HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sinevizyondan partisinin önceki dönem ve şimdiki yöneticilerini izletmesine tepki gösterdi. Buldan,"Zannediyor ki ekranda Sezai Temelli var. Diyor ki; En büyük terörist bu! O anda da ekranda Tayyip’in resmi var, ama o farkında değil" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin seçim çalışmaları kapsamında Erzurum Karaçoban ve Karayazı’da düzenlenen halk buluşmalarına katıldı. HDP’nin ittifak yaptığı Kürdistan Demokratik Partisi’nden (PDK) Sertaç Bucak ve Bora Balin’in eşlik ettiği Buldan, konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün İstanbul’da yaptığı mitingde sinevizyondan HDP’nin yöneticilerini gösterdiğini belirterek, “Tam sonuna gelmiş, sonunda Sezai Temelli’nin ardından kendi görüntüsü çıkmış ekrana. O zannediyor ki ekranda Sezai Temelli var. Diyor ki, ‘En büyük terörist bu!’ O anda da ekranda Tayyip’in resmi var, ama o farkında değil. Allah söyletiyor yahu, Allah söyletiyor!” dedi.
Buldan’ın açıklamalarından satırbaşları:
HER YERDE AYNI COŞKU VAR: İki gündür Erzurum’un ilçelerinde halk buluşmaları yapıyoruz. Dün Hınıs ve Tekman’daydık. Bugün Karaçoban ve Karayazı’da olacağız. Her gittiğimiz yerde aynı manzarayla karşılaşıyoruz. İnsanlar ayakta, coşkulu ve insanlar moralli. Her yerde aynı coşku var. Her yerde aynı moral var. Her yerde kadınlar en önde. Her yerde gençler var. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız! Hepinize binlerce kez teşekkür ediyoruz. İşte bizi yerel iktidara götürecek olan bu kararlılıktır. Sizlerin kararlılığı, sizlerin bu coşkusu, sizlerin bize verdiğiniz moral HDP’yi 31 Mart’ta yerellerde iktidar yapacak. Biz her seçimde yerellerde iktidara geliyoruz. Yerel seçimlerde her dönem iktidar oluyoruz ama bu ülkeyi yöneten iktidar bunu hazmedemiyor. Sandıkta oylarıyla bizi yenemeyenler, bu başarımızı hazmedemeyenler, kayyım atayarak belediyelerimizi gasp ederek, hile yaparak, hırsızlık yaprak elde etmeye çalışıyor. Belediyelerimizi zorla alıyorlar, kayyım atıyorlar. Belediye eşbaşkanlarımızı cezaevine gönderdiler. Yüzlerce belediye eşbaşkanımız görevden alındı, yerlerine kayyım atandı ve bir kısmı cezaevinde.
TABELA PARTİSİ OLDUKLARINI ANLAYACAKLAR: Ama ne oldu? Şimdi halk her şeyin farkına vardı, artık onu iktidardan düşürmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Halkımız kararlı. Bugün bu manzara yalnızca burada yok! Gittiğimiz her yerde; Şırnak’’ta, Hakkari’de, Van’da, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de her yerde. AKP’ye öyle bir ders vereceğiz ki artık tabela partisi olduklarını anlayacaklar. Bir ülkenin yalanla yönetilemeyeceğini, hırsızlıkla yönetilemeyeceğini, bir halka terörist denilemeyeceğini artık anlayacaklar, bilecekler. Şimdi artık ellerinde hiçbir malzeme kalmamış. Yaptıkları mitinglerde konuşacak bir şey bulamıyorlar. O yüzden sürekli HDP’den bahsediyorlar. Yatıyorlar kalkıyorlar HDP diyorlar. HDP’nin milletvekillerini ve cezaevindeki eş genel başkanlarını, belediye eşbaşkanlarını her gittikleri yerde sinevizyonlarla gösteriyorlar. Tayyip Bey yaptığı bütün mitinglerde, bizim sinevizyonlarımızı gösteriyor çünkü ellerinde hiçbir malzeme yok. Konuşacak, Türkiye’nin geleceğine dair vaat edecek hiçbir şey yok. insanlar biliyor. İnsanlar her şeyin farkında ve gittikleri yerlerde miting alanlarını dolduramadıkları için dışarıdan otobüslerle insanları taşıyorlar. Taşıma mitingler yapıyorlar, taşıma seçmen yaratıyorlar.
KENDİSİ VARKEN ALLAH SÖYLETTİ: Dün İstanbul’da Tayyip Bey, yine bir sinevizyon gösterisinde Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksedağ’ı, Sezai Temelli’yi, beni, birçok arkadaşımızı gösteriyor. Tam sonuna gelmiş, sonunda Sezai Temelli’nin ardından kendi görüntüsü çıkmış ekrana. O zannediyor ki ekranda Sezai Temelli var. Diyor ki; En büyük terörist bu! O anda da ekranda Tayyip’in resmi var, ama o farkında değil. Zannediyor ki Sezai Bey’in görüntüsü var. Halbuki o anda kendi görüntüsü var. Diyor ki; “En büyük terörist bu!”. Allah söyletiyor yahu, Allah söyletiyor! Sen bu partiyi her gün hedef haline getirirsen, her gün bir siyasi partinin eş genel başkanlarına, milletvekillerine, belediye eşbaşkanlarına bu kadar iftira atarsan, işte o zaman Allah da ne yapacağını biliyor, sana da böyle bir şey yapıyor!
