Cumhurbaşkanı Erdoğan, Covid-19 önlemleri kapsamında 29 Nisan ile 17 Mayıs tarihleri arasında tam kapanmaya geçileceğini duyurdu. Bu süre içinde kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan kabine toplantısı sona erdi. Erdoğan, yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, Covid-19 tedbirleri kapsamında 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00’dan, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00’e kadar sürecek şekilde “tam kapanma”ya geçileceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında korona virüsü salgınının dünyayı kasıp kavurmaya devam ettiğini söyledi.
Zaman zaman artan zaman zaman azalan bir seyir izleyerek süren bu salgın krizini, Türkiye ve millet için en hayırlı şekilde yönetmeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, sağlık hizmetleri konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını savundu.
Artan vaka ve vefat sayılarının ramazan ayıyla birlikte tedbirlerin sıkılaştırılmasına mecbur bıraktığını dile getiren Erdoğan, alınan tedbirlerin neticelerinin yavaş yavaş alınmaya başlandığını bildirdi.
Kabine toplantısında salgınla ilgili son gelişmelerin enine boyuna değerlendirildiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
“Amacımız tedbirlerin, temizlik, maske, mesafe kurallarından asla taviz vermeden, vatandaşlarımızın hayatlarını en az etkileyecek şekilde uygulanmasını temin etmektir. Vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde, kısıtlayıcı tedbirlerin artırılması kaçınılmaz hale gelmektedir. Ramazan Bayramı’nın ardından hayatımızı kolaylaştıracak adımları atabilmemiz için rakamların bugünün çok daha altına düşmesi şarttır. Avrupa’nın açılma sürecine girdiği bir dönemde, bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz. Aksi takdirde, turizmden ticarete ve eğitime kadar her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır.
Hedeflediğimiz rahatlamayı sağlayabilmek için önümüzdeki günlerde hep birlikte biraz daha fedakarlık yapmamız gerekiyor. Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum. Özel hastanelerde yoğun bakım ve aşı hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler alıyoruz. Hukuken bu hizmetler için vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edilemez. Yoğun bakım ve aşı hizmetleri sebebiyle ilave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız bu durumu Sağlık Bakanlığımıza ve Sosyal Güvenlik Kurumumuza bildirirlerse, failleri hakkında gereken işlemler derhal yapılacaktır. Salgın başladığından beri filyasyon ekipleriyle birlikte yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın aşılarına başlanacağının müjdesini de bu vesileyle vermek istiyorum.”
– 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00’dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00’e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiliyor. Bu tarihler arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
– İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen üretim, imalat, gıda, temizlik, sağlık gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verilecek.
– Yeme içme sektöründe sadece paket servisle hizmet verilebilecek, şartları uygun olan işletmeler bu hizmeti gerektiğinde kesintisiz devam ettirilebilecek.
– Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecek.
– Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları yüzde 50 kapasiteyle çalışabilecek.
– Önceki uygulamalardan farklı olarak bu defa konaklama tesislerindeki rezervasyonlar, sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecek.
– Hizmetlerini sürdürecek olan kamu kurumlarındaki personel uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecektir. Uzaktan çalışan kamu personeli de sokağa çıkma sınırlamasına tabi olacak.
– Anaokulu, kreş, 8’inci ve 12’nci sınıflar dahil, tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecek.
Tarım sektöründe çalışanların faaliyetlerini salgın tedbirlerine uygun şekilde yürütebilmesi için gereken düzenlemelerin yapılacağını aktaran Erdoğan, ihtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkamayan yaşlı veya ağır hastalığı olan vatandaşların Vefa ekiplerinden destek isteyebileceklerini hatırlattı. Vatandaşların mağdur olmaması için kurumların gereken tüm tedbirleri alacağına dikkati çeken Erdoğan, “Biz de bunların yakın takipçisi olacağız. Türkiye bakımından çok önemli olan bu sürecin hedeflediğimiz sonuçları verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına kesinlikle izin verilmeyecektir. İnşallah bu fedakarlıklarımızın karşılığını, bayram sonrası hep birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu, müreffeh günlere ulaşarak alacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Joe Biden’ın ‘Ermeni Soykırımı’ kararına ilişkin ilk kez açıklamalarda bulundu.
Erdoğan şunları söyledi: “ABD Başkanı Biden, bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız, hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır. Türkiye olarak tarihte yaşanılan acıların yarıştırılmasını insani bulmuyoruz. Bu ifadeler milletimizin her ferdi olduğu gibi bizi de üzmüştür. Türkiye olarak tarihte yaşanan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz. Ama şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak, vicdanı müsterih, kalbi mutmain çıkacak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz. Tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması, bu işin erbabına, tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil..”
