İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini kazanan Ekrem İmamoğlu, Gazete Duvar'a konuştu…. MHP lideri Bahçeli ve İçişleri Bakanı Soylu'un söylediklerine karşı "Toplumun derin vicdanına inanmak istiyorum" diyen İmamoğlu, seçim sürecinde kendisini en çok inciten ve unutamadığı anılarını anlattı. İmamoğlu, "Uluslararası tecrübeye sahip denetimle daha nitelikli, hesap verebilir, şeffaf bir yönetimi tüm iştiraklerimize getirmiş olacağız" dedi.
Yerel seçimlerin bitmesinin üzerinden 10 gün geçti, ancak İstanbul’da hâlâ geçersiz oylar sayılıyor. Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başkan seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını almasını beklenirken siyasetçilerden de yeni açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Neredeyse bütün Türkiye’nin gözü İstanbul’dayken bugün MHP Lideri Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘İstanbul’daki seçim yenilensin’ talebinde bulundu. İmamoğlu ise “Türkiye’nin bir demokrasi geçmişi var” diyerek mazbatasını bekliyor.
İmamoğlu ile seçim sürecinde unutmadığı anısını, en çok incindiği olayı, İstanbul için yapılan açıklamaları, İBB’de yaşanan son gelişmeleri, mazbatasını aldıktan sonra yapacağı ilk icraati ve daha birçok şeyi konuştuk…
‘İNSANIN KALBİ KIRILIYOR…’
Sizi seçim sürecinde en çok inciten şey ne oldu?
Farklı basın kuruluşları üzerinden ve bazı siyasilerin özellikle kullandığı ‘hırsız’ kelimesi ve bir takım terör örgütleriyle ilgili hakkımızda yazılan, çizilen oldu. Bu insanı üzüyor tabii ama üzerimize yapışmayan hiçbir şey bizi çok da ilgilendirmiyor. Fakat üzücü bir durum. Neticede bir vatandaşı bile inandırsalar insanın kalbi kırılıyor. Beni üzen de bu dedikodu ve buradan fayda üretmeye çalışan siyasi anlayış oldu.
’86 YAŞINDAKİ NİNE UNUTAMADIKLARIM ARASINDA’
Seçim sürecinden bugüne kadar unutamadığınız bir anınız oldu mu?
Seçim sürecinde öyle ilginç teklifler oldu ki… Özellikle bir arkadaşın vasıtasıyla 86 yaşında bir ninemizin ‘Benim vasiyetimi ona mutlaka götürün, kendisini görmek istiyorum’ unutamadıklarım arasında… Yaşlı amcalarımızın, teyzelerimizin böyle bir talebi bizimle çok duygusal bir bağ kurarak iletmesi ve bu talebin Eskişehir, Ankara gibi birçok şehirden bana ulaşması beni çok duygulandırdı.
‘BÖYLE BİR ŞEYE YELTENECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜYORUM’
‘Erdoğan yönetimi İstanbul ve Ankara’daki bu rantı kaybetmemek için tüm imar yetkilerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çatısı altına toplama yoluna gidebilir’ gibi yorumlar yapılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şehirlerin yasaları var. Yasalara göre o şehirlerin büyükşehir kapsamında yetkileri var. Bu sadece İstanbul’a has değil. Diğer büyükşehirlerde de bunlar yasayla olacak işler. Kaybetti diye bunu başka bir yetki ve kotaya toplamak doğru bir anlayış değil. Bu sürdürülebilir bir devlet yönetimi anlayışı da değil. Böyle bir şeye yelteneceklerini düşünmüyorum.
Seçim gecesinden beri iktidar kanadından bir mesaj aldınız mı?
Yok. Öyle bir ortam henüz oluşmadı. Kendi adıma ifade edeyim, ben böyle bir şeyden imtina etmem. Böyle bir ortam olsa görüşme talebini ben bile yaparım. Ama henüz öyle bir ortam oluşmadı ve açıkçası bize de böyle bir talep ulaşmadı.
‘VERELİM VERMEYELİM YETKİSİ KİMSEYE AİT DEĞİL’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verilen maddi imkanlar kesilirse bu durumu nasıl aşmayı nasıl düşünüyorsunuz?
Büyükşehir belediyesine verilen imkanlar bir taviz değil. ‘Verelim vermeyelim’ yetkisi kimseye ait değil. Bunun dışında ekstra bir talep konusunda bizim öyle bir zarfımız yok. Ama tabii ki İstanbul’a hizmet için hep birlikte koşacağız. Türkiye’ye hizmet için olduğu gibi… Bu noktada bir işbirliği talebimiz olur. Fakat bizim mevcut payımıza bir sıkıntı getirecek yetki hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına ait değil.