DEMİRTAŞ KABUSU OLMUŞ: Selocan’dan öyle korkuyor öyle korkuyor ki, rüyalarına giriyor Selocan. Selahattin Demirtaş 24 Haziran seçimlerine cumhurbaşkanı adayıydı ya, işte o zaman Recep Bey o zaman sürekli Demirtaş’tan bahsediyordu. Çünkü Edirne’de de olsa sürekli rüyalarına giriyor, kabusu olmuş farkında değil. Cumhurbaşkanlığı hileli ile de olsa, hırsızlıkla da olsa alındı. Demirtaş cezaevinde ama burada binlerce Selahattin Demirtaş, binlerce Figen Yüksekdağ var. Hepiniz Demirtaş’sınız, hepiniz Yüksekdağ’sınız. Onlar zannediyor ki, bizi tutuklarlarsa, cezaevine koyarlarsa millet HDP’yi yalnız bırakır. Biz gittikçe büyüyoruz, çoğalıyoruz ve güçleniyoruz hala haberiniz yok. Şimdi yapacağımız tek bir şey var: 31 Mart tarihinde iradenizi gasp eden, teslim alan ve hiçe sayan, sizin seçtiğiniz eşbaşkanların yerine kayyımları atayan zihniyete karşı 31 Mart tarihinde büyük bir ders vereceğiz, hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Karaçoban da bizimdir, Karayazı da bizimdir, Tekman da bizimdir, Hınıs da bizimdir. İşte bunu da görüyorlar. Çünkü anketler AKP’de düşüş olduğunu kendilerine iletiyor. Biliyorlar ve bu yüzden bu kadar saldırganlaştılar. Baskıyı, şiddeti, gözaltını tutuklamayı o kadar yoğunlaştırdılar ki zannediyorlar ki anketler bunları yaptıklarında onları yüksek gösterecek. Vallahi gidiyorsunuz, tepetaklak gidiyorsunuz!
SAHİP ÇIKARSAK ÇALAMAZLAR: 31 Mart’ta bir kez daha tarih yazacaksınız. Ancak bu tarihi yazmak için özellikle sandıklarımıza sahip çıkmamız lazım. Hayali seçmenleri var. Dışarıdan taşıma seçmenleri var, hileleri, hırsızlıkları var. Her şeyleri var biliyorsunuz. O yüzden sandıklarımıza biz sahip çıkıyoruz. Kadınlar sahip çıkıyor. Karaçoban halkı sahip çıkıyor. Eğer sandıklarımıza sahip çıkarsak, bunlar ne çalabilir ne yolsuzluk yapabilir ne de hırsızlık yapabilir. Belediye eşbaşkan adaylarımız burada, sizin çocuklarınız, sizin yoldaşlarınız! Hep birlikte kazanacağız. Hep birlikte başaracağız. Ya kazanacağız ya kazanacağız. Ya başaracağız ya başaracağız. Yolumuz açık olsun, 31 Mart tarihinde burayı özellikle takip edeceğiz. Erzurum’un ilçelerini bir kez daha halkımıza teslim edeceğiz.
SELO BAŞKAN’DAN SELAM GETİRDİK: Peki, diğer partiler mitinglerini yaparken bu kadar engellemeyle karşılaşıyorlar mı? Hayır. Bugün hiçbir parti, Türkiye’de legal siyaset arenasında mücadele eden, siyaset yapan, seçim çalışması yapan hiçbir parti üzerinde bu kadar baskı yok. En büyük baskıyı, en büyük engellemeyi her zaman için Halkların Demokratik Partisi görüyor. Tutuklanıyoruz, cezaevine giriyoruz, engelleniyoruz. Ama her şeye rağmen halkımızın bizimle olduğunu her yerde görüyoruz, her yerde buna tanıklık ediyoruz. Selo Başkan Edirne’de. Selo Başkan bize dedi ki; gittiğiniz her yere bizden binlerce selam götürün, Selo Başkan’ın selamını getirdik size. Biliyorsunuz 24 Haziran seçimlerinde Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı adayıydı. Aynı zamanda Tayyip Bey de adaydı. Tayyip Bey, devletin bütün imkanlarını kullanırken, Selahattin Demirtaş cezaevinde sadece kettle kullandı, sadece Twitter’dan, sosyal medyadan bizlere mesajlar gönderdi. Buna rağmen her yerden oy aldı Selahattin Demirtaş. İnanın cezaevinde değil dışarıda olsaydı, bugün Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Selahattin Demirtaş olacaktı. Ama Selahattin Demirtaş’tan korkanlar, Figen Yüksekdağ’dan korkanlar, İdris Baluken’den, Selma Irmak’tan, Sebahat Tuncel’den, Gültan Kışanak’tan, cezaevindeki arkadaşlarımızdan, yoldaşlarımızdan korkanlar şunu bilsinler ki; siz tutukladınız biz çoğaldık, siz cezaevine gönderdiniz biz daha çok güçlendik, daha çok büyüdük.
