RTÜK'ün internet üzerinden yapılan yayınları denetlemesine imkan tanıyan yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmelik bir ay sonra yürürlüğe girecek.
İnternet üzerinde yapılan radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik nedeniyle internet üzerinden kişisel iletişim dışında kalan yayınlar için bir ay içerisinde RTÜK’ten lisans almak zorunda kalınacak.
İnternet üzerinden radyo ve televizyon yayınları yapılması ile ilgili kanun 2018 yılının Mart ayında Meclis’te kabul edildi. Yasa doğrultusu hazırlanan yönetmelik ise Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yararlandı. Yönetmelik, İnternet üzerinden yayın yapan Netflix, BluTV ve Puhutv gibi internet televizyonlarına yeni düzenleme getirdi. Buna göre internet üzerinden yayın yapan televizyonların yurt içi-yurt dışı kaynaklı olanları RTÜK denetimine dahil olacak ve bu kurumların yurt dışı kaynaklı olanları Türkiye’de şirket kurmak zorunda kalacak.
RTÜK'e İnterneti sansürleme yetkisi veren 29/A maddesi ile ilgili Yönetmelik bugün yürürlüğe girdi: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/08/20190801-5.htm … Yakında Netflix platformuna ve DW Türkçe gibi yurt dışından yayın yapan haber kaynaklarına erişim engellenebilir. Yargı Reformundan kast edilen buymuş.
453 kişi bunun hakkında konuşuyor
AKDENİZ: SETA RAPORUNDA YER ALAN YABANCI BASIN KAYNAKLARI İLK HEDEF OLACAK
Akademisyen Yaman Akdeniz, bireysel iletişim amaçlı olanlar dışında tüm ses ve video yayınlarının yönetmelik kapsamında değerlendirilebileceğini belirtiyor ve “Kaldı ki tam olarak hangi iletişimler ‘bireysel iletişim’ olarak değerlendirilecek, hangileri değerlendirilmeyecek belli değil.” diyerek yönetmelikte yer alan muğlak ifadeye dikkat çekiyor.
Yaman Akdeniz: SETA raporundaki yabancı basın kaynakları yeni yönetmeliğin ana hedefi olacaktır
Uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik internet üzerinden yaptıkları yayınlarından lisans kapsamına gireceğini belirten Akdeniz sözlerine “Onlar da Yönetmelik gereği lisansa tabii eğer internet ortamından Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınları varsa. Dolayısıyla, DW Türkçe BBC Türkçe gibi önemli haber platformlarına da lisans uygulaması getirecekler. SETA raporunda yer alan yabancı basın kaynakları yeni yönetmeliğin ana hedefi olacaktır ” diyerek devam ediyor.
Yönetmeliğin bir ay sonra yürürlüğe girmesi konusunda ise “Bir ay çok kısa bir zaman ve bu kadar hızlı bir geçiş mümkün değil. Amacın yeni bir kontrol ve sansür mekanizması olduğu açık ve net bir şekilde anlaşılıyor.” değerlendirmesi yapıyor.
Yönetmeliği düşünce özgürlüğü açısından değerlendiren Akdeniz, “Karasal yayın yapan ve frekans sıkıntısı olan yayın alanları için uygun olan ve dünyanın başka hiç bir yerinde İnternet için kullanılmayan lisanslama modelini Türkiye İnterneti ve özellikle dış basını daha fazla kontrol etmek ve sansürlemek için kullanacak. Yakın tarihli EngelliWeb 2018 raporumuzda internet sansürlerinin boyutlarını göstermiştik. ” sözleri ile tablonun daha kötüleşeceğini ifade ediyor.
DEMİRDÖĞEN: YÖNETMELİĞİN İPTALİ İÇİN DAVA AÇACAĞIM
‘Yeni bir sansür sarmalı yaratmak istiyorlar’
RTÜK’ün eski üyesi İsmet Demirdöğen çıkartılan yönetmeliğin hem Anayasa’ya hem de dayandığı yasaya aykırı olduğu görüşünde. Demirdöğen, “Dayandığı sonradan yasaya dönüştürülen KHK’nın iptali için CHP’nin açtığı dava Anayasa Mahkemesi gündemindedir. AYM bu yasayı iptal etmelidir. Daha önce verdiğim söze uygun olarak bu Yönetmeliğin iptali için dava açacağım.” sözleriyle tepkisini dile getiriyor. Demirdöğen’de SETA raporu ve son dönemde Netflix ile ilgili ‘eşcinsellik’ tartışmalarına dikkat çekiyor ve “SETA andıcı ile başlayan ‘alıştırma’ Netflix üzerinden eşcinsellik tartışmasıyla bezendi ve yeni özgür gazetecilik ortamı sansür sarmalına alındı. Mart 2018’de çıkarılan yasanın yönetmeliği bu alıştırmanın ardından gecikmeli olarak uygulamaya konuldu.” diyor.
RTÜK’ün frekans tahsisi yapmadığı kurumlara lisans verme yetkisinin olmadığını hatırlatan Demirdöğen,”Yasada olmayan yetkiler yönetmeliğe gizlendi. Youtube ve Facebook da ‘tanımlanmaya muhtaç tanımlar’ içerisinde kaldı. Denetim ve ceza ile susturma, sansür bu alanları da kapsıyor.” görüşünü savunuyor. Demirdöğen, lisans işlemi için öngörülen, güvenlik soruşturması, içerik denetimi ve cezalar aracılığı ile bir ‘sansür sarmalı’ oluşturulmak istendiğine dikkat çekiyor. (DUVAR)