‘ANA AKIM MEDYA OTURUP DÜŞÜNECEK’
Mazbatanızı aldıktan sonra İBB’yle ilgili yapacağınız açıklamaları, toplantıları, çalışmalarınızı, icraatlarınızı ana akım medya yayınlamazsa nasıl bir yöntem uygulayacaksınız?
İletişimin farklı modelleri var. Çağdaş ortamda biz bunu elbette oluşturabiliriz. Ama ben inanıyorum ki ana akım medya bu noktada oturup düşünecektir. Böyle bir hatanın içerisinde olmayacaklardır diye umuyorum. Ama biz vatandaşa teknolojik olarak ulaşıp demokrasiyi her damarında hissettirmek istiyoruz. Umuyorum medya da bu konuda bize yardımcı olur.
‘ŞEFFAF BİR YÖNETİMİ TÜM İŞTİRAKLERİMİZE GETİRECEĞİZ’
Son üç gündür İSPARK’ta olanları görüyoruz. İBB’den belge kaçırma iddiası da gündeme geldi. İBB’den yeni bir duyum aldınız mı hiç?
Spesifik olaylar var. Ama gündemimi onlara odaklama şansım yok. Arkadaşlarım ilgileniyorlar. Ama şunu söyleyebilirim: Büyükşehir belediyesi iştirakleri uluslararası tecrübeye sahip denetim kuruluşları tarafından denetlenecek seviyeye taşınacak. Çünkü burada 16 milyon insanın mülkünü, iradesini, varlığını koruyor ya da geliştiriyorsunuz. Bu bakımdan mutlak uluslararası tecrübeye sahip denetimle daha nitelikli, hesap verebilir, şeffaf bir yönetimi tüm iştiraklerimize getirmiş olacağız. Bu bizim aynı zamanda uluslararası finans kuruluşlarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilme kabiliyetini de sağlamış olacak. İnşallah bu yeni dönemde bu tür sıkıntıları görülmeyen ve aynı zamanda bütçe şeffaflığıyla topluma bilgi veren bir anlayış başlayacak.
‘TOPLUMUN DERİN VİCDANINA İNANMAK İSTİYORUM’
MHP Lideri Devlet Bahçeli, ‘İstanbul için yeni seçim düşünülebilir’ dedi. Akabine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Bahçeli’nin bu sözlerine destek verdiğini açıkladı. Bu açıklamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Demokrasiye uymayan, fazla değil seçimden dört beş gün öncesinden bugüne kadar söylemlerin birbirini tutmadığı bir takım açıklamalara çok da kıymet vermiyorum. Umuyorum hatalarından geri dönerler. Bu Türkiye’nin demokrasi süreci. Türkiye’nin demokrasi hikayesi, mücadele süreci var. Bu sürece ne mevcut siyasiler, ne de seçim kurulları, anayasanın hak ve adalet kavramı üzerindeki yetkili kurulları asla müsaade etmeyecektir diye düşünüyorum. Her şeye rağmen toplumun derin vicdanına inanmak istiyorum.
.
‘ÇOCUKLARIN SEVGİSİ BİZİ HER GÜN TAZELEDİ’
Seçim boyunca sakin bir tablo çizdiğiniz çokça konuşuldu. Defalarca basın açıklaması yaptınız, kamuoyunu bilgilendirdiniz… Yorgun hissediyor musunuz?
Yorgun değilim. Burada herkes çok motive. Burada bir vazifeden öte bir sorumluluk, ideal uğruna yol yürüyen arkadaşlarım var. Hepsi birbirinden motive. Elbette insanın fiziksel yorgunluğu oluyor ama zihinsel canlılığımız ve aynı zamanda toplumun bize sağladığı enerji bizi çok diri tuttu. Özellikle çocukların sevgisi bizi her gün tazeledi.
‘YÖNETİM ANLAYIŞIMIZI TÜM TOPLUMA HİSSETTİRECEĞİZ’
Belediye başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra ilk icraatınız ne olacak?
Yönetim anlayışımızı hemen topluma hissettirmek. Çok konusu var İstanbul’un ama özellikle yönetim anlayışımızı tüm topluma hissettireceğiz.
‘KENTİN HEBA EDİLMEDİĞİ DEĞERLİ BİR GELECEK İSTANBUL’U BEKLİYOR’
İstanbul’u sizce nasıl bir gelecek bekliyor?
Çok güzel. Herkesin hayallerinin gerçekleştiği bir kent olacak. İstanbul insanları küstüren değil barıştıran, buluşturan, birleştiren, paylaştırmayı bilen bir kent. Adil bir şehir. Bunlar İstanbul’un derinliğinde de var. Kentin heba edilmediği, tam aksine değerli kılındığı bir gelecek İstanbul’u bekliyor. Bütün dünya İstanbul’u gıpta edip ziyaret etmekten, İstanbul’a program yapmaktan keyif alacağı bir şehir olacak. Bütün bunları çok hızlı hayata geçirebiliriz. / DUVAR