SANKİ BİR TANE BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLECEK: 31 Mart tarihi Türkiye açısından önemli. Belki de Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden biri yapılacak. Çünkü 17 yıldır Tayyip Bey ve partisi AKP bu ülkeyi yönetiyor. 17 yılın sonunda artık miting meydanlarında Türkiye halklarına hiçbir şey vaat edemiyor. Tayyip Bey bütün belediye başkanları adına, Türkiye’nin her yerine gidiyor. Hiçbir belediye başkanı çalışma yapmıyor. Sanki Türkiye’de bir tane belediye başkanı seçilecek, o da Tayyip Bey olacak. Her yere gidiyor, her gün aynı yalanı söylemekten bıkmıyor, usanmıyor. Bunların dillerinde yalan, ceplerinde haram var. 81 milyon insanımızın bunların üzerinde vebali var. 17 yıldır bu ülkeyi yönetenler, bugün artık seçim meydanlarında söyleyecek tek söz bulamıyorlar. Bugün üzerinde durdukları tek konu HDP. Sadece bizden bahsediyorlar başka da bir şey söylemiyorlar. Diyorlar ki, “HDP bölücü bir partidir. HDP Kandil’in uzantısıdır, HDP teröristtir”. Bunu, bu ülkenin cumhurbaşkanı gittiği her miting meydanında söylüyor. Oysa bu ülkenin geleceğini düşünen, demokratik siyasetten, barıştan, adaletten, hukuktan bahseden tek parti HDP’dir. Bugün, bu ülkeyi bölmek isteyen tek parti AKP’dir, AKP anlayışıdır.
BÖLMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR: Biz Türkiye’de yaşayan halklar arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Bize oy veren kardeşlerimizi de, oy vermeyen kardeşlerimizi vatandaşlarımızı da seviyoruz. Elbette ki insanlar seçim dönemlerinde istediği partiye oy verir. ‘Memleket işi’ diyorlar, ‘gönül işi’ diyorlar sloganlarında. Bırakın insanlar sizlere gönüllerinden geldiğince oy versinler. Bu insanları, Türkiye halklarını ayrıştırmaktan, bölmekten, kutuplaştırmaktan artık vazgeçin. Türkiye Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkesiyle, Ermenisiyle, Süryanisiyle bir bütündür. Bu halkları kutuplaştırmak, bölmek kimsenin haddi değildir.
Temelli: Bizi göstereceğine 2014’te söylediklerini göster
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de partisinin Diyarbakır Seçim Bildirgesi’nin açıklandığı toplantıda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi mitinglerinde sinevizyondan HDP temsilcilerini izleterek nefret söylemleri kullanmasına değinen Temelli, “Sen videolarda bizi göstereceğine biraz da 2014’te kendi söylediklerini göster” dedi.
“Amed yerel seçim bildirgesinde önemli başlıklar var. Türkiye’nin içinde bulunduğu en önemli sorunlardan biri demokrasidir. Vesayet rejimini güçlendirerek ayakta duran hatta bu vesayet rejiminin en kristalize olmuş biçimi olan kayyımlarla yol almaya çalışan bir anlayışa karşı ‘yerel demokrasi’ diyoruz” diyen Temelli şunları söyledi, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi demokratik bir sistem olmadığı gibi, demokrasi kültürünü, bir arada yaşam kültürünü yok sayan bir anlayıştır. Hem Cumhurbaşkanı hem yürütmenin başı hem de bir partinin lideri olursanız, her şeyi birbirine karıştırırsanız; o ülkeye çöküntüden başka bir şey getirmezsiniz. Öyle de oldu. Şimdi Türkiye halkları, Türkiye’de yaşayan yurttaşlar, bir Cumhurbaşkanı arıyor, göremiyorlar. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı sabah gözünü açıyor, nefret söylemiyle akşam yatıyor nefret söylemiyle.”
Temelli de Buldan gibi Erdoğan’ın sinevizyondan yaptığı yayınlara tepki göstererek, “Hatta bu ülkede yaşayan 20 milyon Kürt’e ‘defolun gidin’ diyor. Terörist diyor. Her türlü suçlamayı yapıyor, sonra da ben ‘böyle bir şey demedim’ diyor. Dediğinin kanıtları videolarda var. Sen videolarda bizi göstereceğine biraz da kendi söylediklerini göster. Neyi mi göster? Örneğin, 2014 yılını göster. 2014 yılında yerel seçimlere giderken, Newroz’u kutlamaya giderken, bu ülke nasıl bir siyasi bir iklim içerisindeydi ki o gün ne diyordu onu göster. Çıkar o bantları! Hepsi arşivlerde, hepsi hafızalarda, bu ülke balık hafızalı değil fil hafızalıdır” dedi. (DUVAR)