Avukat Mahsuni Karaman, Artı TV’de AİHM’in Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman AİHM’in Demirtaş hakkında verdiği karar ve Ak Parti iktidarının karara yönelik tutumuna ilişkin, “Hiç umutsuz olmaya gerek yok. Bu saatten sonra Avrupa Konseyi’nden çıkılmasına kimse müsaade etmez. Selahattin Demirtaş da Osman Kavala da serbest bırakılacak. Ama insan haklarını koruma mekanizmasına ilişkin hem AİHM kararları hem de Bakanlar Komitesi’nin bu kararların infazına yönelik prosedürü gerçekten çok zayıf kalıyor, geç kalıyor ve etkili olmuyor. En etkili olan yaptırımı Konsey’den çıkarma ve üyeliğini askıya almadır” dedi.
Artı TV’de yayımlanan Erk Acarer ile Haber Peşinde programına Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, konuk oldu. Karaman, Selahattin Demirtaş ve ailesine yönelik cinsiyetçi küfür ve hakaretler, muhalefete yönelik baskılar, AİHM’in Demirtaş kararı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Selahattin Demirtaş’a dönük cinsiyetçi küfür ve hakaretlere ilişkin konuşan Karaman şu değerlendirmelerde bulundu: “Demirtaş’a en tepeden birileri Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu gibi isimler her gün “terörist” diye ithamda bulunurken bu koşullarda yargının Demirtaş lehine karar vermesi mümkün değil. Artık olağanlaştırdılar bu durumu. Yargının tek elden yürütüldüğü belli. Özellikle kimi dosyalara bakan yargıçlar Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dışında nefes bile alamazlar, ara karar bile tesis edemezler. Örneğin başta Demirtaş’ın, Kavala’nın, Ahmet Altan’ın dosyasını bu dosyalar arasına koyabiliriz. Bu açıdan hem siyaseti, hem medyayı, hem de sivil alanı dizayn etmeye çalışan dosyalardır bunlar. Siyasete ilişkin ikili bir durum var. Bir taraftan Kürt siyasal hareketinin temsil ettiği bir blok var. O bloğa sert bir tasfiye yöntemi kullanılıyor ama CHP açısından yerli ve milli muhalefetini yaratma gibi oyunlar stratejiler yaratma girişimlerinde bulunuyorlar.”
Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamak zorunda olduğunun altını çizen Karaman sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye kurulduğu günden bu yana yönünü Batı’ya yöneltmiş, Batı değerleriyle hukuk sisteminin alt yapısını oluşturulmuş bir ülke. Bu saatten sonra siz Avrupa Konseyi’nin kurucu bir üyesi olarak Konsey’den çıkmayı göze alamazsınız. Erdoğan böyle bir karar alsa bile bu devlet Erdoğan’dan ibaret değil. Toplum ve toplumun sosyolojisi buna müsade etmez. Medeni Kanunu, Katar’dan, İran’dan almadınız. İsviçre’den, İtalya’dan, Almanya’dan aldınız. Hukuk sisteminiz tamamen Avrupa ile entegre olmuş durumda. Hatta bu entegrasyonun daha iyiye gitmesi için yıllardır AB ile üyelik müzakereleri sürüyor. Hiç umutsuz olmaya gerek yok. Bu saatten sonra Avrupa Konseyi’nden çıkılmasına kimse müsaade etmez. Selahattin Demirtaş da Osman Kavala da serbest bırakılacak. Ama insan haklarını koruma mekanizmasına ilişkin hem AİHM kararları hem de Bakanlar Komitesi’nin bu kararların infazına yönelik prosedürü gerçekten çok zayıf kalıyor, geç kalıyor ve etkili olmuyor. En etkili olan yaptırımı Konsey’den çıkarma ve üyeliğini askıya almadır. O yaptırımı da toplantı üstüme toplantı yapmak sureti ile bir buçuk yıla yayarlarsa bir anlamı kalmamış oluyor. O nedenle biz bu kararın bir an evvel yerine getirilmesini istiyoruz. Bugün inat eden siyasi iktidar. Bunların tamamı uluslararası alanda pazarlık konusu. Ama en nihayetinde bu kararlara uyulacaktır.”