HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, seçim manifestosunu açıkladı. Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda yapacaklarını anlatan Demirtaş, "Bu makama bir çuval yetki ile geleceğim, sürenin sonunda bir ceketle gideceğim" dedi. Daha sonra söz alan Buldan, HDP'ye karşı ittifak yapanların sandıkta yenilgiye uğrayacağını ileri sürerek "Kurtuluşa sayılı günler kaldı" dedi. Gençlere seslenen Temelli ise "Bu ülkede AKP iktidarından başka bir iktidar görmemiş milyonlarca genç var. Gençler, bize değil, kendinize bir şans verin" ifadesini kullandı.
HDP’nin seçim beyannamesini açıklayacağı toplantı Ankara Hilton Otel’de Selahattin Demirtaş’ın önceki seçimlerde yaptığı konuşmalaradan oluşan sinevizyon ile başladı.
HDP’nin bir buçuk yıldır cezaevinde bulunan tutuklu cımhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın, “Demirtaş sizsiniz” sözleriyle başlayan video “Halkımıza selam olsun” cümlesiyle bitti.
Toplantı, Demirtaş’ın konuşmalarının yer aldığı sinevizyon gösterisiyle başladı.
Daha sonra Demirtaş’ın seçim manifestosu okundu. Demirtaş’ın mesajları şöyle:
BİR ÇUVAL YETKİ İLE GELECEĞİM: Bir cumhurbaşkanı olarak tek adamlığa son vermeye geliyorum. Bu makama bir çuval yetki ile geleceğim, sürenin sonunda bir ceketle gideceğim.
Toplumsal kutuplaşmanın olmadığı, insanların birbirlerine sırtını dönmediği, sevgi ve hoşgörünün hâkim olduğu bir ülkenin sözünü veriyorum. Fikri ve inancı ne olursa olsun, insanların yaşam tarzlarını özgürce yaşaya.ilecekleri bir ülkeyi hep birlikte var edeceğiz. Hamase üreten siyasete son vereceğiz. Toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile güçlendirilmiş bir yönetim sistemi kuracağız. Siyaseti biat ederek yükselmenin değil liyaak ile halka hizmet etmenin aracı hale getireceğiz.
“Sen’le değiştireceğiz!” Tekçiliğin değil çokluğun sesiyiz. Kendinden olmayan herkesi suçlu ilan eden, sadece ve sadece ben diyen bir rejime karşı bizler varız diyoruz.
16 yıllık bir yıkımı sandıkta sonlandırmanın dönüm noktasındayız. Yeni bir başlangıç için el ele vererek tekçi, baskıcı, soyguncu, kayırmacı, kayyumcu ve kavgacı tek adam rejimini sen’le değiştireceğiz.
SEÇİLDİĞİMDE İLK OLARAK KENDİMİ YETKİSİZLEŞTİRECEĞİM: Toplumun geleceğini bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran, tüm yetkileri tek adamda toplayan bir Cumhurbaşkanlığı sistemi var. Seçildiğimde ilk olarak yetkilerimi kendimi yetkisizleştirmek ve kurumları demokratikleştirmek için kullanacağım. Cumhurbaşkanlığı yetkilerini paylaştıkça sistem demokratikleşecek.
Cumhurbaşkanlığı kabinesinde toplumun tamamını kapsayacak temsilciler yer alacak. Cumhurbaşkanı yardımcılarını, parlamentoda olan ve olmayan tük partilerin ve sivil toplumun görüş ve önerileri doğrultusunda farklı temsiliyetlerden belirleyeceğim.
OHAL’İ KALDIRACAĞIZ: Toplumsal yaraları acilen sarmak için OHAL’i derhal kaldıracağız. OHAL’den kaynaklanan cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin maruz kaldığı zulme son vereceğiz. Mağduriyetleri acilen giderecek düzenlemeler yapacağız. Hiçbir ayrım yapmadan tüm hasta mahpusların derhal serbest kalmalarını sağlayacağız.
