HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş, Antep’de 50 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı değerlendirdi, saldırının planlı ve iç savaş çıkarma amacıyla yapıldığını söyledi. Demirtaş, saldırının KCK’nin ‘ateşkese kapı aralayan’ açıklaması sonrasına denk gelmesine de dikkat çekti. HDP Eş Genel Başkanı, “Türkiye’yi karıştırmak isteyen bu kesimlere karşı en iyi cevabın barışı tesis etmek olduğunu” vurguladı.
Antep’te 50 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından Güney Afrika temaslarını iptal eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve beraberindeki HDP heyeti Diyarbakır’a geldi.
Demirtaş, uçakla geldiği Diyarbakır Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına, Antep’teki katliamı lanetleyerek başlayan Demirtaş, “Bu vahşet karşısında gerçekten sözün tükendiğini ifade etmek istiyorum. Çok sayıda yurttaşımız yaşamını yitirdi. Hepsine öncelikle Allah’tan rahmet, yakınlarına ve halkımıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Çok sayıda yaralı kardeşimiz var. Hastanelerde tedavi görüyorlar. Onlara da acil şifalar diliyorum” dedi.
Demirtaş, konuşmasının devamında saldırının zamanlamasına dikkat çekerek Suruç Katliamı’nı anımsattı ve “Yine tarihi bir süreç geçirirken katliam oldu” dedi.
“KCK ateşkesi aralayacak bir açıklamada bulundu, Antep’te saldırı oldu” diyen Demirtaş, bunların tesadüf olmadığını ifade etti.
Başbakan Binali Yıldırım’a çağrıda bulunan HDP Eş Genel Başkanı, Suruç’tan başlayarak güvenlik zafiyetine ve istihbarat zafiyetine yol açan herkesle ilgili soruşturma açılması gerektiğini, Antep’te de büyük istihbarat zafiyeti olduğunu söyledi.
Demirtaş, “Antep’te Kürtleri hedef aldılar. Partilimizin düğünüydü. Mesaj nettir; buradan bir iç savaş, kaos çıkarabilir miyiz arayışı içindeler” diye konuştu.
Selahattin Demirtaş’ın Antep’teki katliama ilişkin açıklaması şöyle:
“Tabi bu vahşi katliam ülkemizde ilk defa karşılaştığımız bir vahşet değil. Maalesef Suruç katliamı ile başlayan, Diyarbakır mitingi ile devam eden birçok kentte sivillerin ölmesine yol açan bombalar bir buçuk yıl içinde neredeyse tüm siyasi ve toplumsal gündemimizi ve yaşamımızı belirledi. Ankara katliamı hakeza benzer amaçlar ve hedefler ve odaklar tarafından gerçekleştirilen, çok acı tablolar ortaya çıkaran katliamlardı.
“Katliamlar üzerine çok yazıldı, çok çizildi, konuşuldu. Bu acı da tabi ki öncelikle düştüğü yeri yakacak. Ancak ülkeyi kan gölüne çeviren acıları bitirecek sözlerin söyleneceği günler de bugünlerdir. Düğünden katliam çıkarmak isteyen zihniyeti açığa çıkaracağımız günler bugünlerdir. Suruç’ta katliam olduğu günlerde nasıl kritik saatler yaşadıysak, Ankara katliamında nasıl tarihi süreçler yaşıyorsak, dün de benzer tarihi bir süreç geçirirken katliam oldu.
“Suruç katliamının arkasından Ceylanpınar’da 2 genç polisin uykusunda katledilmesi savaşı tetiklemek için iyi hesaplanmış bir senaryoydu. Maalesef başarılı oldular. Bir yılı aşkın süredir Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalar başladı. Ankara’da 10 Ekim’de katliam günü KCK ateşkes ilan edecekti, yine o gün o katliamı yaparak kendilerince başarılı oldular. Ateşkes çağrısı da o kaos arasında gümbürtüye gitti. Dün de KCK ateşkesi aralayacak bir açıklamada bulundu, Antep’te saldırı oldu. Bunlar tesadüf değildir, saldırılan kitle ve yer de tesadüf değildir.
