Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Birleşmiş Milletler’in (BM) İstanbul’da düzenlediği Dünya İnsani Zirvesi’nde 49 ülkenin imza attığı ortak bildiriye Türkiye’nin imza vermemesine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, Türkiye'nin söz konusu bildiriye imza vermemesi, "AKP iktidarının bugünkü uygulamalarının bir dışavurumudur. Aynı zamanda büyük bir politik skandaldır, çünkü imza verilmeyen konuların tamamı ‘çatışmalarda uluslararası insan hakları hukukunun uygulanması ve sivillerin güvenliğinin sağlanması’ ile ilgilidir" şeklinde değerlendirildi.
"Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de ve aylardır Kürt coğrafyasının birçok ilçesinde yaşanan sokağa çıkma yasaklarının, insan hakları ihlallerinin ve insanlık dışı uygulamaların müsebbibi olan, bu bildiride ifade edilen kuralların hemen hepsini çiğneyen Saray-AKP iktidarının, sonuç metnine imza atması elbette beklenemez" denilen açıklamada, şu ifadelere de yer verildi:
"Uluslararası yükümlülüklere aykırı davranan bir siyasi iktidarın, yaptıklarını engelleyecek bir metne imza atması elbette söz konusu olamaz.
Ya da Suriye'de Lazkiye vilayetinin Cable ve Tartus kentlerinde, hastane ve otogarda, Ahrar'ul Şam ve IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırılarda 100'den fazla sivil kişinin hayatını kaybetmesini lanetlemeyen bir siyasi iktidarın böyle bir metne imza atması beklenemez.
BM İnsani Zirvesi’nin, en temel insan haklarının, yaşam ve barış hakkının, düşünce ve ifade etme özgürlüğü hakkının çiğnendiği bir ülkede yapılması zaten yanlıştı. Bu yanlış bariz bir şekilde sonuç metninin Türkiye tarafından imzalanmaması ile ortaya çıkmıştır.
Uluslararası insan haklarına ve çatışma hukukuna uygun davranılması her siyasi iktidarın yükümlülüğüdür. Bu tür sonuç metinlerine imza atmayarak, bu yükümlülüklerin çiğnenmesinin yarattığı hukuki sonuçlardan kurtulmak mümkün olmayacaktır."
BİLDİRİDE YER ALAN MADDELER
Bildiride yer alan ve AKP'nin imzalamadığı maddeler ise şöyle:
– Çatışma alanlarında taraflar uluslararası insan hakları hukukunun yükümlülüklerine uymalıdır,
– Silahlı çatışmalar esnasında siviller korunmalıdır,
– Çatışma tarafları askeri hedefler ve siviller arasında ayrım yapmalıdır,
– Sivillere ve hastaneler, kültürel mekanlar gibi koruma altındaki yerlere saldırılar yasaktır,
– Çatışmalarda taraflar kendi kontrolleri altındaki bölgelerde sivil nüfus, sivil bireyler ve sivil mekanların zarar görmemesi için tüm gerekli önlemleri almalıdır,
– Çatışma bölgelerindeki insani yardım personeline yönelik saldırılar endişe vericidir, devletler bu görevlilerin güvenliğini sağlamalı, sağlık personelinin ve gereçlerinin girişini kolaylaştırmalıdır,
– Çatışmalar sonucu yerinden edilen insanların güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşleri sağlanmalıdır,
– Sivillere zarar veren güvenlik güçlerinden hesap sorulmalıdır…