TOPLUMSAL İHTİYAÇLARI ESAS ALAN EKONOMİ: Demokratik kurumların tahribatı, hukuka güvenin bütünüyle ortadan kalkması Türkiye ekonomisine güveni sarstı. Siyasal ve ekonomik kararların Saray’ın bekasına endekslenmesi Türkiye’yi öngörülemez bir ülke haline getirdi. Ekonomi kırılganlaştı. Demokrasiyi güvence altına alarak ekonomiyi de rahatlatacağız. Toplumsal ihtiyaçları karşılamayı esas alan bir ekonomi yaklaşımıyla üretenlerin ekonomik ilişkiler üzerindeki denetimini arttıracağız.
SARAYIN HANGİ AMAÇLA KULLANILACAĞINI HALKA SORACAĞIZ: Tek adamın hizmetine tahsis edilen Saray’ı boşaltacak, Saray’ın hangi amaçla kullanılacağını halka soracağız. Savurganlığa ve israfa dayanan yönetim ve bürokrasi anlayışına son vereceğiz. İtibarımızı şatafatla değil şeffaf ve halka hizmete adanmış yönetimimizle sağlayacağız; itibarda israf yapmayacağız. Koruma ordusuyla dolaşan, halktan uzak, ulaşılmaz ve eleştirilmez bir Cumhurbaşkanlığı anlayışına son vereceğiz.
Dış politkada mevcut sorunların diyalog ile barışçıl yol ve yöntemlerle cözülmesini temel dış politika haline getireceğiz.
YARGI SİYASETİN EMRİNDEN ÇIKACAK: Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısını yeniden düzenleyeceğiz. Adalet Bakanını HSK’den çıkaracağız. Yargı siyasetin emrinden kurtarılacak, herkese eşit ve adil yaklaşımla görev yapacak.
YÖK’ü kaldırarak üniversitelerin akadamik, bilimsel ve yönetsel özerkliğini güvence altına alacağız. Rektörleri cumhurbaşkanının değil üniversite bileşenlerinin seçmesini sağlayacağız.
Milli Güvenlik Kurulu, Terörle Mücadele Kanunu gibi vesayetçi, darbe ürünü yapı ve düzenlemelerin kaldırılması için çalışacağız.
Seçim beyannamesi için düzenlenen toplantıya, HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin yanı sıra aralarında İsmail Beşikçi’nin de bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
DEMOKRATİK ANAYASA YAPIM SÜRECİNİ İKİ YIL İÇİNDE TAMAMLAYACAĞIZ: Oluşturacağımız kapsayıcı parlamenter sistem, tek bir kişinin değil bizlerin yönetiminin teminatı olacak. Cumhurbaşkanlığında toplanan yasa yapma hakkını, denetleme ve bütçe hakkı gibi yetkileri Demokrüasiye Acil Geçiş Programı ile en kısa sürede parlamentoya iade ereceğiz. Tek parti çoğunluğuna dayanan bir parlamenter yapının yarattığı çıkmazları aşarak güçlü ve çoğulcu bir parlamenter sistem inşa edeceğiz. Gençler ve kadınlar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının parlamentoya görüş ve öneri sunacakları Toplumsal Mutabakat Platformları kuracağız.
Toplumsal Mutabakat Platformlarında birbirine düşman haline getirilmiş farklı kesimler bir sözleşme yapmak üzere bir araya gelecek… Özgürlükçü laikliğin, çoğulculuğun, kuvvetler ayrılığının merkeze alındığı çok dilli, çok inançlı ve eşit yurttaşlık temelli bu Demokratik Anayasa yapım sürecini iki yıl içinde tamamlayacağız. Anayasa merkeziyetçiliği değil yerel demokrasi ve yerinden yönetimi temel alacak.
KÜRT SORUNUNU BİZ ÇÖZECEĞİZ: Kürt sorununun çözümü kadim halkların ortak yaşam iradesinden geçmektedir. Türkiye halklarının huzura, güvene, refaha kavuşmasının yegâne yolu Kürt sorununda kalıcı barışı sağlamaktır. Kürt sorunun çözümü demokrasi ile ilgili sorunların çözümüdür.
Kürtlerin sorunlarına barışçıl çözümü, dağların da cezaevlerinin de boşalmasını ve anaların gözyaşlarının dinmesini sağlayacağız.
Kürt sorununu şiddet alanının dışına çıkararak şiddet ve çatışmayı onurlu bir barışla sonlandıracağız.
