Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye'de güvenli bölge konusunda ABD'yle görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Kalın, "Bu bölgeye uluslararası güç konuşlandırılsın, Türkler olmasın gibi bir takım fikirlerin de ortaya atıldığını görüyoruz. Sayın Trump'ın koyduğu iradeden sonra ilgili birimlerin bu konuyu bulandırması bizi de düşündürüyor" dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Beştepe’de yapıldı. Toplantının ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın basın toplantısı düzenledi.
‘IMF GÜNLERİ GERİDE KALDI’
Hükümetin seçimden sonra Uluslararası Para Fonu ile anlaşacağı iddiasını yalanlayan Kalın, “Kimse bu rivayetlere itibar etmesin. Bunlar Türk ekonomisiyle ilgili algıyı bulandırmaya dönük algı operasyonlarıdır. Bu algı operasyonun nereden kaynaklandığını biliyoruz. Türkiye için IMF günleri geride kalmıştır” dedi.
Türkiye’ye gelecek olan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşeceğini söyleyen Kalın; ikili ticaret, Ege Denizi’ndeki gelişmeler, kıta sahanlığı, adalar konularının ele alınacağını belirtti.
Kalın, “Türkiye Ege, Akdeniz, Karadeniz’de egemenlik haklarından doğan haklarını savunmak için gösterdiği kararlı tutumu bundan sonra da göstermeye devam edecektir. Türkiye’nin oldu bittiye Türkiye’nin göz yummayacağını herkesin bilmesi gerekir” diye konuştu.
‘MÜNBİÇ YOL HARİTASI İVEDİLİKLE UYGULANMALI’
ABD ile Suriye’de oluşturulması planlanan güvenli bölge konusunda anlaşma sağlandığı iddiasını doğru olmadığı ifade eden Kalın, ABD’ye görüşmelerin devam ettiğini aktardı.
Kalın, “Bu konuda müzakereler devam ediyor. Bir oldu bittiyle burayı adeta PYD terör örgütünü koruyan bir tampon bölge haline getirme yaklaşımlarını kesin olarak reddettiğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu bölgeye uluslararası güç konuşlandırılsın, Türkler olmasın gibi bir takım fikirlerin de ortaya atıldığını görüyoruz. Sayın Trump’ın koyduğu iradeden sonra ilgili birimlerin bu konuyu bulandırması bizi de düşündürüyor. Hangi amaçlarla bu açıklamaları yaptıklarını anlamakta zorlanıyoruz” dedi.
Menbic konusundaki anlaşmanın uygulanmasını istediklerini dile getiren Kalın, “Münbiç Yol Haritası’nın çoktan hayata geçirilmiş olması gerekiyordu. Oyalama taktiklerinin kimseye bir faydası olmayacaktır. İki müttefik olarak artık yol haritasının ivedilikle hayata geçirilmesi hem ikili ilişkilerimiz hem bölgenin güvenliği hem de Suriye’deki süreç açısından büyük önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.
‘ABD VE RUSYA’NIN INF’DEN ÇEKİLMESİ ENDİŞE VERİCİ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni askerlik sistemiyle ilgili çalışmaların devam ettiği açıklaması sorulan Kalın, “Cumhurbaşkanımızın da bahsettiği gibi 3, 6, 9 ay gibi başlıklar var. Türkiye’nin askeri ihtiyaçları çerçevesinde nasıl bir askeri planlama yapılacak. Bugün sonuçları kabineye arz ettiler. Çalışma tekemmül ettirildikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilecek” yanıtını verdi.
ABD ve Rusya’nın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekilmelerini “endişe verici” olarak değerlendiren İbrahim Kalın, “30 küsur yıllık süre içerisinde Avrupa, Rusya ve bölgemizde güven ve istikrarı sağladı. Şimdi yeni bir nükleer silahlanmayla doğru gidiliyor şeklindeki ihtimalin ortaya çıkması elbette hepimiz için endişe vericidir. Bizim beklentimiz bunun diplomatik yolla konuşulup adım atmalarıdır” şeklinde konuştu.
‘İSTİHBARAT BİRİMLERİNİN TEMASLARI TANIMAK ANLAMINA GELMEZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriye ile alt düzeyde dış politika yürütülüyor. Düşmanımız dahi olsa ipi tamamen koparmayacaksınız” sözleri ve bu konuda Rusya’dan baskı yapılıp yapılmadığı sorulan Kalın, şunları söyledi:
“Ne Rusya’nın ne bir başka ülkenin Türkiye’ye herhangi bir baskısı söz konusu olamaz. Birtakım tekliflerde, tavsiyelerde bulunabilirler. Biz Suriye’ye toprak bütünlüğü çerçevesinde gereken adımların atılması için Cenevre ve Astana sürecinde bulunduk, bulunmaya devam ediyoruz. Bize göre Esed rejimi meşruiyetini kaybetmiştir.Temas noktasına gelince Sayın Cumhurbaşkanımız ifade etmişti, istihbarat birimlerimiz Türkiye’nin güvenliği çerçevesinde ve Suriye’de yürüttükleri operasyonların emniyeti ve selameti açısından zaman zaman farklı merkezlerle buna Şam’da dahil, Haseke ve Kamışlı’daki rejim unsurlarıyla bir takım temaslarda bulunabilirler bunda şaşılacak bir durum yok ama bu rejimin meşruiyetini tanıma anlamına gelmez bu operasyonel bir ilişkidir. Türkiye sahada olduğu gibi masada olmaya da devam edecek.” (DUVAR)