CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'nin İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devredilmesi yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. ''Bankaların en önemli sermayesi şöhret ve itibarlarıdır" diyen Öztrak, "Sanki bilerek ve istenerek bir bankacılık krizi tetiklenmek istenmektedir" ifadelerini kullandı.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında Parti Genel Merkezi’nde toplandı. Toplantının sürdüğü saatlerde, CHP Sözcüsü Faik Öztrak basın toplantısı düzenledi.
‘TRUMP’IN ZAFER HİKAYESİ YAZMASINA KİM İMKAN VERDİ?’
ABD’li Pastör Andrew Brunson’ın geçtiğimiz Cuma serbest bırakılması kararına değinen Faik Öztrak, “Aslında daha Perşembe günü ABD medyasında rahibin serbest bırakılacağına dair Beyaz Saray kaynaklı haberler yer almaya başlamıştı. Pastör, ABD Başkanı Trump’ın ifadesiyle hiç fena olmayan bir performansla 24 saatte Türkiye’deki bir hapishaneden alındı ve Beyaz Saray’a getirilmiş oldu” dedi.
ABD’nin Brunson’ın serbest kalacağını önceden bildiğini iddia eden Öztrak, “Bunca hazırlığın, karşılamanın hepsi şunu gösteriyor; ABD tarafı Rahip Brunson’un serbest bırakılacağını önceden biliyordu. ABD Başkanı Trump’ın Türkiye sırtından böyle bir zafer hikayesi, böyle bir rehine kurtarma operasyonu yazması hikayesine kim imkan verdi? Onu da ABD Başkanı’ndan öğrendik. Tüm bunları mümkün kıldığı için AK Parti’nin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a herkesin huzurunda teşekkür etti” diye konuştu.
‘KÜÇÜK DÜŞÜRÜLMEYE ÇALIŞILAN TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞI’
“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman böyle bir küçük düşürücü tiyatroya konu olmamıştı” diyen Öztrak, ”Küçük düşürülmeye çalışılan yalnızca yargı bağımsızlığımız değildir. Doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’nin de bağımsızlığıdır. ‘Bağımsızlık Benim Karakterimdir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, Beyaz Saray’da 3’üncü dünya ülke diktatörlüklerinden birisi gibi alay konusu olmuştur. Bu kabul edilemez, sindirilemez bir durumdur” ifadelerini kullandı.
‘TASARRUF DERKEN SARAY BÜTÇESİ 3’E KATLANMIŞ’
Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Öztrak, ”Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre Türkiye’nin 2019 yılında ödeyeceği veya çevirmesi gereken dış borç miktarı 225 milyar dolardır. Yani gayrı safi yurt içi hasılamızın yüzde 35’i kadar bir dış borcu yeniden borçlanacağız ya da yeniden ödeyeceğiz” dedi.
Kriz döneminde Hazine Müsteşarı olarak görev yaptığını aktaran Faik Öztrak, “Kriz yönetilirken neler yapılmaması gerekir diye sorsalar son 2 ayda Saray’ın yaptıklarını sayarım. Millete tasarruf derken 2019 yılında Saray için ödenek teklif tabanı 2 milyar 818 milyon lira olmuş. Yani geçen yıla göre 3’e katlanmış. Hastanelerde vatandaş ameliyat olamıyor ama Saray ‘Ben yine itibardan tasarruf etmeyeceğim’ diyor” şeklinde konuştu.
‘SANKİ İSTENEREK BİR BANKACILIK KRİZİ TETİKLENMEK İSTENMEKTEDİR’
Mustafa Kemal Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine’ye devredilmesi tartışmalarına tepki gösteren Öztrak, şunları söyledi:
”Bankaların en önemli sermayesi şöhret ve itibarlarıdır. Nitekim bankaların şöhretlerini ve itibarlarını zedelemeye yönelik her türlü işlem bankacılık kanunu ile yasaklanmıştır. Ama AK Parti’nin başkanı hukuk ve kanun tanımamaktadır. Ekonomi çok hassas bir noktadayken ve ani bir çakılmanın tüm işaretleri ortadayken Türkiye’nin en büyük 2’nci bankası üzerinden bir tartışma yürütülmek istenmektedir. Sanki bilerek ve istenerek bir bankacılık krizi tetiklenmek istenmektedir.”
‘ATATÜRK’ÜN VASİYETİ GAYET AÇIKTIR’
İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerinin mülkiyeti ve temsili vasiyet, yasalar ve yargı kararları çevresinde belirlendiğini belirten Faik Öztrak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP mülkiyetindeki Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi pay senetlerinin yasal düzenlemeyle hazineye devretmeye kalkışması her şeyden önce Atatürk’ün vasiyetinde belirttiği iradesine saygısızlıktır” ifadelerini kullandı.
“Atatürk’ün vasiyeti gayet açıktır” diyen Öztrak, şöyle devam etti:
“‘Malik olduğum bütün paralar, hisse senetleri ile Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul mallarımı CHP’ye aşağıdaki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum’. Tarih 5 Eylül 1938. Saray’ın bu hukuksuzluğuna karşı çıkmak, hukuk tanımamazlığına karşı direnmek sadece bizim değil tüm parlamentonun sorumluluğunda olan bir husustur.” (ANKARA/DHA)