ASGARİ ÜCRETİ 3 BİN TL YAPACAĞIZ: Sosyal Halklar Programımız ile yoksulluğa son vererek halkı yardıma bağımlılıktan kurtaracağız. Yetki ve olanaklarımızı iş cinayetlerine son vermek için kullanacağız. İşsizlik ve kayıt dışı çalışmayı önlemek için çalışma saatlerini uluslararası standartlara indireceğiz. Tüm güvencesiz çalışma biçimlerini kaldıracağız.
-Yoksullara su, elektrik ve doğal gazı ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz hale getireceğiz.
-Asgari ücreti ve en düşük emekli gelirini 3 bin TL yapacağız.
-Tüm işsizlere şartsız, süresiz olarak en az bin TL maaş bağlayacağız.-Kamu emekçilerine bin TL zam yapaçcağız.
-50 bin TL’ye kadar banka borçlarının faizlerini silerek yeniden yapılandıracağız.
-Tarım ve hayvancılıkta destekleri 2 katına çıkaracağız.
-Yolları, köprüleri ücretsiz yapacağız.
BAŞKANLIĞI BİTİRMEK İÇİN CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM: Başkanlığı bitirmek için Cumhurbaşkanı olacağım. Süreç tamamlandığında benim yetkilerim de sınırlandırılmış olacak. Cumhurbaşkanlığı bir temsil ve toplumsal uzlaşı makamına dönüşecektir. Bizler halklarız. Kimliklerimizle, inançlarımızla, dillerimizle, kültürlerimizle, bizler bu ülkeyiz. Bu ülkenin geleceğine inananlar, kaynakların, umutların, çabaların ve farklılıkların tek adamlığın hırslarına heba edilmesine karşı duranlarız.
Demirtaş’ın manifestosunun ardından HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan bir konuşma yaptı. Buldan’ın mesajları şöyle:
NAZIM HİKMET’İN DEDİĞİ GİBİ: Bu gün yeni bir gün! Bugün güzel bir gün! Bugün aydınlık bir gün! Özgürlüğe emin adımlarla yaklaştığımız bir gün. Halklarımıza demokratik gelecek manifestomuzu açıklıyoruz. Umutluyuz Heyecanlıyız Kararlıyız Dirençliyiz. Büyük Usta Nazım Hikmet’in dediği gibi “İnanın güzel günler göreceğiz, güneşli günler göreceğiz.” Bizler değişim için, hep birlikte değiştirmek için geliyoruz! Eşit ve özgürce yaşamak için geliyoruz! Adalet için geliyoruz! Herkesin birbirine sevgiyle baktığı, ülkenin tüm güzelliklerini birlikte paylaştığımız yeni bir başlangıç için geliyoruz! Kimsenin geleceğinden endişelenmediği, yarınlarına güvenle baktığı huzurlu günleri başlatmak için geliyoruz! Emeğin, alınterinin hak ettiği karşılığı bulduğu, soframızdaki ekmeğin küçülmediği insanca bir yaşam için geliyoruz!
SARI GELİNİZ, SEMAHIZ, İLAHİYİZ: Bizler Ege’yiz, Akdeniz’iz, Marmara’yız, Karadeniz’iz, Serhat’ız, Botan’ız, Amed’iz! Anadolu ve Mezopotamya’yız. Bizler Halayız, Govend’iz, Horonuz. Zeybeğiz. Sarı geliniz. Sivas elleriyiz. Stranız. İlahiyiz. Semahız. Bu toprakların en kadim kimlikleri, inançları ve kültürleriyiz. Bu topraklarda özgürlüğü ve onuru için direnen, diz çökmeyen direngen halklarız. Tarlada eli nasır tutmuş köylüyüz. Fabrikada gece gündüz alınteri döken işçiyiz,. Dirseği nasır tutan emekçiyiz. Yaşamı var eden kadınız, anayız. Geleceğin umudu gençleriz. Saçlarını ağartmış emeklileriz.