Erdoğan, ‘yıllardır dile getirdikleri Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması tekliflerine’ hâlâ bir cevap alamadıklarını da söyledi. Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: “Biden’ın radikal Ermeni çevrelerin ve Türkiye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçeklerin peşinde koşmak yerine meseleyi ısrarla siyasi zemine taşıması, işin aslını göstermeye zaten tek başına yeterlidir.
Şu anda ben belgeyle konuşuyorum, sayın Biden gibi konuşmuyorum. 1 milyonun üzerinde şu an arşivlerimizde belge var. Acaba Amerika’nın arşivlerinde acaba ne kadar konu da belge var. Biz hodri meydan diyoruz. Ama bugüne kadar bizim bu çağrılarımıza cevap veremediler. Eğer soykırım diyorsanız şöyle kendinizi aynaya bakıp bir değerlendirmeniz lazım.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Osmanlı Devleti’nin 24 Nisan’da yaptığı tutuklamaların ardından 27 Mayıs’ta ‘Sevk ve İskan Kanunu’ çıkartılmış, 1 Haziran’da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem, muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir.
Aslında 24 Nisan’da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 sadece Osmanlı’nın savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp, 235 yöneticisini tutukladığı gündür.
Osmanlı Devleti, Sevk ve İskan Kanunu’yla, bu katliamları gerçekleştiren çetelerin dayandığı Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar, ülkedeki tüm Ermenileri değil sadece çete saldırılarının yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır.
Sevk ve iskana tabi tutulanların sayısı ABD’nin raporlarında bile en fazla 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha da azdır.
Acaba Amerika’nın arşivlerinde ne kadar belge var, varsa açabiliyor mu? Avrupa’da var mı, açabiliyor mu? Hodri meydan diyoruz.
Ülkemizde pek çok yerde Ermenilerin katlettiği Türklere ait toplu mezarlar vardır ama hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezara rastlayamazsınız.
Osmanlı’nın Ermeni nüfusu, yer değiştirme işlemi sırasında salgın hastalıktan, asayiş sorunlarından veya güvenlik güçleriyle çatışırken hayatını kaybedenlerin sayısı 150 bini ancak bulmaktadır. Elbette bu 150 bin kişinin her biri bir candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların 1 sıfır ilave ile abartıldığını bizzat Ermeni tarihçilerin ve siyasetçilerin kendileri de itiraf ediyor.
Osmanlı cephede düşmanda değil sınırları içindeki çetecilerle mücadele ederken savaşı kaybetmiş olacaktı. Allah göstermesin İstiklal Harbimizi bile tehlikeye atacak boyutlara bırakabilirdi. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini dahi istismar etmekten çekinmemişlerdir. Bir asır önce bugünkü Ermenistan’ın bulunduğu coğrafyadaki nüfusun yüzde 80’inden fazlası Müslümanlardan oluşuyordu. Oysa bugün aynı coğrafyada Türk ve Çerkez nüfustan oluşan Müslümanlardan neredeyse kimse kalmamıştır.
İstanbul’daki Ermeni nüfusu Bir ara 650 bine yaklaşmıştır. Herhalde insanlar soykırıma uğratıldıkları yere gönüllü olarak geri dönmezler.
Ermeni iddialarıyla ilgili ortada herhangi bir somut delil olmadığı gibi uluslararası mahkeme kararı da mevcut değildir.
Amerika ve Avrupa ülkeleri, tarihi arşiv belgeleriyle konuşmaktan kaçanların safsatalarının, iftiralarının, yalanlarının yanında yer alarak sadece bize husumet göstermekle kalmıyor, bilime de ihanet ediyorlar.
Bir asır önceki hayallerin bir benzerinin, Ermeni örgütlerinin bıraktığı yerden son 40 yıldır PKK terör örgütü vasıtasıyla hayata geçirilmeye çalışıldığının da elbette farkındayız.
Ermeni çevrelerin soykırım yalanının üzerine bu derece abanmalarının sebeplerinden biri de yaklaşık 1,5 asırdır yaptıkları kıyımlardan ve ihlallerden sorumlu tutulma korkularıdır. ASALA terör örgütünün özellikle 1970’li yıllarda diplomatlarımıza, yani elinde silah olmayan sivil kamu görevlilerine karşı gerçekleştirdiği saldırıları unutmadık, unutmayacağız. Bu alçak eylemlerde hayatlarını kaybeden diplomatlarımızın katillerinin nasıl korunduğunu, cezaevlerinden nasıl salıverildiğini gayet iyi biliyoruz.
Her ne şekilde kurulmuş olursa olsun Ermenistan devletiyle de iyi komşuluk esasına dayalı bir ilişki tesis etmek istiyoruz. Bunun için son 16 yıldır fedakarlığı hep bizim yaptığımız adımlar attık, maalesef bu adımlarımıza samimi bir karşılık bulamadık.” / DUVAR