HDP, 20 Mayıs’taki kongresinde kamuoyu ile paylaşmak üzere yeni bir barış deklarasyonunu kaleme alacak. “Yeni bir umut kapıda. Bu umudun tüketilmesine asla ve asla razı olmayacağız” diyen Baydemir'in 'çözüm' önerisi ise şöyle: Savaşı istemeyen, çoğulcu kimliğiyle, eşitlik, özgürlük isteyen herkese ittifak çağrısında bulunuyoruz.
HDP Sözcüsü Osman Baydemir, partisinin Merkez Yürütme Kurulu(MYK) toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Savaşı istemeyen, ölümü istemeyen, çoğulcu kimliğiyle eşitlik, özgürlük ve adalet isteyen herkese ittifak çağrısında bulunuyoruz” dedi.
“Baydemir’den ittifak çağrısı” başlıklı haberler yayına girdiğinden beri, birileri yine “Türkiye’de merkez sol ile HDP’yi buluşturan bir ittifak mümkün mü?” sorusuna yanıt arıyor. ‘Merkez sol’un adresi olarak CHP’nin görüldüğünü hatırlatalım.
Solda ittifakın en meşhur örneği İtalya’daki “zeytin ağacı”dır. Türkiye’de ise nedense bu ittifak “zeytin dalı” olarak anılır.
1996 İtalya seçiminde merkez solda yer alan partiler bir araya gelerek “zeytin ağacı ittifakı”nı oluşturdular ve bu sayede sol, İtalya’da, İkinci Dünya Savaşı sonrası ilk kez iktidara geldi. İttifakın başbakan yaptığı isim Romano Prodi idi. Bu ittifakla 1996-1998 ve 2006-2008 yılları arasında İtalya Başbakanı olan Prodi, Türkiye’nin, ‘muasır medeniyetler seviyesi’ni hedeflediği yıllardan yakından tanıdığımız bir siyasetçi; zira kendisi, 1999-2004 yılları arasında Avrupa Komisyonu Başkanlığı yapmıştı. Hani, Türkiye AB’den müzakere tarihi alınca Ankara’nın Kızılay Meydanında AB şöleni yapılan, havai fişekler patlatılan 2004 yılı…
Mart 2004 Yerel Seçimi öncesinde, dönemin SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın solda ittifak çağrısı yaptığında ‘merkez sol’da yer alan üç parti, CHP, DSP ve YTP tek bir gerekçeyle reddettiler bu ittifakı: DEHAP’la aynı çatı altında olmamak için. DEHAP’ın da içinde bulunduğu ‘birliktelik’ ile seçim ittifakını reddeden CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal’dı.
2006 yılında İtalya’da 17 partinin oluşturduğu zeytin ağacı ittifakı bir kez daha Prodi’yi Başbakanlık koltuğuna oturttuğunda Murat Karayalçın bu kez işin ehlinden bilgi almak üzere İtalya’ya gitti. Karayalçın o tarihte SHP, DSP ve CHP’nin seçim ittifakı yapması durumunda merkez solun iktidara geleceğini savunuyordu. Prodi, Karayalçın’a işin sırrını şu cümleyle açıkladı, “Birbirinizi ikna etmelisiniz, birbirinizle konuşmalısınız.”
HDP MECLİS ÇALIŞMALARINA KATILMAYACAK MI?
Baydemir’in ittifak çağrısı üzerine sohbet ettiğimiz bir HDP yöneticisine sordum, acaba CHP ile bir iletişim var mı? Hayır, dedi “Kişisel temaslar dışında kurumsal hiçbir iletişim yok”. HDP’nin yalnız iktidar partisi tarafından değil ana muhalefet partisi tarafından da yok sayıldığını görmek acı ama gerçek bu.
HDP Eş Genel Başkanları ile milletvekillerinin tutukluluğuna zemin yaratmak için yapılan düzenlemeye ‘Evet’ oyu vereceklerini, 13 Nisan 2016’da şöyle açıklamıştı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘AKP’nin dokunulmazlık teklifi Anayasa’ya aykırı ama ‘Evet’ diyeceğiz.’ O günden bugüne HDP’ye yönelik tavrında olumlu bir değişiklik olmadı. Peki HDP buna rağmen CHP’nin adını zikretmeden bir ittifak çağrısını nasıl ve neden yapıyor?
CHP’nin kazanı kaynıyor. Partide sol’a daha yakın isimler -ki bu isimler dokunulmazlıkların kaldırılmasına da karşı çıkmıştı- HDP ile Türkiye’nin kaderini değiştirecek olası bir ittifaka nasıl yaklaşıyorlar ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu konuda zorlayacak bir girişimde bulunmaları söz konusu olabilir mi? Şimdilik yakın zamanda böyle bir ihtimal görünmüyor. Ancak HDP Sözcüsü Osman Baydemir’in konuşmasında altını çizdiği bir cümleyi hatırlatalım: “Referandum sonucunu meşru bir zemin gibi sunmak yanlıştır. Biz gayrimeşru sonuçların meşrulaşmasına zerre kadar katkı sunmayacağız.” Baydemir vurguyu şu cümlesinde daha da güçlendiriyor: “Biz HDP olarak bu antidemokratik metnin meşrulaştırılması çabasında asla olmayacağız.”
Burada kastedilen, mevzuatın ‘partili cumhurbaşkanlığı’ sistemine uyarlanacağı ve adına ‘uyum yasaları’ denilen düzenlemelerin yapılacağı süreçte, HDP’nin Meclis çalışmalarına katılmayacağı mı? Eğer öyle ise HDP’nin ittifak çağrısını şöyle okumak da mümkün: CHP ve HDP ile MHP’nin ‘Hayır’cı milletvekillerinin de katılmaması durumunda, hangi ‘uyum yasası’ geçirilirse geçirilsin, Meclis çalışmaları toplum nazarında meşru kabul edilmez.
‘YENİ BARIŞ PLANI’
HDP yeni yol haritasını belirlemek için 6-7 Mayıs’ta İstanbul’da Meclis Grubu ile Merkez Yürütme Kurulu’nu topladı. Burada yapılan değerlendirmeler sonucu “yeni bir barış planı” oluşturulması kararlaştırıldı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, plana nihai şeklini verecekleri süreci anlatırken 10 Mayıs’ta HDP İl Eşbaşkanları ile 13 Mayıs’ta da Parti Meclisi’nde yapılacak görüşmeleri işaret etti; oradaki değerlendirmelerin 20 Mayıs’taki kongreye sunulacağını söyledi. Yani HDP, 20 Mayıs’taki kongresinde kamuoyu ile paylaşmak üzere yeni bir barış deklarasyonunu kaleme alacak.
“Yeni bir umut kapıda. Bu umudun tüketilmesine asla ve asla razı olmayacağız” diyen Baydemir’in, “Nasıl bir barış planı?” sorusuna verdiği yanıtla bitirelim:
“Çözüm nedir diye sorarsanız. Zalimin zulmünden vazgeçmesidir. Ama ölüm olmadan istişareyle bir mücadele hattının ortaya konulması gerekir. Savaşı istemeyen, çoğulcu kimliğiyle, eşitlik, özgürlük isteyen herkese ittifak çağrısında bulunuyoruz. Gelin umutlarımızı birleştirelim.” / Duvar