“Hükümete çağrımızdır; Suruç’ta ve diğer katliamlarda da altını çizdik. Devlet içine çöreklenmiş güçler var. 15 Temmuz’da bu çok acı bir tabloyla açığa çıktı. Birbirimizle konuşmamızı engellemek isteyen güçler var. Bu güçlerin devletle hükümetle ilgisi yok.
“Başbakana çağrımız ve ricamızdır, Suruç’tan başlayarak güvenlik zafiyetine ve istihbarat zafiyetine yol açan herkesle ilgili soruşturma açmalısınız. Antep de büyük istihbarat zafiyetine işaret ediyor. Bunların üstüne gitmezsek Meclis’i bombalayacak kadar cüretkar olabiliyorlar. Düğününü, taziyesini, acılarını, sevinçlerini ortaklaştıramayacak bir ülke hesaplıyorlar. Dün Antep’te Kürtleri hedef aldılar. Partilimizin düğünüydü. Mesaj nettir; buradan bir iç savaş, kaos çıkarabilir miyiz arayışı içindeler.
“Yurttaşlara çağrımdır, bu barbarlardan, gözü dönmüşlerden alınabilecek en büyük intikam ülkeyi barışa götürmektir. Bundan daha büyük bir intikam olamaz. Bu alçaklara verilecek en büyük cevaptır. Acımızı ortaklaştıracak bir çalışma içinde olalım. Düğünlerimizi, taziyelerimizi, acılarımızı, cenazelerimizi bir yapalım, yürekleri bir yapalım.
“Tüm dünyaya bizimle oynayanlara şu mesajı verelim: Biz konuşarak, uzlaşma içinde, eşit, adil, bir yarın kurabiliriz. Dünyaya bunu gösterelim. Böylesi acı bir günde konuşabilmek kolay değil. Ama Antep’te Kürtleri, kitlemizi katlederek iç savaş çıkarabilirim diyenlere cevap verelim. Sizin gibi çakallara buradan ekmek çıkmaz diyelim. Hiçbir tezgahta olmayacağız, bunlara müsamaha göstermeyeceğiz.
“Siyasi parti liderlerine de mesajımızdır: Gelin taziyelerimizi bir yapalım. Senin, benim cenazem yok. Antep’te bulunan AKP, CHP, MHP milletvekillerine çağrımdır, gelin taziyede yan yana duralım. Acılarımızı birleştirelim, düğünümüzü kan gölüne çevirenlere karşı tek yürek olalım. Sonrası kolaydır. Çözülemeyecek sorun yoktur. Tüm taziyeler de düğünler de bizimdir.
“Bize mesaj vermek istiyorlarsa, gelin mesajı tersine çevirelim. Ancak böyle atlatırız bu günleri. Halkımız hem taziyesine sahip çıkmalı hem de bu katliamı kaşımak isteyenlere kulak vermemelidir. Kaosa sürükleyecek hiç bir çağrı, dost çağrısı değildir. Çatışma, etnik çatışma çağrısı kardeş çağrısı değildir. Çağrımız budur.
“Siyasi rakiplerimiz de şunu bilmelidirler: Bize ayrımcı davrananlara aynı üslupla cevap vermeyeceğiz. Acının büyüklüğü bizim için bir barış kapısı ve umuduna dönsün. Bundan sonra olabilecekleri önlemenin yolu budur. Yoksa adım adım büyük katliamların gerçekleştirildiği, ölümlerin kanıksandığı Suriye’den farklı bir durum olmayacaktır.
“Siyaseten birbirimizi eleştirebiliriz, zorlayabiliriz, ama bunu siyasi alan dışına taşımayalım. Bunun faturasını gençlere çocuklara ödetmeyelim. HDP olarak duruşumuz böyle olacaktır. Bunu sağlayabilirsek barış kolaydır. Zor olana tenezzül etmeyelim. Herkesi ortak taziyemize davet ediyorum.”