GÜLMEYİ ÇOK ÖZLEDİK: Yıllardır, demokrasi, özgürlük ve emek mücadelesi veren demokrasi güçleriyiz. Meydanlarda direnen kadınlarız, işçileriz, emekçileriz. Yıllardır barış mücadelesi veren Barış anneleriyiz. Cumartesi anneleriyiz. Hep birlikte bizleriz. Bu ülkeye huzuru, mutluluğu, hakça, eşitçe ve özgürce yaşamayı çok görenlerin tekçi düzenini değiştirmeye geliyoruz.. Kendi ikballerini ve koltuklarını koruyabilmek için korku imparatorluğu yaratanların yaydığı karanlığı aydınlatmaya geliyoruz. Gülmeyi çok özledik. Bu özlemimizi gerçekleştirmeye geliyoruz!
ADAYIMIZ DEĞİL CUMHURBAŞKANIMIZ: Herkesin umudu, herkesin güler yüzü olan Asyın Demirtaş’ı halklarımızın cumhurbaşkanı yapmak için geliyoruz! Sayın Demirtaş için artık adayımız demiyorum, Cumhurbaşkanımız diyorum. Çünkü O artık milyonların Cumhurbaşkanıdır! Sayın Demirtaş Kürt halkının cumhurbaşkanıdır, demokrasi güçlerinin cumhurbaşkanıdır. Sayın Demirtaş eşit ve özgür yaşamla geleceği temsil ediyor. O’nu cezaevinde rehin tutanlar, O’ndan korkanlar neyi temsil ediyor? Baskı ve zulümle dolu geçmişi temsil ediyorlar. Halklarımıza yaşattıklarını temsil ediyorlar.
KURTULUŞUMUZA SAYILI GÜNLER KALDI: İşte Türkiye’nin tercihi bu noktada önem kazanacaktır. Geçmiş mi, gelecek mi? Aydınlık mı karanlık mı? Sizi geçmişin girdabında sürükleyeni mi?
Yoksa sizleri umut dolu güvenli bir geleceğe taşıyacak HDP’yi ve O’nun Cumhurbaşkanını mı tercih edeceksiniz! Güler yüzlü, yüreği insan sevgisiyle dolu bir cumhurbaşkanı tüm ülkenin yüzünü güldürür! Umutsuzluğu, karamsarlığı bitirir. Ve diyoruz ki yüzlerimizin güleceği günlere az kaldı! Kurtuluşumuza sayılı günler kaldı! Bekleyin geliyoruz! Bekleyin Demirtaş geliyor! Bekleyin halkların umudu ve cesaret kaynağı HDP geliyor!
BU DA ONLARA DERT OLSUN: Bizler mücadelemize, yüreğimize ve cesaretimize güvenerek yola çıktık. Bu yolda kararlı ve emin adımlarla ilerliyoruz. Onca baskıya rağmen HDP’yi bitiremediler. Biz dimdik ayaktayız. Meydanlardayız! Halkımızın yanındayız. Onlar yok etmeye çalıştıkça Biz’ler çoğaldık, çoğalıyoruz. Onlar bizi susturmaya çalıştıkça biz daha yüksek sesle haykırdık. Haykırıyoruz. Direndik. Direniyoruz. Hep birlikte ülkeyi yönetmeye geliyoruz! Seyit Rıza’nın dediği gibi bu da onlara dert olsun! Şimdi artık başarma ve kazanma zamanıdır. Ve başaracağız!
İTTİFAK YAPANLARA SANDIKTA SIFIR İTTİFAK ÇIKACAK: Halklarımızla başaracağız! Demokrasi güçleriyle başaracağız! Kadınlarla başaracağız. Gençlerle, işçilerle, emekçilerle başaracağız! İnanın ki; sıfır baraj için bize karşı ittifak yapanlara sandıktan da sıfır iktidar çıkacaktır. Kendileri için barajı sıfırlayanlara halklarımız da iktidarı sıfırlayacaktır! Yanlış hesap sandıktan dönecektir! Özgürlük ve demokrasi bizimle, HDP’yle kazanacaktır. İnanın HDP’ye verilecek her bir oy her şeyi değiştirecek güçtedir. Onların ayakta tutmak için çırpındığı bu diktatörlük düzenini sizin bir oyunuz ters yüz edecektir!
