HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, bir yıl öncesine kadar ‘baldıran zehiri içeriz, kellemizi koyduk bu işe’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış isteyenleri düşman ilan etmesini “büyük bir ucuzluk” olarak niteledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu, HDP Genel Merkezi’nde Eş Genel Başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başkanlığında toplandı. Demirtaş, toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, Barış İçin Akademisyenler girişiminin “Bu suça ortak olmayacağız” diyerek, operasyonların durması, müzakerelere yeniden başlanması çağrısında bulunmasına tepki gösterip, çağrıda bulunanları “aydın müsveddesi” diye niteleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi.
Demirtaş, “Cumhurbaşkanı’nın bugüne kadar hakaret etmediği, küçümsemediği neredeyse hiç kimse kalmadı. Kendisi zaten ülkemizin güzide akademisyenlerinden olduğu için çok sayıda fahri doktorası var. Hiçbir akademisyeni beğenmemesi ve ‘müsvedde’ yaftası yapıştırması ancak kendisine yakışır. Doğrusu şunu da merak ediyorum; kendisinin üniversite hayatı nasıldır bunu Türkiye bilmiyor. Biz kendisinin üniversite hayatını merak ediyoruz. Bugüne kadar kimse çıkıp, ‘ben Tayyip beyin üniversite arkadaşıyım’ demedi. Tam olarak üniversiteyi bitirmiş mi ondan da emin değiliz. Barış istemek bu ülkede kan akmasın demek daha bir yıl öncesine kadar işte ‘baldıran zehiri içeriz, kellemizi koyduk bu işe’ dedikleri çözüm sürecinin ana sloganlarıydı. Şimdi hesabınıza gelmiyor diye barış isteyenleri düşman ilan etmek büyük bir ucuzluktur” dedi.
Erdoğan’ın sözlerinin ardından YÖK’ün çalışma başlatmasına ilişkin ise Demirtaş, “İnsanlar barış istemekten korkmasınlar. Üniversitelerde akademi dünyasının talimat almadıkları, talimatla çalışmadıklarını gösterebilmelidir. Akademi dünyası özgür olmalıdır. Ne cumhurbaşkanı ne de YÖK’ten emir talimat alarak, çalışamazlar” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, ayrıca deklarasyonu imzalayan akademisyenleri ülkenin vicdanı olarak gördüğünü söyledi.
AİHM’in dün DTP’nin kapatılmasına ilişkin verdiği karara yönelik soruları da yanıtlayan Demirtaş, DTP ve önceki partilerin kapatılmasının hukuka aykırı olduğunu ve tamamının siyasi kararla kapatılmış olduğunu anımsattı. Demirtaş, “Her dönemde Türkiye bu bedeli ödemeyi göze alıyor, kanundışı bir şekilde parti kapatıyor. Sonra AİHM de cezalandırıyor. Türkiye hiçbir zaman parti kapatmalar da kanuna uygun hareket etmemiştir” dedi.
Sokağa çıkma yasaklarına ilişkin AİHM’e yapılan tedbir başvurusunun reddedilmesine ilişkin ise Demirtaş, “Tedbir kararını reddetmiş durumda. Esasa girmiş değil, esasa girerse ihlal kararı çıkacağından biz eminiz. Arkadaşlarımız bu son karara karşı ne yapılacağını da değerlendiriyorlar” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, kongrede kendisinin aday olup olmayacağı sorusuna, “Şu anda başka aday yok. Birazdan toplantımızı gerçekleştireceğiz. Liste hazırlıklarımız devam ediyor” yanıtını verdi.
Demirtaş DBP’li belediyelerle ilgili yapılan açıklamalara ilişkin ise, şunları söyledi:
“DBP’li belediyeleri, DBP’den almanın yolu seçimdir. Eğer kendilerine güveniyorlarsa erken seçim yapalım. AKP mi HDP mi kazanır görelim. Seçimle iş başına gelen bir belediye alınabilir mi? Böyle saçmalık mı olur? Belediyeler de bir suç unsuru varsa ki gece gündüz müfettişler araştırıyor bir şey bulamıyorlar. Bizim belediyelerimizde yolsuzluk, hırsızlık olmaz. Kendi belediyelerine has bir uygulamadır. Biz kendimize güveniyoruz. Bin defa seçim olsa hazırız. Ama seçilmiş belediyeleri alıp, kayyuma veya devlete devretmek diye bir şey olamaz.”