İsrail’in Gazze’ye dünkü saldırılarında bir evde aynı aileden sekizi çocuk 10 Filistinli öldü. Ölmüş annesinin göğsünde ağlarken bulunan beş aylık Ömer saldırıdan kurtulan tek kişi…
Ömer Hadidi… Daha beş aylık. Kalça kemiği kırık; vücudunun her yerinde yaralar var. İsrail’in Gazze’ye saldırılarında yıkılan evlerinin enkazında, ölmüş annesinin göğsünde ağlarken bulundu… Saldırıda annesi, yengesi, dört kardeşi ve dört kuzeni öldü. Enkazdan canlı çıkan tek kişi, Ömer oldu. Doktorlar şimdi onu, Gazze’nin en büyük sağlık kuruluşu olan Şifa Hastanesi’nde hayatta tutmaya çalışıyor.
Babası Muhammed Hadidi ise hastanenin dışında gazetecilere feryat ediyor: “Ömer hariç bütün ailemi bir anda kaybettim.”
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği hava saldırılarında dün, bir aileden 10 kişi birden öldü. İki Filistinli kadın ve sekiz çocuk, bayram için biraraya geldikleri Şati Mülteci Kampı’ndaki evlerinde, bayramlık giysileriyle öldüler.
Muhammed Hadidi’nin 36 yaşındaki eşi Maha o gece, dört çocuğunu alarak erkek kardeşinin evine gitmişti. Görümcesi Yasmine Hassan ile birlikte yemek yediler. Maha, İsrail saldırılarının da sürmesi nedeniyle geceyi orada geçirmeye karar verdi. Ancak bu karar kendisinin ve üç çocuğunun hayatına mal olacaktı…
İsrail ordusu, dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olan Gazze’ye düzenlediği hava saldırılarında sivil ölümleri engellemek için ‘elinden geleni’ yaptığını savunuyor; çok katlı binalar gibi büyük hedeflere önceden uyarıda bulunduğunu vurguluyor.
Ancak Ömer’in ailesine böyle bir uyarı gelmedi. Baba Muhammed Hadidi, hastanenin önünde yaptığı açıklamada, “İsrailliler hiçbir uyarıda bulunmadı, onlara haber vermediler. Kaçmaları gerektiğini anlamaları için drone bile yollamadılar” dedi. Hadidi, bombardıman sesini duyduğunda sadece 400 metre uzaktaki evinden koşarak fırladığını ama binanın bu sırada tamamen yıkıldığını söyleyip isyan etti:
“Dayılarının evinde bayramlık giysileriyle otururken İsrailliler tarafından hedef alınmalarını gerektirecek ne yaptılar? Onlar sadece çocuk, roket atmadılar. Ömer hariç bütün ailemi bir anda kaybettim… Orada roket yoktu, sadece kadınlar ve çocuklar vardı. Hiçbir roket yoktu. Bunu hak etmek için ne yaptılar?”
“Uluslararası hukuk nerede? Devreye girmesi ve buna son vermesi gereken uluslararası toplum nerede? Bizim haklarımız nerede? Sizlerden dünyaya, bize olduğunu göstermenizi istiyoruz.”
Ömer’in aile üyelerinden bazılarının cenazeleri dün kaldırıldı. Bu katliamdan geriye, yerlebir olmuş bir ev kaldı… The Independent gazetesinin aktardığına göre, evin enkazından dışarıya oyuncaklar, bir Monopoly kutusu ve bayram yemeğinden geriye kalanlar saçılmış durumda…
Ömer ise enkazdan canlı çıkan tek kişi olarak dünya basınında ‘mucize bebek’ olarak anılıyor. Ömer’i tedavi eden bir doktor Reuters’a yaptığı açıklamada “Çok kötü bir durumdaydı. Kalça kemiği kırılmış ve vücudunun her yerinde yaralar var. Fakat çok şükür, ilk müdahaleden sonra durumu stabil” diyor.
İsrail’le Gazze’deki Hamas yönetimi arasındaki son gerilim, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan bazı Filistinli ailelerin tahliye edilip yerlerine Yahudi yerleşimcilerin yerleştirilmesi girişimiyle patlak verdi. İsrail polisi, Ramazan ayının son günlerinde tahliye girişimini Mescid-i El Aksa’da protesto eden Filistinlilere gaz sıktı, plastik mermilerle saldırdı. Gerilim bir anda alevlenirken, Hamas tepki olarak İsrail’e roket fırlatmaya başladı. Ardından da İsrail’in Gazze’ye yönelik orantısız hava bombardımanları geldi.
Filistinliler, İsrail’in cumayı cumartesiye bağlayan gece düzenlediği, Ömer’in ailesinin de öldüğü saldırıları “Daha önce böyle bir şey görmemiştik” diye anlatıyor. İsrail ordusu, 40 dakika süren bu saldırılarda Gazze’ye 500 tonluk bomba atıldığını açıkladı. Saldırıda, Hamas’ın yeraltı tünellerinin hedef alındığı savunuldu.
50 yaşındaki Hasan Muhammed Attar ise The Independent’a açıklamasında “Daha önce böyle bir şey görmemiştim. 2014 savaşından daha kötüydü” dedi. Saldırılarda kızının, damadının, torunlarının ve çok sayıda komşusunun öldüğünü anlatan Attar, “Her şey yok oldu. Binalar arasında bu tür bir yangını daha önceden hiç görmedim. Hepimiz boğuluyorduk, kusuyorduk, bunun ne olduğunu bilmiyorum” diye konuştu.
Cuma gecesi ve dün düzenlenen yoğun saldırılarda canlarını kurtarmak için evlerini terk eden 62 yaşındaki Fareed Abu Haloup ise Gazze’deki ruh halini şöyle özetledi: “Hava saldırıları akıl almaz boyuttaydı. Cuma gecesi korku, terör ve yıkım gecesiydi. Evimizden son anda çıkabildik. Ambulanslar bile bize ulaşamıyor. Çocuklarımızın gözlerimizin önünde ölmesini bekleyemeyiz…” / DUVAR