BİR MÜHÜRLÜK ÖMÜRLERİ KALMIŞ: HDP’ye desteğini verecek bir işçi kardeşimizin oyu onların yolsuzluk düzenini bitirecektir. Kadınların, gençlerin bir oyu, bu zulmü bitirecektir. Bir oy deyip geçmeyin. Bir oy herşeyi değiştirir. O yüzden senle değişir diyoruz. Tüm devlet imkanları, olanakları onların elinde olabilir. Ama gerçek güç bizdedir. Bu güç halklarımızın gücüdür. Haklılığımızın gücüdür. Mücadelemizin gücüdür. Kuş dala konduğunda dala değil kendi kanadına güvenir Yeter ki gücümüze ve haklılığımıza inanalım. Bir oy tüm gidişatı değiştirecektir. Halklarımızı bu iktidardan, bu kötü gidişattan kurtaracaktır. Bir mühürlük ömürleri kalmıştır artık! Onu da siz yapacaksınız!
TEKÇİ İKTİDAR ÇÖKÜŞE GÖTÜRÜR: Gelin hep yapalım ve bitirelim bu işi! Seçim çalışmamızı yaparken değişim gücümüze inanalım ve seferber olalım, HDP ve Demirtaş etrafında kenetlenelim. Tüm yurttaşlarımız şunu bilmelidir ki: Tekçi-milliyetçi iktidarın sevdası faşizmdir. Ülkenin, halkın geleceği değildir. Bizim sevdamız ve hedefimiz ise özgürlüktür, barıştır, eşitliktir, adalettir. Onurlu ve eşit bir yaşamdır. Halklarımızı aydınlık ve demokratik bir geleceğe götürecek olan; HDP’nin hedefleri ve ilkeleridir. Tekçi iktidar çöküşe götürür. Tıpkı bugün olduğu gibi. Onlar çöküşü, bizler ise çıkışı temsil ediyoruz. Gelin hep beraber büyük çıkışı, demokratik çıkışı gerçekleştirelim!
Buldan’ın ardından HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli konuştu. temelli, şunları söyledi:
YENİ BİR BAŞLANGIÇ YAPMA ZAMANI: HDP halklarımızın ışığı, cesaret ve umut kaynağıdır. Aydınlık bir gelecek için bu ışığa herkes güç ve enerji vermelidir ki, kimse karanlıkta kalmasın. Sandığa giderken yarınlarımızı düşünerek gidelim. Seçim çalışmalarımızı yürütürken geleceğimizi de şekillendireceğimizin bilincinde olarak bu sürece yaklaşalım. Oylarımız onurumuzdur. Onurumuza sahip çıkalım! 7 Haziran’da başardık. 24 Haziran’da da başaracağız ve kazanacağız! Halklarımıza son sözümüz şudur: Siz yalnız değilsiniz! Biz varız ve yanınızdayız, sizinleyiz!
SARAYIN SON KULLANMA TARİHİ 24 HAZİRAN: Bugün “yeni bir başlangıç yapmanın tam zamanı”; demokrasiye, ekonomiye, yaşamın neşesine, coşkusuna, insanların kavgasız, çatışmasız bir arada yaşama arzusu üzerine vurulmuş tüm kilitleri açmaya geliyoruz. Bildirgelerimizden yola çıkarak tek adamlığa, toplumsal kutuplaşmaya, israf ve şatafata nasıl son vereceğimizi bir bir kampanyamız boyunca anlatacağız. Siyaseti tek kişiye biat kültürünün boyunduruğundan çıkararak özgürleştireceğiz. sarayda büyük usta Neşet Ertaş türküsü söylenmeye başlanmış; “seni ilelebet benimsin sandım”… Sarayın son kullanma tarihi 24 Haziran, sonra boşaltıyoruz…
GENÇLER BİZE DEĞİL KENDİNİZE BİR ŞANS VERİN: Ortalık vaat kaynıyor. Bütün siyasi partilerin vaatlerini toplasanız bir HDP etmiyor. Bütün cumhurbaşkanı adaylarının demokrasi, hukuk ve insan hakları alanındaki sözlerini toplasanız bir Demirtaş etmiyor. Çözüm arıyorsanız, çözüm HDP’de. Bu ülkede AKP iktidarından başka bir iktidar görmemiş milyonlarca genç var. Gençler, bize değil, kendinize bir şans verin. Sen’le değişir! Şimdi tam zamanıdır… Bu ülkede 40 milyondan fazla kadın yaşıyor. 40 milyondan fazla kadın neredeyse yok sayılıyor! Kadınlar biz size başkaları gibi ortalık kirlendiğinde ortalığı temizleyin değil, gelin tam burada sözünüzü söyleyin diye çağrı yapıyoruz.
