüklediği sorumluluğa yakışır şekilde hareket edeceğiz. Hem ülkede özgür bir akademinin var olması, hem de kalıcı barışın sağlanması için tüm imkânlarımızla ve var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
Akademisyenler bu süreçte yapacakları adımları şöyle sıraladı:
*Adli soruşturmaya uğrayan hiçbir arkadaşımızı yalnız bırakmayacak ve adliyelerde dayanışma içerisinde davaları takip edeceğiz.
* Önümüzdeki haftadan başlayarak Sur'da ve diğer yıkıma uğrayan bölgelerde akademik nöbette olacağız.
* Barış için Akademisyenler metni imzacılarının işten çıkarıldığı üniversitelerin önlerinde sokak dersleri düzenleyerek bu üniversiteleri teşhir etmeye devam edeceğiz.