Ev ödevi verilmeli mi verilmemeli mi? Bakan, 'Artık ödev verilmeyecek’ diyerek velilerin ‘içlerine su serpiyor’ ama uzmanlar 'gerekli' diyor.
Ev ödevi, eğitim sistemimizin en önemli çıkmazlarından biri. Son zamanlarda ev ödevi verilmeli mi verilmemeli mi tartışmaları yine gündemde. Bu konuda çeşitli yaklaşımlar var. Bunlardan biri, çocuğun okul dışındaki yaşantılarının ödev vb. çalışmalarla doldurulmasının sosyal, psikolojik ve kişilik gelişimini olumsuz etkilediği, okul dışında serbest kalması, oyun oynaması, ailesiyle, arkadaşlarıyla zaman geçirebilmesi gerektiğini savunan yaklaşım. Bir diğer yaklaşım ise eğitimin bir bütün olduğu, okul içi yaşantıların ve okul dışı yaşantıların birbirini tamamlaması gerektiği, ödevlerin öğretimin ayrılmaz bir parçası olduğu, bilginin tekrarlar yoluyla kalıcı hale gelebileceği, okulda öğrenilenin ev ödevleri arcılığıyla pekiştirileceği ve bunun da gerekli olduğunu savunan görüş. Konuyla ilgili bilgi aldığımız Rehber Öğretmen Sinan Turgut önemli olanın ödevin verilip verilmemesinden ziyade, verilen ödevin niteliği olduğunu söylerken, veliler ise ödevlerin verilmemesinden yana ve verilen ödevlerden dolayı çocuklarıyla ilgilenemediklerinden şikayetçi.
“Ev ödevleri verilmemelidir yaklaşımı, çocuğun belli başlı ihtiyaçlarına işaret etmekle birlikte eğitim öğretim açısından bakıldığında eksik ya da sorunludur” diyen Turgut, “Bununla birlikte ödev verilmelidir yaklaşımının da ödevin amacı, niteliği, miktarı, değerlendirilmesi boyutu, öğrencinin konu hakkında bilgilendirilmesi, ebeveynin bu konudaki sorumlulukları ve sınırları konularında eğitilmesi ya da bilgilendirilmesi, verilen ödevlerin çocuğu bıktırmaması gibi konularda ayrıntılı olmasına ihtiyaç bulunmaktadır” dedi.
Ev ödevi verilmesinin doğru olduğunu fakat temel noktalara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Turgut şu hususlara dikkat çekti: “Ev ödevleri uyarıcı, yaratıcılığı geliştirici olmalı ve öğrencinin bireysel farklılıklarını göz önüne almalıdır. Çocuğu ve ebeveyni bıktırıcı nitelikte olmaması gerekir. Ödevin yapılabilmesi için gerekli zamanın verilmesi, değerlendirilerek geribildirim yapılması gerekir. Özet olarak, ödevlendirme süreci doğru işletildiğinde, öğrencinin okulda öğrendiğini tekrar etmesi ve kalıcı bilgi haline getirmesi, bir sonraki gün okulda öğrenilecek bilgiye hazırlanması, evde çalışma alışkanlığını kazanması, sorumluluk bilincinin gelişmesi mümkün olacaktır denilebilir.”
İki çocuk annesi bir veli, ödevlerin çocukları erken yaşta bunalttığını ifade etti. “Çocuk gözlem yapmalı, kitap okumalı, yaptığı işten zevk almalı” diyen veli, isteksiz olarak ödev yapan çocukların, ödevden kaçmak için her şeyi yaptığını belirtti. Ev ödevlerinin çocuklara şart olmaması ve ders notu gibi algılanmaması gerektiğini söyleyen veli, “Her çocuk başka başka hayal dünyalarında yaşıyor, erken yaşta çocukların hayal kurmasını engelliyoruz” dedi. Çocuğunun ev ödevine yardımcı olduğunu belirten veli, bu durumun yanlış olmadığını, çocuğunun okuldan sıkılmasını engellediğini savundu.
Kızı ilkokul 3 sınıfta okuyan Yılmaz Arslan, “Sabah erken saatte okula gidiyorlar, akşama kadar okuldalar. Akşam eve geldiklerinde ödevlerini yapmaları için baskı kuruyoruz. Onlar da isteksiz olarak ödev yapıyorlar. Oyun çağındaki çocuklar. Kendine vakit ayıramıyorlar. Okulda verilen eğitimin yeterli olması gerekiyor. Verilen ödev çocuğu kısıtlıyor. Çocuk için hiç de faydalı olmuyor” diye konuştu.
İsmini vermek istemeyen bir veli, çocuklarının oyun oynamayı çok sevdiğini fakat sabah erken saatte başlayan dersler yüzünden oyuna vakit ayıramadıklarını ifade etti. Okul dönüşü yorgun olan çocukların kendilerine vakit ayırmak yerine yine derslere yönelmelerini sorunlu bulan veli, "Çocuklar yoğun ödevler yüzünden okuldan çabuk soğuyor, bunu engellemek için ödevlerini biz yapıyoruz. Yardımcı olmak elbette her anne babanın görevi fakat ödevleri bizim yapıyor olmamız, kendimizi kandırmamız anlamına geliyor" dedi. Ödevlerin yanı sıra verilen proje ödevlerinin masraflı olduğunu ifade eden veli, birbirini taklit eden projeler yerine çocukların hayal gücünü genişletecek etkinliklerin yapılması gerektiğini belirtti. Çalışan bireyler olarak mesai sonrası çocuklarla vakit geçirmenin ödevlerden daha önemli olduğunu belirten veli, çocukların çocukluklarını yaşaması gerektiğini vurguladı.
Ev ödevlerinin çocukları bıktırmaması gerektiğini vurgulayan Rehber Öğretmen Sinan Turgut, “Ödev, çocuklara bilgileri hatırlatmaya yarayan bir araç olarak kullanılmalı. Hafızanın belli aralıklarla tekrara ihtiyacı var. Bunu da ödevlerle yapmak mümkün. Günümüzde öğrencilere verilen ödevlerde, öğrencinin ve ebeveynin sorumluluklarını karıştırması, öğretmenin ödevi değerlendirme yöntemi ve geribildirim süreçlerini eksik gerçekleştirmesi, internet vb. olanakların kullanılma şekli, verilen ödevin bireysel farklılıkları göz önünde bulundurmaması, çevre koşullarının, bilgiye ulaşma olanaklarının dikkate alınmaması gibi bir dizi sorun söz konusudur”değerlendirmesinde bulundu.