ÖZGÜRLÜĞÜ SATIN ALAMAZSINIZ: Kürtler, Türkler, Ermeniler, Aleviler, Ezidiler, Süryaniler, Romanlar, emekçiler, kadınlar, gençler, çocuklar… Yalnız değilsiniz, HDP var. AKP sizin sesinizin kayyımı olmasın, sizin sesiniz tek adamlık rejiminin sustuğu yer olsun. HDP’ye oy versin ya da vermesin, farklı kimliklere, inançlara ve değerlere, sadece ve sadece halkların buna hakkı olduğu inancıyla sahip çıkıyoruz. Bizlerin kaybedeceği yazlık kışlık saraylarımız, vergi cennetlerinde paralarımız, biat ede ede yükseldiğimiz koltuklarımız yok. Kaybetmekten korkacağımız tek şey bizi hiçbir zaman yarı yolda bırakmamış halklarımızın güvenidir. Özgürlük verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir. Özgürlüğü satın alamazsınız, özgürlüğün kendisi olabilirsiniz ancak. Bizi özgür kılan hakikattir. HDP Hakikatin sesidir, onun mücadelesidir.
BİZ HER ZAMAN ZOR ZAMAN PARTİSİ OLDUK: HDP’nin en önemli farkı, bu ülkenin omurgasını oluşturan konularda asla taviz vermemesi, toplumsal güven ve demokrasiye dayanan bir ekonomik ve sosyal yaşam vaadetmesidir. Bizler hep zor zaman dostu gibi, zor zaman partisi olduk. En ufak bir tehditte köşesine kaçanlardan olmadık. Halkımızın sahiplenmesiyle dimdik ayakta durduk. Başta Kürt Halkı olmak üzere tüm muhaliflere AKP el koyduğu araçlarla saldırdığı zamanlarda bile nefretin köreltici söylemlerine savrulmadık. Direndik, kararlı duruşumuzla ve cesaretimizle demokrasi ve barış mücadelemizi sürdürdük.
Biz her şeyden önce size sorumluluk sahibi bir iktidar vaat ediyoruz. İşçiler iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğinde işi iyi bilmediklerini söyleyip işçileri suçlamayacağız. İşsizlik tırmandığında meslek bilmiyorlar deyip suçu halkın üzerine atmayacağız. Kadınlar şiddete uğradığında “öfkeli kocalar”ı öne atıp cinsiyetçiliği tartışılmaz kılmayacağız. Çocuklar istismara uğradığında “sapık erkekleri hadım edelim” deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayacağız. Bizim size en önemli sözümüz, tırnağınıza zarar gelse kendimizi sorumlu göreceğimizdir.
İRADESİNİ KÜRT HALKINA İADE EDECEĞİZ: Halklara, inanç topluluklarına, emekçilere, kadınlara, gençlere en büyük sözümüz bu ülkenin hayalini kurduğu, demokrasiyi de ekonomiyi de eskisinden çok daha ileri taşıyan bir olağanlaşma sürecini başlatmaktır. Biz “yol köprü” iktidarı olmayacağız, İstanbul’da halkın paralarıyla yaptığımız milyon dolarlık mega projeleri Rize’de, Muğla’da Urfa’da yıllarca anlatmayacağız, biz Türkiye Halklarını bu zor dönemde sırat köprüsünden geçiren demokrasi ve barış savunucuları olacağız.
Bildirgemizde olağanlaşma sürecinde hiç beklemeksizin OHAL’in yarattığı zararların bir toplumsal telafi programı ile onarılması sözünü veriyoruz. OHAL’i derhal kaldıracağız. OHAL ihlallerinden kaynaklanan yaraları hiç beklemeden saracağız. Biliyorsunuz, diktatörlüğün sureti, Kürt kentlerinde kayyımlarla hüküm sürüyor. Kayyımlığa son verip iradesini de, hizmetlerini de Kürt Halkına iade edeceğiz.
