HDP milletvekili Aslan, anadilde Arapça eğitimi için Arapça soru önergesi verdi, ancak Aslan’ın verdiği önerge reddedildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Mehmet Ali Aslan, anadilde Arapça eğitimi için Arapça soru önergesi verdi.
Aslan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde Aslan, anadilde Arapça eğitimi verilmesine ilişkin sunduğu önergesinde, Türkiye’de yaşayan Arapların kendi anadilleri ile eğitim-öğretim görmesi gerektiğini belirtti.
Önergede şu görüşlere yer verildi:
“Binlerce yıldır Anadolu ve Mezopotamya’da yerli halk olarak yaşayan ve Türkiye Cumhuriyetinin Türkler, Kürtler ve Çerkez’lerle beraber dört ana kurucu unsurlarından olan Araplar, Cumhuriyet tarihi boyunca tekçi ve baskıcı politikalar dolayısı ile dilleri ve kültürleri yok sayılmış, asimile edilmeye çalışılmış ve kendini yaşatma geliştirme hakları ellerinden alınmıştır.
“Türkiye’de yaşayan en kalabalık 3. büyük halk olan Araplar, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 10’ununu oluşturup, Türkiye Cumhuriyetine vergi verip, askerliklerini yaptıkları halde, Türkiye’de Arapların kendi anadilleri ile eğitim-öğretim alma hakkı bulunmamaktadır. Araplar, çok gecikmesine rağmen, en doğal ve insanı hakları olan uluslararası sözleşmelerce de kabul gören Arapça dilleri anadilleri ile eğitim ve öğretim haklarını istiyor.”
Aslan, TBMM Başkanlığı’na Arapça soru önergesi sunduğunu ancak ilgili birim tarafından önergenin işleme alınmadığını belirtti.
Soru önergesini Türkçe metniyle beraber yeniden vereceğini belirten Aslan şunları söyledi:
“Başta TBMM olmak üzere tüm ana diller Türkiye’nin her kurum ve kuruluşunda, ülkenin her karışında serbest olmalı, resmi olarak yasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
“Türkiye’de konuşulan saygıya değer diğer bütün diller gibi güzel Arapçamızı da korumak, konuşmak, yaşatmak, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak bizler için büyük bir onur, gurur ve şereftir. Bir dilin yaşatılması ve korunması için duyarlı olup çaba sarfetmek aynı zamanda ‘ben insanım’ diyen herkes için ahlaki, vicdani ve insani bir görev ve sorumluluktur.
“Yüce ve Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ve son peygamber Hz. Muhammed’in dili olan Arapçayı AKP’nin neden kabul etmediğini anlayabilmiş değiliz.
“AKP’nin Arapça önergemize olan tavrı, Türkiye ve dünya Araplarına, diğer halklara ve dillere nasıl baktığının somut bir delilidir. Bu konuda yetkililerden de bir an önce Arap yurttaşlarımıza ve Türkiye kamuoyuna bir açıklama yapmasını bekliyoruz.”