Elazığ’daki sarsıntının ardından yetkililer hep aynı uyarıyı yaptı: “Hasarlı evlere girmeyin, mahalle aralarında değil açık alanlarda bekleyin.” Elazığ’daki felaket, yıllardır benzer büyüklükteki bir deprem korkusuyla yaşayan İstanbul’daki toplanma alanları konusunu yeniden gündeme getirdi.
İstanbul Silivri açıklarında 26 Eylül’de 5.8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş ve 473 bina hasar görmüştü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ertesi gün katıldığı bir televizyon programında “İstanbul’da kaç acil toplanma alanı var?” sorusuna şu yanıtı vermişti: “1999 yılında 470 adet çok büyük çaplı toplanma alanı tanımlanmış, şimdi elimizde 77’si kalmış. Bugün sayılar şöyle; İstanbul genelinde 2864 park ve buna benzer alanların toplanma alanı şeklinde AFAD’a bildirildiği söyleniyor. Bu alanlar toplanma alanı şeklinde gerekli fiziksel şartlara sahip değil.”
İmamoğlu’nun verdiği bilgiler özetle şöyle:
OKUL BAHÇELERİ DE DAHİL: Toplanma alanı hususunda, 10 bin 22 adet olarak tanımlanıyor. Bu alanlara okul bahçeleri de konuyor. Acil toplanma alanlarıyla ilgili şehrimiz sıkıntıdadır. Çalışmalara bu şekilde bakmazsak eylemcilik yapmış oluruz. Biz bir buçuk aydır bu konu üzerinde çalışıyoruz. 856 adet yeni toplanma alanı yapılabilecek yeni yerler tespit ettik. Bununla ilgili pazar günü bana sunum yapıldı. Pazartesi günü de katıldığım bir televizyon programında Sayın Cumhurbaşkanımız ile konuşmak istediğimi söyledim. ‘Ne konuşacaksınız?’ diye soruyorlar. Depremi konuşacağım elbette ne konuşacağım.
NASIL HAZIRLIK YAPILACAK?: Kandilli Rasathanesi’yle konuştuk, iş birliklerimizi tekrar konuşacağız. Bilimle ilgili konular, açıkçası bir şehrin depremi yaşadığı anla ilgili konular var. Biz şununla ilgileniyoruz; İstanbul’un yapı stoku. Bunların nasıl güçlendirilmesi mümkün, nasıl bir sistemle kentsel dönüşümü ele almalıyız? Bakın çok yanlışlar yaptık. Eğri, oturup doğru konuşmalıyız. Kartal’daki gibi bir çok yapının tepemize yıkılması ihtimali varsa bu İstanbul için vahim bir durumdur. Birçok ilçemizde bu tarz riskli yapılarla karşılaşıyoruz. Yapı stokunu ele alacak yeni bir kentsel dönüşüm stratejisi geliştirmeliyiz. Şehrin yapı stokunu güçlendirmek zorundayız. Fiziki olarak depreme hazırlık, az önce söylediğimiz deprem toplanma alanları ve güçlendirilmesi gereken kamu yapıları gibi… İBB olarak bizim lojistik planlamamız var. Muazzam bir lojistik merkezimiz var. Bunun gibi lojistik alanlarımızın olacağı bir sistem organize etmemiz gerekiyor. Başta okullar olmak üzere, kamu binalarında muazzam bir eğitim seferberliği ortaya koymamız lazım.
DEPREM SIRASINDA NEREDEYDİ?: Yoldaydım ve havaalanına gidiyordum. Varınca insanların bir kısmı salonun dışındaydı. Depremi söyleyince herkes gibi refleks olarak çocuklarımın okulunu arattım. Ben de AKOM’u arayarak geleceğimi bildirdim. Herkes çocuğunu arıyor doğal olarak. Biz gerçekten çok bilinçsiz bir gün daha yaşadık. Görüntüleri izledim. Tümüyle kaçıştık. Binlerce insan koridorlarda kaçıştık. Neredeyse sıfır bilinçteyiz. Neredeyse kimse deprem pozisyonunu almadı. Öyle bir görüntüyle karşılaşmadım. / DUVAR