YARGI DENİLİNCE AKLIMIZA TULUMBA MEKANİZMASI GELİYOR: Eşbaşkanlarımızdan vekillere, eş belediye başkanlarından tüm toplumsal muhaliflere sırf düşünceleri nedeniyle cezaevlerinde tutulanların özgürlüklerine kavuşması, siyasetin özgürleşmesi için gerekli adımları atacağız. Yüzlerce hasta tutsak iktidarın hırsı nedeniyle cezaevinde ve aileleriyle bir araya gelemiyor. Hasta tutsakların serbest kalmalarını sağlayacak adil bir yargı sistemi, HDP ile uygulamaya geçecek. Yasama ve yargının siyasetin emrinden kurtulması için parlamentoda üzerimize düşen ne varsa yerine getireceğiz. Adalet Bakanını Hâkimler ve Savcılar Kurulu’ndan çıkarılmasını sağlayacağız. Bugün yargı deyince aklımıza ilk olarak adaletle değil talimatla çalışan bir tulumba mekanizması geliyor. Ama devlet sadece muhalifler karşısında değil kadın karşısında da, emekçi karşısında da, çocuk karşısında da yargıyla güçlüden yana bir ittifak kurmuş. Biz, bu ittifaka son verecek bir program vaat ediyoruz. Bizim vaat ettiğimiz sürecin hayata geçtiği bir siyasi yapıda, tekçilerin, güçlüden yana kendine koltuk ayarlayanların, cinsiyetçilerin, ırkçıların kendine yer bulabilmesine imkân yok.
EKONOMİYİ DEMOKRATİKLEŞTİRECEĞİZ: Bu süreci yönetimin ve harcamalarının şeffaflaşması, halkın yönetime katılımı ve yönetimi denetimi ile ilgili mekanizmaların oluşturulması yoluyla siyasetin çoğulculaşmasına dair adımlarımız izleyecek. Ekonomiyi demokratikleştireceğiz. Sosyal Haklar Programını hayata geçireceğiz. Hakça Dağıtım Sağlayacak bir sosyal büyüme modeli inşa edeceğiz. Tarım başta olmak üzere tüm sektörler doğa ile barışık gelişecek. Halk çiftlikleri ile işsizliğe ve yoksulluğa son vereceğiz. Toplumun tüm kesimlerinin kangrenleşmiş sorunlarını ise, önemli önemsiz diye ayırmadan, görünmez kılınmış sorunları da kamuoyu önünde açıkça tartışılabilir hale getirerek bu çoğulcu mekanizma ile hep birlikte çözmeyi vaat ediyoruz. İnsanlar birbirinin yüzüne bakmaz, derdini duymaz hale geldi. Ortalıkta sadece faşizmin gürültüsü var. Bizim derdimiz bu gürültüye son verip bir toplumun toplum olmasını mümkün kılan her şeyin, demokratik taleplerinin duyulur olmasını sağlamak.
ORTAK EMEĞİN ÜRÜNÜ: Bunun için atılacak ilk adımlardan birini de demokratik anayasa yapım sürecidir. Bizim için anayasa ezilenlerin haklarının garantiye alındığı, eşitsizlik, ayrımcılık ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir sözleşme. Türkiye’deki tüm toplumsal kesimlerin katılımı ile hazırlanacak Demokratik Anayasa, merkezin tahakkümüne karşı yereli, devletin tahakkümüne karşı toplumu, eril zihniyetin tahakkümüne karşı kadını, sermayenin tahakkümüne karşı emeği ve doğayı güçlü tutan yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi anlayışını esas alacak. Türkiye toplumunun üzerindeki öfke küllerini silkelemenin, ortak sorunları birlikte konuşabilir kılmanın en güçlü adımı bu süreçte atılacak.
AKP iktidarı döneminde yaşadıklarımız hafızalarımızı yıkım ve çatışmayla kilitledi. Ama Türkiye Halklarının, demokrasi taşıyıcılarının güçlü bir barış hafızası var. Bildirgemizde öngördüğümüz olağanlaşma süreci, aynı zamanda bu hafızanın canlanması ve büyümesi için en önemli fırsatı sunacak. Bildirgedeki her bir talebi, o alanın Komisyonları tüm boyutlarıyla değerlendirerek ve sağlamasını yaparak geliştirdi. Bu anlamda, ortak-kolektif bir sürecin ve emeğin ürünü olmanın gücünü de taşıyor. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.